19 Haziran 2012 Salı

Mustafa Halûk GÜÇLÜ (1951-2011)





Mustafa Halûk GÜÇLÜ; 1951 yılında Erzurum’da doğdu. İlk, orta ve üniversite tahsilini Erzurum’da yaptı. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunudur.

Çocuk yaşta sanata ilgi duyan Mustafa Halûk GÜÇLÜ, ilk yağlıboya tablosunu yaptığında henüz 13 yaşındaydı. “Erzurumda Kış” adlı resmini kontraplak üzerine yağlıboya olarak yaptı. Ortaokul döneminde Hocası Ressam Fuat İğdebeli’nin büyük desteğini gördü.

1968 ‘de mahalli bir gazetede muhabir olarak çalışmaya başladı. Sipariş üzerine onlarca portre çalışması yaptı. Fuarlarda; bayramlarda büyük panoları resimlerle posterlerle donattı. Resimlerle süslü dekorasyonlar (iç mimari) ve vitrin dekorları yaptı.

Ressam Mehmet Sabır Bey’le tanıştı. Beş yıldan fazla bir süre beraber çalıştı. Atatürk Üniversitesi Lokali, Hacıbaba Kebab Salonu v.b. yerlerin dekorasyonlarıyla birlikte ilgi çeken resim çalışmaları yaptı. Erzurum Halk Oyunları Derneğinin “Hurrem Sultan”,”IV. Murat”, “Köroğlu” gibi oyunlarında tiyatro dekorları yaptı.

Bir taraftan da genel yayın müdürü olduğu Doğu Ekspres gazetesinde günlük klişeler de çizen sanatçı, 70’li yıllarda mütefekkir Ali Karaavcı Bey’in talebesi oldu. Felsefe eğitimini bu devrede tamamlamaya çalıştı. Kırmızı çeşme, Leman, Çaykara, Emirganda bir köşe, Karadeniz Çay Bahçesi, Musalla taşında, Hülya, Serçeme Deresinde, Yakutiye’den gibi mahalli tablolarının yanı sıra Garibanam, Tutku, Pusu, Deli Nazım, Sarıgelin, Kuşbaz, Devlerin Aşkı, Nene, Ali Karaavcı adlı felsefi yorumlar taşıyan çalışmaları bu dönemin eseridir. İlk sergilerini bu yıllarda açtı. Erzurum Televizyonu’nun dekorlarını yaptı.

Memuriyete başladığı Kültür Bakanlığında bir süre çalışarak TRT’ye geçti. “Türk Bayrağının Doğuşu”, “Türklerin Ergenekon’dan Çıkışı”, “Kürşad İhtilali Destanı”, “100 Türk Büyüğü” gibi büyük ebatlı tablolar ürettiği ve sergilediği bu devrenin sonunda 80’li yıllara gelindi. Çalışmaları yasaklandı duvarlardan indirildi, yok edildi.

Yedek subaylığı esnasında “Sarıkamış Muharebeleri” tablosunu yaptı. 80 sonrasında İstanbul’da resim, grafik piyasasına atıldı, çok sayıda amblem, logo, grafik tasarım ve kitap kapakları yaptı. Yayınevi kurdu, Hocası Ali Karaavcı’nın felsefe kitaplarını (Yargı, Tutku, Niyaz) bastı. Üsküdar rıhtımda Türk üslubunu ortaya koyan çizgiler taşıyan şirin bir lokanta (Genç Büfe) yaptı. Erzurum’da Belediye ye ait “Ilıca Turistik Oteli” ve “Tarihi Köşk Binası” restorasyonlarını yaptı.

Türk dünyasında çocukları ortak değerler çerçevesinde birleştirmeyi amaçlayan ”Tigin‐Işık Han” adlı animasyon projesini hazırlamak için üç yılını verdi. Her şeyin para için biçimlenmeye başladığı dünyada sanatkârane duruşuyla yapayalnız kaldı ve yenildi bu eseri ne yazıkki yayımlanamadı, tekrar resme yöneldi. Kendini anlattığı, içindekileri döktüğü, düşüncelerini dile getirmeye çalıştığı tablolar yaptı. Türk Düşünürün Isdırabı 68x98 cm, Kuzular 100x71 cm, Şizofreni 100x64cm, Çırpınırdın Karadeniz 100x71 cm, Pamukbaba 70x50 cm, Heva‐i Nefs 100x140 cm, AteşDansı 100x70 cm, Sentez 100x140 cm, Üç Kız Bir Ana 114x94 cm, gibi çalışmalarını bu dönemde yaptı.

Antalya, Ankara ve Erzurum’da birbiri ardınca sergiler açmaya başladı. 4 Ağustos 1995 de Ankara’da Ömer Sunar Sanat Galerisinde “Derûnilik”; İç Gerçekçilik – İnner Realism sanat akımı bildirisini yayınladı. Sanatla ilgili görüşlerini bu manifesto ile kamuoyuna sundu. “San’at Yaradandan ötürü, yaratılan içindir” felsefesiyle bu güne kadar 500’ün üzerinde eