Erzurum ve Erzurumluya yönelik araştırmalar, anılar ve yazılar. Blog'da mevcut olan her şeyi kaynak göstererek alabilirsiniz.
8 Temmuz 2013 Pazartesi
5 Temmuz 2013 Cuma
ABİDELERİ VE KİTABELERİ İLE ERZURUM TARİHİ
Abİdelerİ Ve
Kİtabelerİ İle ERZURUM TARİHİ
İBRAHİM HAKKI
KONYALI
ERZURUM VALİLİĞİ
TIPKI BASIM 2011
İbrahim Hakkı Konyalı’nın eserinin, Erzurum Valiliğince hazırlanan ve yayınlanan tıpkı basımı.
ABİDELERİ VE KİTABELERİ İLE ERZURUM TARİHİ
ABİDELERİ VE KİTABELERİ İLE ERZURUM TARİHİ
İBRAHİM HAKKI KONYALI
ERZURUM TARİHİNİ ARAŞTIRMA VE TANITMA DERNEĞİ 1960
İbrahim Hakkı Konyalı bu eserinde Erzurum’un Tarihi olaylarını, sanat eserlerini, kültür ve folklorunun özelliklerini tanıtmaktadır.
ALLAHUEKBER ŞEHİTLERİ
ALLAHUEKBER ŞEHİTLERİ
ALPER ERZURUMLU
FERFİR YAYINLARI
Doktor Derviş yatmaya hazırlanırken düşünüyordu Bu
mevsimde Allahuekber Dağını aşmakla Rus ordusunu yenmiş Kafkasyayı fethetmiş
sayılırız. Ama ortalıkta ne Rus ordusu var ne de Kafkasya. Tek görünen
Allahuekber Dağı canavarından kurtula bilen bir avuç asker.
Balkan Savaşını atlatan Onuncu Kolordu Allahuekber Dağı
karlarına gömülüp kalmıştı. Bölge senenin dört ayı boyunca karlarla örtülüydü.
Kar yüksekliği kimi yerlerde bir metreyi geçiyordu. Zemheriler diye bilinen en
soğuk günlerdi. Sıfırın altında kırk dereceye düsşen soğuk düşmandan daha çok
düşmandı.
Yapılan harekat planına göre 9. Kolordu Sarıkamış
Dağlarını 10. Kolordu ise Allahuekber Dağlarını aşarak Rusları Sarıkamış’ta
kuşatıp imha edecekti. Amaç Rusların eline yıllar önce geçmiş olan Kars Ardahan
ve Sarıkamış’ı kurtarıp Kafkaslara sarkmak böylece Rus ordusunu üzerimize çekip
Alman ordularına yardımcı olmaktı Savaş hazırlıkları tam olarak yapılmadan Türk
askeri cepheye sürülmüştü.
ALVARLI EFE HAZRETLERİ
ALVARLI EFE HAZRETLERİ
AHMET ERSÖZ
NİL YAYINEVİ
O, anlayabildiğim ölçüler içinde büyükçe yaşadı; ama
katiyen debdebeye düşmedi. Hakk'a kurbiyet dairesinde dönüp durdu; fakat hiç mi
hiç ihtişama ve alayişe yüz vermedi. Adeta bir huma kuşu gibi gölgesi vardı,
kendisi yoktu. O, akıl gözümü doğru düşünce ile birleştirmeye muvaffak olmuş ve
kalpkafa izdivacı gibi çok az talihlinin ulaşabildiği bir noktada kutup bir
insandı. O, en kötü dönemde, en ağır şartlar altında kimseye pes etmeden ve hiç bir şeye takılıp kalmadan
medrese ilimleri ile tekkenin aşk ve şevkini telifı başarmış çok nadide temiz
soluklardan biriydi. Himmetindeki yükseklik ve idaresindeki bu derinlik
sayesinde bizlere ilkler arasındaki mesafeyi bir ölçüde muvaffak olmuş ve
arkadan gelenlere zemin hazırlamıştır. O hep himmeti ali olarak yaşadı ve
himmeti de insanımızın kendi dünyasına, kendi kültürüne uyanması istikametinde
idi. Evet, bir taraftan laubalilerin, başıboşların iplerini çekiyor; onlara
çizgilerini ve çizgilerinde derinleşmeyi gösteriyor; diğer yandan da eski
sistemde İslami ilimlerle meşgul olanların marifetullah, muhabbetullah ve
zevk-i ruhaniye çağırıyor; adeta herkesin sofrasına ilahi varidattan bir şeyler
atarak, hemen her kesimden ruhaniyetten bir şeyler meydana getirmeye
çalışıyordu.
Ahmet Ersöz’ün kaleminden Hace Muhammet Lütfi Efendi.
ANADOLU SELÇUKLULARI DÖNEMİNDE ERZURUM 1202-1318
ANADOLU SELÇUKLULARI DÖNEMİNDE ERZURUM 1202-1318
Dr.OSMAN GÜRBÜZ
AKTİF YAYINEVİ
Dr.Osman Gürbüz; XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde bölge, Erzurum
Selçuklu Beyliği'nin kuruluşuna, bir siyasi oluşumun komşuları ve Anadolu
Selçuklu Devleti ile ilişkilerine, varoluş kavgasını sürdürebilmek için
şehzadelerini Gürcü prensleriyle evlendirip Celaleddin Harezmşah ittifakına
katılmalarına ve yaptıkları yanlış seçim yüzünden beyliklerini kaybetmelerine
tanık olur. Yüzyılın ikinci çeyreğinde yöre, Konya’daki merkezi hükümete
bağlanarak bir yandan Keykubad ve Keyhüsrev zamanının zenginlik ve refahını
yaşarken, diğer yandan şehir Moğol tehlikesine karşı ana savunma üssü olarak
hazırlanır. Aynı yüzyılın üçüncü çeğreğinde işgalin olumsuz etkilerinden
sıyrılan şehir, Bağdat'ın yerini alan İlhanlı başkenti Tebriz'i Akdeniz ve
Karadeniz'e bağlayan yolların kavşağında önemli bir ticaret merkezi haline
dönüşür. XIV. yüzyıl başlarında Gazan ve Olcaytu hanların bayındırlık
hamlesinden yüklü bir pay alır.
Selçuklu ülkesinin Doğu Anadolu ucunu oluşturan
Erzurum bölgesinin tarihinin aynı zamanda Anadolu Selçuklularının tarihi olduğunu
akıldan çıkarmamak gerekir.
ANILAR
ANILAR
SADRAZAM SAİT PAŞA
ŞEMSETTİN KUTLU
HÜRRİYET YAYINLARI 1977
Hayatı boyunca 9 kez sadrazam olarak Osmanlı tarihinde
rekor kıran Erzurumlu Sait Paşa’nın, Görevde olduğu, Osmanlının en kötü ve zayıf günlerindeki anıları;
Şemsettin Kutlu tarafından sadeleştirilerek ve günümüz diline uyarlanmış ve
akıcı bir dille okuyucuya sunulmuş.
AŞIK GÜLHANİ - HAYATI - SANATI – ŞİİRLERİ
Yrd.Doç.Dr.ABDULKERİM DİNÇ
PALANDÖKEN BELEDİYESİ
Yrd.Doç.Dr.Abdulkerim Dinç’in kaleminden Erzurumlu Aşık Gülhani’n hayat
hikayesi ve şiirleri
Ey Aşık Gülhani gafletten ayıl,
Dikkat et gerçeğe edesin meyil,
Çantayla dolanmak katiplik değil,
Ancak güzel yazı yazmak önemli.
AŞIK MEVLÜT İHSANİ HAYATI-SANATI-ŞİİRLERİ
AŞIK MEVLÜT İHSANİ HAYATI-SANATI-ŞİİRLERİ
Yrd.Doç. Dr.DİLAVER DÜZGÜN
ERZURUM
Yrd.Doç. Dr. Dilaver DÜZGÜN tarafından Erzurumlu Âşık
Mevlüt İhsani’nin hayatı ve eserleri hakkında yapılan araştırma, aşığın 200
şiiri ve bazı karşılaşmalarından verilen örnekler.
Gidenleri eyleyemez
Yollar üzgün ben üzgünüm
Dertlerini söyleyemez
Diller üzgün ben üzgünüm
Cahil olan söze kanmaz
Yüz yaşar yine uyanmaz
Uçtu sunam geri dönmez
Göller üzgün ben üzgünüm
Kumaş seçtim çıktı parça
Ne kol çıktı ne de paça
Bağrım gibi parça parça
Şallar üzgün ben üzgünüm
Bunca gelen yiğit n’oldu
Kaderin dediği oldu
Bülbül uçtu gül de soldu
Güller üzgün ben üzgünüm
Mevlüt İhsan kara yazım
Yok kadere itirazım
Kara kılıf kara sazım
Teller üzgün ben üzgünüm
BAŞIMIZA GELENLER M.ARİF BEY
BAŞIMIZA GELENLER M.ARİF BEY
HAZIRLAYAN M.ERTUĞRUL DÜZDAĞ
İZ YAYINCILIK
Mehmet Arif Beyin “Başımıza Gelenler” eseri, yazarı tarafından bizzat yaşanmış,
büyük ve millî bir felâketin, “93 Harbi” diye bilinen 1877-78 Rus Harbi’nin
birinci elden ve birçok bakımdan hikâyesidir.
Bir ilim ve fikir adamı olan
yazar, kitabına, savaşın yalnız görünen sahnelerini kaydetmekle kalmamış;
bundan çok daha önemli olarak, olayların, resmî tarihlere geçmesi mümkün
olmayan perde arkasını, oluşma sebeplerini, subayların, erlerin, gönüllülerin
ve harp sahasındaki müslim gayrimüslim, dost düşman, her kavim ve kabileden
muhtelif sivil halkın ruh hallerini, inançlarını, duygu ve düşüncelerini, hep
beraber çekilen maddî ve beşerî güçlükleri; geçirilen buhranlı ve değişken ruhî
durumları; kahramanlıkla korkaklık, cesaretle bozgun arasında gidip gelen
insanî duyguları, buna sebep olan eski ve yeni siyasi ve sosyal şartların
mâhiyetini, gelenek görenek ve eğitim sisteminin bu hallere olan tesirlerini
tespit etmeye çalışmış; bu yolda çok isabetli teşhis ve tahlillerde
bulunmuştur.
BEŞ ŞEHİR
BEŞ ŞEHİR
AHMET HAMDİ TANPINAR
BAŞBAKANLIK KÜLTÜR MÜSTEŞARLIĞI KÜLTÜR YAYINLARI
'Hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü
ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır.' Tanpınar'ın en önemli denemelerinden
biri olan bu kitapta beş şehir anlatılmaktadır: Ankara, Erzurum, Konya, Bursa,
İstanbul.
Erzurum
Hiçbir yerde memleketin Birinci Cihan Harbi'nde
geçirdiği tecrübenin acılığı burada olduğu kadar vuzuhla görülemezdi. Bu, eski
ressamların tasvir etmekten hoşlandığı şekilde, ölümün zaferi idi. Dört yıl, bu
dağlarda kurtlara insan etinden ziyafetler çekilmiş, ölüm her yana dolu dizgin
saldırmış, seçmeden avlamıştı. Uğursuz tırpan durmadan, bir saat rakkası gibi
işlemiş, rast geldiği her şeyi biçmişti. Bununla beraber, nüfusu altmış binden
sekiz bine inen Erzurum Millî Mücadeleye ön ayak olmuş, Ermenistan zaferini
idrak etmiş, yavaş yavaş sağ kalan hemşerilerini toplamaya başlamıştı.
Erzurum Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden
bakar. Şehrin macerası düşünülürse, bu yükseklik daima göz önünde tutulması
gereken bir şey olur. Malazgirt Zaferinin açtığı gedikten yeni vatana giren
cedlerimizin fethettikleri büyük, merkezi şehirlerden biridir.
Tarihimizin ikinci dönüm yerinde, Millî Mücadelenin ilk
temeli gene Erzurum'da atılır. Her şeye rağmen hür, müstakil yaşamak iradesi,
ilkin bu kartal yuvasında kanatlanır. Atatürk, Erzurum'dan işe başlar. Tıpkı
ilk fatihler gibi oradan Anadolu'nun içine doğru yürür; ordan başlayarak
yurdumuzu, milletimizin tarihî hakları adına yeni baştan fethederiz.
Tanpınar'ın gözlemleri, etkileyici üslubu birleşince
edebiyatımızın en değerli eserlerinden biri doğmuştur. Türk Edebiyatında en
kıymetli denemelerden biridir.
BİR DEMET TARİH
Bİr demet tarİh
MUZAFFER TAŞYÜREK
öğretmen yayınları
Ertuğrul Gazi,
Söğüt'te oturuyordu. Bir gün
köyleri dolaşmaya çıkmıştı. Akşam olunca
İtburnu köyünde bulunan ulemâdan bir zâtın evinde misafir kaldı. Ev sahibi Ertuğrul Gazi'ye fazlaca ikramda
bulundu. Ertuğrul Gazi, gece yatacağı zaman rafta bulunan bir kitabı
görüp, sordu:
-“Bu kitap nedir?”
Ev sahibi:
-“ Kur'an-ı Kerîm'dir.” dedi ve odadan çıkıp gitti.
Ertuğrul Gazi,
serilmiş yatağa yatmayıp,
Kur'an-ı Kerim'in önünde el bağlayıp,
sabaha kadar ayakta durdu. Ancak
güneş doğarken otuduğu yerde kendinden geçince, bir rüya gördü. Rüyasında bir pîr ona:
“Sen, Allah Kelamı
olan Kur'an-ı Kerîm'e halis bir kalp ile
saygı gösterdin; bunun için sana mükafat olarak evlat ve torunlarına padişahlık
verildi. Bütün neslin aziz olsun!” dedi.
Ertuğrul Gâzi,
Selçuklu Sultânı Alâeddîn'in vefâtına kadar altı sene etrâfın fethi ve
İslâmiyetin yayılması için bütün gayreti ile çalıştı.
Tarihçi Muzaffer Taşyürek kaleminden; Osmanlının
kuruluşundan yakın tarihimize kadar geçmişimizde anlamlı bir gezinti
BİR KENTİN DİLİ ERZURUM
BİR KENTİN DİLİ ERZURUM
TANER ÖZDEMİR
Rıfkı Salim Burçak Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Tarih öğretmen-leri Taner Özdemir
editörlüğünde, 9 ve 10'uncu sınıf öğrencile-rinin 3 aylık çalışması 'Bir kentin
dili Erzurum' ismiyle yayımlandı.
Erzurum'un kültürel yaşamını, kaybolan gelenek ve görenekleri ile manevi değerlerinin yer aldığı sözlü tarih derlemesi bir çalışma.
Erzurum'un kültürel yaşamını, kaybolan gelenek ve görenekleri ile manevi değerlerinin yer aldığı sözlü tarih derlemesi bir çalışma.
BİR KENTİN SOLGUN YÜZÜ
BİR KENTİN SOLGUN YÜZÜ
FERİDUN ANDAÇ
DHARMA YAYINLARI
“Bir Kentin Solgun Yüzü”, bir kentin zamanla değişiminin kitabıdır. Çocukluğunun izini süren Feridun
Andaç, "çocukluk cennetim" dediği kendi Erzurum'una, çocukluk kentine yıllar sonra dönüp
bakışında hayal kırıklığını ve hüznünü anlatır her bir satırında.
BİR KÖY TARİHİ: CİNİS
BİR KÖY TARİHİ: CİNİS
Prof. Dr.ENVER KONUKÇU/Doç. Dr.İBRAHİM ATNUR
DERGÂH YAYINLARI
Osmanlı
döneminde bir süre nahiye de olan Cinis köyünün tarihi, Prof. Dr. Enver Konukçu ve Doç. Dr. İbrahim Atnur’un çalışmalarıyla elimize ulaştı.
Ahmet Hamdi Tanpınar dört gün misafir olduğu Cinis köyünü Beş Şehir kitabında anlatır. Tarihi boyunca; bereketli günleri ve zenginliği barındırdığı gibi, harp ve talan yıllarında açlık ve yoksulluğu da yaşar.
"Bir Köy Tarihi: Cinis" kitabında tarihin dönemlerinde bir köy anlatılırken, Osmanlı kayıtlarında ve günümüz verileriyle bu köyün sosyal ve iktisadî yapısı incelenmektedir.
Ahmet Hamdi Tanpınar dört gün misafir olduğu Cinis köyünü Beş Şehir kitabında anlatır. Tarihi boyunca; bereketli günleri ve zenginliği barındırdığı gibi, harp ve talan yıllarında açlık ve yoksulluğu da yaşar.
"Bir Köy Tarihi: Cinis" kitabında tarihin dönemlerinde bir köy anlatılırken, Osmanlı kayıtlarında ve günümüz verileriyle bu köyün sosyal ve iktisadî yapısı incelenmektedir.
BİR SAVAŞIN BİLİNMEYEN ÖYKÜSÜ ‘SARIKAMIŞ HAREKÂTI'
Bİr savaşın
bİlİnmeyen öyküsü ‘Sarıkamış Harekâtı'
Yrd. Doç. Dr.Yavuz Özdemİr
ERVAK YAYINLARI
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Yavuz Özdemir'in Osmanlı, Genelkurmay Başkanlığı ve Alman arşivlerinden
derleyerek hazırladığı "Bir Savaşın Bilinmeyen Öyküsü (Sarıkamış
Harekatı)" adlı, arşiv belgelerine dayanan kitabıyla, bugüne kadar
bilinmeyen veya yanlış bilinen birçok gerçeğin gün yüzüne çıkarıyor.
Sarıkamış
Harekatı'nda ilk defa uygulanan savaş planları, Enver Paşa'nın ordunun başına
geçmesi, savaşta yaşanan imkansızlıklar, toplu donma olaylarının gerçek yüzü,
Ermenilerin ihaneti, savaşın Çarlık Rusya'nın yıkılma sürecine etkisi ele
alınıyor.
BİR ŞEHRİN RUHU: ERZURUM
BİR ŞEHRİN RUHU: ERZURUM
M.SITKI ARAS
DERGÂH YAYINLARI
Sıtkı Aras Erzurum´un Manevi Mimarları ile tanıtmaya başladığı Erzurum´u ve Erzurumluyu elinizdeki eserle tamamlıyor.
Erzurum
insanını coğrafyası, tarihi ve kültürü içinde inceliyor. "Duruşu" ve
"sükutu"yla meşhur olan Erzurumlunun derin tabakalarına inerek Dadaş tipini,
Veli tipini, hanedan (bey) tipini,
mütefekkir ve alim tipini, nüktedan tipini örnekleriyle bizlere anlatıyor.
Bir
şehrin ruhunda bir şehri bulacaksınız, Erzurum´u.
BİR VAKİTLER ERZURUM
BİR VAKİTLER ERZURUM
İBRAHİM AYDEMİR
DERGÂH YAYINLARI
Bir Vakitler Erzurum, geçmiş Erzurum´a özlemdir,
Erzurumluluğu hazırlamadır, bir milletin yeşerip cihana fışkırmasında kaynaklık
eden mekanın hatıralar yüküdür. Bu kitap geçmişi soldurulan Erzurum ve
Erzurumluluğun türküsüdür. Hafızaların tazelenmesi, maziye ve umursamazlığa
yakılan ağıttır.
Bir Vakitler Erzurum, unutulmuş mekanlar olaylar ve
insanlarıyla hepimizin hikayesidir.
BÜTÜN YÖNLERİYLE ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ SEMPOZYUMBİLDİRİLERİ
BÜTÜN YÖNLERİYLE ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
Hak Şerleri hayr eyler
Zannetmeki gayr eyler
Ârif ânı seyr eyler
Melâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler.
16-18 Kasım 2011 tarihleri arasında Erzurum Atatürk
Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen “Erzurumlu İbrahim Hakkı
Hazretleri Sempozyumu’nda” bilim adamlarınca sunulan 69 tebliğden 49 tanesi
konu bütünlüğü oluşturacak şekilde tasnif edilerek kitapta sunulmaktadır.
BÜTÜNÜYLE ERZURUM KONGRESİ; I,II VE III NCÜ CİLTLER
BÜTÜNÜYLE ERZURUM KONGRESİ; I,II VE III NCÜ CİLTLER
Prof.Dr.Fahrettin
KIRZIOĞLU
KÜLTÜR OFSET
1. CİLT: (Vilayati Şarkıyye Müdafaa-i Hukuk-i Milliye
Cemiyeti'nin Kuruluşu, Hazırlıkları, Erzurum Vilâyet Kongresi, 17-21 Haziran
1919)
2. CİLT: Büyük Ermenistan ve Pontus Krallığı Kurma
Akımlarına Karşı Vilayati Şarkıyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti ile
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin Ortaklaşa Yaptığı Erzurum Umumî
Kongresi, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
3. CİLT:(Erzurum Kongrelerinin Belge ve Zabıt Asıllarının
Klişeleri, Erzurum ve Atatürk ile İlgili Fotoğraflar 1919-1924, Kongre
Mümessillerinin Fotoğraf ve Hal tercümeleri)
Resmi arşiv ve ailelerdeki belge ve hatıralara göre
yayına hazırlayan: Prof.Dr.Fahrettin Kırzıoğlu
CENUB-İ GARBİ KAFKAS HÜKÜMETİ
Cenub-İ Garbİ
Kafkas Hükümetİ
Yrd.Doç.Dr.AHMET Ender
GÖKDEMİR
ATATÜRK ARAŞTIRMA
MERKEZİ
Yrd.Doç.Dr.Ahmet Ender Gökdemir’in araştırma eseri; 17-18
Ocak 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Kars Kongresi'nin sonucunda
kurulan ve 12 Nisan'da İngilizlerin Kars'ı işgal etmeleriyle son bulan; Kars
(hükümet merkezi), Batum, Ahıska, Ahılkelek, Artvin, Ardahan, Acara, Posof,
Çıldır, Göle, Oltu, Karakurt, Sarıkamış, Karapınar, Kağızman, Kulp, Iğdır,
Serdarabat, Aralık, Nuraşen, Nahcivan, Culfa ve Orduabat gibi yerleri kapsayan "Güneybatı
Kafkas Cumhuriyeti" veya "Kars Cumhuriyeti" ni kuruluşundan lağvedilişine kadar kapsıyor.
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE ERZURUM
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE ERZURUM
RAHMİ HÜSEYİN ÜNAL
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI
Erzurum Çifte Minareli Medreseyi kim, hangi tarihte yaptırdı
sorusu hala cevap bulmamışken, birde Hundi Hatun'un konusu halen çözülmüş
değil. Medresenin kitabesinin veya vakfiyesinin
bütün soruları cevaplaması gerekirken
bir kitabede mevcut değildir.
Halk arasında bir farsça kitabenin varlığı söylene gelmektedir
ve 1829 yılında Ruslar tarafından yerinden sökülerek St. Petersburg'a götürüldüğü rivayet
edilmektedir.
Çifte Minareli Medreseyi her yönden tanıtım amaçlı
inceleyen bir eser.
ÇIKMAZ SOKAK
ÇIKMAZ SOKAK
Dr.M.ŞADİ TANŞU
DERGÂH YAYINLARI
Erzurum Caferiye Mahallesi'nde doğan
"Kadıhafızoğulları"ndan Dr.M.Şadi Tanşu bir Erzurum sevdalısıdır.
Hacmi küçük, duygu ve hatıralarla yüklü kitap, bir sevginin yurdu ve şehri
vareden manevi hasletlerin terennümüdür.
"Kadıhafızoğulları"nın yedinci neslinin
temsilcisi, Cumhuriyet Caddesi Sudamı Çıkmaz Sokak'tan günümüzde kaybolan insan
duygu ve münasebetlerini bize hatırlatıyor.
DAMLA DAMLA ERZURUM
DAMLA DAMLA ERZURUM
SABAHATTİN BULUT
Erzurum Halk
Oyunları-Halk Türküleri Derneği Kültür yayınları 1989
" Damla Damla Erzurum " O günlerde Erzurum Halk
Oyunları-Halk Türküleri Derneği Başkanı olan Sabahattin Bulut’un
kaleminden Erzurum'un kültür ve sanat
tarihi, halk edebiyatı, folkloru, turistik değerleri özetinin bir kitapta toplanması.
DE HELE
DE HELE
GÜRBÜZ PAPAĞAN
Gürbüz Papağan’ın 1 ncİ Şiir Penceresinden seçmeler;
Sabağın erinden cama çıhirsan,
Gerib gerib yeniş yohuş bahirsan,
Bilmirsenki yüregimi yahirsan,
Gız senin adın ne de hele,
Belliki gız sen burali değilsen,
Misafirsen ama, ecep kimin neyisen,
Bir başka bahirsan başga gülirsen,
Gız senin adın ne de hele,
Desdiler elinde suya gelirsen,
Zannedirem garşi dağın çiçegi sen güli sen,
Ecep melekmisen yohsa hürisen,
Gız senin adın ne de hele,
Gapının önünde sıra sıra duz daşi,
Uzanir bahiram sene köşeden, cız edir yüregim başi,
Ya yengen yanında olir, yada anan gardaşi,
Gız senin adın ne de hele,
Nahır gelir koyun guzu meleşir,
Harmanlıhta çoluh çocuh oynaşir,
Sen gelende elim dilim dolaşir,
Gız senin adın ne de hele,
Geyinirsen kot pantolun darıni,
Bahçalarda gez salını salını,
Hep bahirsan heyirsiz heç sorirsan halımı,
Gız senin adın ne de hele,
DOĞU ANADOLUDA RUS-ERMENİ MÜŞTEREK MEZALİMİ “MOSKOF MEZALİMİ”
DOĞU ANADOLUDA RUS-ERMENİ MÜŞTEREK MEZALİMİ
“MOSKOF MEZALİMİ”
KADİR MISIRLIOĞLU
SEBİL YAYINEVİ 1970
Türkler tarihlerinde en çok Ruslarla savaşmıştır ve Türk
Devletine ilk hasta adam yakıştırmasını da yapan moskoflardır. Kadir
Mısırlıoğlu Kırım, Kafkasya, Azerbaycan, Türkistan ve Doğu Anadolu’da Rus-Ermeni işbirliği ile
Türklere yapılan mezalimi belgelerle ve
fotoğraflarla güçlendirerek bu eserde toplamış.
4 Temmuz 2013 Perşembe
''DOST ELİNDEN GELEN TURNA '' ERZURUMLU EMRAH HAYATI – ŞİİRLERİ
''DOST ELİNDEN GELEN TURNA '' ERZURUMLU EMRAH Hayatı – Şİİrlerİ
ORHAN URAL
HÜRRİYET YAYINEVİ
Yazar Orhan Ural’ın kaleminden Erzurumlu Emrah hayatı ve
şiirleri.
Dedim dilber didelerin ıslanmış
Dedi çok ağladım sel yarasıdır
Dedim dilber ak gerdanın dişlenmiş
Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
Dedim dilber sana yazılmış kanım
Dedi niçün böyle edesin sultanım
Dedim teşne vermiş ince miyanın
Dedi ben sarıldım kol yarasıdır
Dedim seni saran serini vermiş
Dedi beni saran murada ermiş
Dedim peri yanaklarının kızarmış
Dedi çiçek sokdum gül yarasıdır
Dedim dilber Emrah aklımı aldın
Dedi sevdiğine pişman mı oldun
Dedim dilber niçin sarardın soldun
Dedi hep çekdiğim dil yarasıdır
EFSANE KADIN NENE HATUN
EFSANE KADIN NENE HATUN
M.TALAT UZUNYAYLALI
NESİL YAYINLARI
Nene Hatun; 93 Harbi olarak anılan 1877 -78 Osmanlı Rus
Savaşı sırasında tarihe adını yazdırdığı efsaneleştiği sırada henüz 20
yaşlarında körpe bir gelindi. Rusların Erzurum’ da Aziziye Tabyasını ele geçirmesi onun içindeki vatan aşkını bir
kor haline getirdi. Küçük yaştaki oğlunu ve üç aylık kızını evde bıraktı ve
soluğu cephede aldı.
Düşmanda iyi silahlar vardı onlarda ise iman. Donanımlı
bir orduya karşı taşlı sopalı kazmalı kürekli gırtlak gırtlağa bir mücadeleye
girdiler gözlerini kırpmadan. Ve zafer onların oldu.İşte bu roman Nene Hatun'un
adını tarihe altın harflerle yazdıran muhteşem kahramanlık destanını sunuyor.
ERMENİLERDEN GÖRDÜKLERİMİZ
ERMENİLERDEN GÖRDÜKLERİMİZ
Prof.Dr.ZEKİ BAŞAR
Ankara Basım ve
Cİltevİ
Prof.Dr.Zeki Başar’ın kaleminden belgelere ve ilk ağızdan
bilgilere dayanarak Erzurum’da Ermeni mezalimi.
ERZURUM AŞIKLIK GELENEĞİ
ERZURUM AŞIKLIK GELENEĞİ
Dr.METİN ÖZARSLAN
AKÇAĞ BASIM YAYIN
Aşıklık geleneğinin Erzurum`da, değişme şartlarına
intibak ederek canlılığını sürdürdüğü bir vakıa olarak ortadadır. Uyanık, zeki
ve yaratıcı olan yöre aşıkları,karşılaştıkları menfi şartlara rağmen,
sanatlarını ısrarla icra ederek geleneği yaşatmakta-dırlar. Aşık ve dinleyici
birbirini tamamlar. Geleneğin devam etmesinde aşıklar kadar önemli olan
dinleyici kitlesinin aşıklara ilgisi, geleneğin etkili ve değişmez unsurudur.
Aşıklar, dinleyici çevreye, geleneğin icra zeminleri yanında, kitle iletişim
araçlarını da kullanarak ulaşmaktadırlar. Böylece gelenek, Erzurum dışına
taşarak bütün ülkeye hitap etmektedir. Hitap alanının genişlemesine karşılık
geleneğe ilgi çevrenin insanıyla sınırlıdır. Dolayısıyla geleneğin yaşaması,
yarınlara taşınması ve yeni şekiller/işlevler yüklenmesi de bu gelenek
çevresinin ilgisine bağlıdır. Erzurum`da aşıklara ve aşıklığa duyulan sıcak
ilginin taşıdığı canlılık, geleneğinin en sağlam yaşama zemini olarak ayaktadır.
ERZURUM BARLARI YÖRESEL GİYSİLER
ERZURUM BARLARI YÖRESEL GİYSİLER
İhsan Coşkun
ATILCAN
ERZURUM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA VAKFI YAYINI
Erzurum barları ile civarda görülen erkek ve kadın folklorik
kıyafetleri, İhsan Coşkun Atılcan tarafından incelenerek bize sunulmaktadır.
ERZURUM BELEDİYESİ TARİHİ -1-
ERZURUM BELEDİYESİ TARİHİ -1-
MURAT KÜÇÜKUĞURLU
DERGÂH YAYINLARI
Türkiye'nin en eski belediyelerinden biri olan Erzurum
belediyesi; iki cilt halinde hazırlandı. İlk cilt 1930 yılları arasını
kapsamaktadır. 1877'de Belediye Kanununun çıkarılmasıyla kurumlaşmaya başlayan
Erzurum Belediyesi'nde Şerif Efendi dönemi önem arz eder. Erzurum tarihine de
Katkıda bulunan bir eser.
ERZURUM BELEDİYESİ TARİHİ -2-
ERZURUM BELEDİYESİ TARİHİ -2-
MURAT KÜÇÜKUĞURLU
DERGÂH YAYINLARI
Erzurum Belediyesi Tarihi
2" 1930-1950 yılları arasındaki "Tek Parti Dönemi"ni bütün
yönleri ile kapsamaktadır.
ERZURUM BİR İPEKYOLU ŞEHRİ
ERZURUM BİR İPEKYOLU ŞEHRİ
MUZAFFER TAŞYÜREK
BİREY YAYINCILIK
Erzurum tarihi
çağlardan günümüze önemli bir yerleşim yeri, tarihi İpek yolu üzerinde bir
ticaret merkezi, medreseleri, mektepleri ile bir eğitim şehri. Erzurum geçmişte
ve bugün gerek yaşadığı olaylar, gerek yetiştirdiği insanlarla tarihe,
edebiyata, sanata, siyasete, kültüre, imzalar atmış, bir şehir. Tarihe muhalif
isimler çıkararak, imza atmış,
İstanbul'u haksız vergilere karşı çıkardığı isyanla titretmiş, sivri
kalem ve sivri dilleriyle kelleri alınan şair, siyasetçi, asker, bürokrat,
sivil muhalifler çıkarmış bir şehir.
Muzaffer Taşyürek’in anlatımı ile; Nef'i'yi, Rüştü Paşayı, Kırbaşzade Fevzi
Beyi, Hüseyin Avni Ulaş’ı, Kadı Raif Efendi’yi, Deniz Gezmiş’i, Cemal Gürsel’i,
yetiştiren toprakların hikayesi.
ERZURUM ÇARŞI PAZAR
ERZURUM ÇARŞI
PAZAR
Sebahattİn BULUT
KÜLTÜR YAYINLARI 1997
Cumhuriyet döneminde hele 1950 sonrası neyimiz varsa
satılığa, pazara çıkardık. En güzel ve tipik Erzurum evlerinin üzerine
"Satılık" yazıları yapıştırdık.
Evlerimizin araç-gereçlerinden tutun da, pirinç
şamdanlarından bakır mangallarına kadar hepsini Bit Pazarı'nda pazarladık.
Oymalı nakışlık ahşap çocuk beşiklerimizi ya semaverlerde yaktık veyahut
sokaktaki bir nayloncudan bir leğenle değiştiriverdik.
Geniş yollarımızı zengin hatırlı kişilere,
kaldırımlarımızı "Zemin Icarlı" bir maske ile siyasi partilere tahsis
ettik.
Biz şimdi, satılanların, yıkılanların fotoğrafları ile
Çarşı Pazar kurduk. Bakın arayın, neyi özlediyseniz, neleri anımsaya biliyorsanız bizim çarşımızda bulabileceğinizi ümit ediyoruz. Hepsi
parasız, hepsi bedava, içiniz neyi sevdiyse onu satın alın ve gönül köşenize
yerleştirin. Belki birgün onları da bulamayacaksınız.
Erzurum'da öyle bir çarşı pazar kuruldu ki Bit
Pazarı'ndan aşağı. Her şey kelepir.
Sadece bunları mı sattık? Daha neler pazarladık neler,
üzerine tir-tir titrediğimiz, folklorik değerlerimizden Erzurum Bar'larınızı
bile düğün salonlarında pazara çıkardık. Dadaş kisvesi altındaki soytarıların
alınlarına para yapıştırarak ar ve hayayı da orada pazarladık.
"Erzurum Çarşı Pazar
İçinde bir kız gezer
Elinde divit kalem
Dertlere derman yazar"
diye türküler söyledik. Ama şimdi kalemi de yitirdik,
dermanı da.
Baksanıza, iki Erzurumlu zibidi, dilimizi ananelerimizi,
âdetlerimizi pazarlayarak mahalli radyolarda ve gecelerde sözüm ona "şehir
komikleri" olarak boy gösteriyor, Erzurum'la alay ediyorlar.
Hani,
"Palandöken yüce dağ
Altı mor sümbüllü bağ
Seni vermem ellere
Nice ki bu canım sağ"
diyerek türküler yakmıştık.
Bunların hepsi kubbede
"hoş seda" olarak kaldı. Buraya kadar yazdıklarımızı siz
"latife" kabul edin. Onlara bırakmayın, bizim "gönül
çarşımızda" biriktirdiğimiz "kültür varlıklarımıza" sahip çıkın.
Sebahattin
BULUT
ERZURUM DİYALOGLARI
ERZURUM
DİYALOGLARI
FATİH KAYA
Yalın Yayıncılık
Erzurumlu çayı çok sever. Derler ki: Rize'de yetişir
Erzurum'da içilir. Çay iyi olur olmasına göre çeşitli isimler alır. Davşan
gani, nenemin abdest suyi, zeytin yaği, herif çayi.
Çay cani isteyen: Kızzırik oldum, dilim damağım gurudi,
ğaşlandım, der.
Velhasıl çay Erzurum'da ab-ı hayat muamelesi görür.
Kadınların toplandığı bir mekanda demliklerin biri gider, biri gelir. 15,20,30
bardak.
Avurtlarda tarçınlı agide, bardaklarda koca bir limon
dilimi. Anam bu çaydan heç bişe annamadım biz gidağda evde devam edeğ, denir. Bir yerde
misafirse, artık yeter içmirem desen de ev sahibi ısrar eder:
-"Bi tene daha iç, bu da cırıldım çayı."
Fatih Kayanın derlemesi ile ilginç Erzurum tabirlerini
tebessüm ederek okuma fırsatı.
ERZURUM EFSANELERİ
ERZURUM EFSANELERİ
Prof. Dr. BİLGE SEYİDOĞLU
DERGÂH YAYINLARI
Erzurum Efsaneleri, Erzurum ve yöresinde belli yerlere
bağlı efsanelerin derlenmesi ve incelenmesinden oluşmuştur. Bütün dünyada
insanlar oturdukları yeri kutsallaştırırlar. İnsanlar dünyaya manevi olarak
yerleşir, kendileri ile mekân arasında bağ kurarlar. Bu konuda Türkiye dışında
birçok araştırmalar yapılmıştır. Türkiye´de bu tür araştırmalar azdır.
Erzurum´lu Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu´nun Erzurum Efsaneleri isimli incelemesi bu eksiği gidermektedir.
ERZURUM FIKRALARI VE MEŞHUR NÜKTEDANLAR
Erzurum Fıkraları
ve Meşhur Nüktedanlar
Haluk Harun Duman
Duyap YAYINEVİ
Haluk Harun Duman'ın araştırmasında Erzurumlu ünlü nüktedanlar; Arap Şeko, Jilet Şeref, Gullebi Turan, Nail Baba, Naim Hoca, Teyo Pehlivan fıkraları ile Erzurum’a özgü
anonim fıkralardan çeşitlemeler yer almakta.
ERZURUM FIKRALARI
ERZURUM FIKRALARI
MEHMET ZEKİ KILIÇ/YAŞAR ARTNUR
DERGÂH YAYINLARI
“Erzurum Fıkraları”; Anonim ve Erzurumlu nüktedanlara
ait olan fıkraları içermektedir. Kitaptaki fıkralarda eleştiri, muhalefet, insan karakterinin
hayat içindeki pek çok yönünü; bazen mizaha, bazen acı gerçeklere bürünmüş
olarak buluyoruz.
Erzurum insanının; saf, muzip ve şakacı yönü, muhalif ve hayata
bakış açıları, hayat içinde söylenmeyen gerçeklere vurgu yapması önemlidir.
Derlemede "Erzurum ağzı" esas alınmış.
ERZURUM HALK MASALLARI ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR
ERZURUM HALK MASALLARI ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR
BİLGE SEYİDOĞLU
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 1975
Atatürk Üniversitesi Halk Edebiyatı Asistanı Bilge Seyidoğlu tarafından, Erzurum Masalları ile ilgili
yapılmış bu araştırma; masalları menşelerini, motiflerini ve metinlerini
kapsamaktadır
ERZURUM İLİ AĞIZLARI 1-2-3
ERZURUM İLİ AĞIZLARI 1-2-3
EFRASİYAP GEMALMAZ
TÜRK DİL KURUMU YAYINLARI 1978
Erzurum ili ağızları üzerine Efrasiyap Gemalmaz
tarafından yapılan bu çalışma, 5066 kilometrekarelik bir alanı içeren yörede,
1965-1971 yılları arasında yapılmış olan soruşturma ve derlemelere
dayanmaktadır. İçerisinde yer yer, Eski Türkçenin, Eski Anadolu Türkçesinin,
Kıpçak Türkçesinin ve günümüz Türkiye Türkçesi konuşmasının özellikleri
bulunan bu bölge ağzı, daha çok Türkçenin Türkmen-Azeri-Terekeme ağız izlerini
göstermektedir.
Üç cilt olarak hazırlanan bu eserde, I. cildin başında yer alan
Ön Söz ve Giriş bölümlerinden sonra, eldeki malzemenin Ses Bilgisi ve Şekil
Bilgisi yönünden bir incelemesi bulunmaktadır. II. ciltte örnek metinler yer
almaktadır III. cilt ise; Bibliyografya, Sözlük, Ses Bilgisi ve Şekil
Bilgisi'ne ayrılmıştır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)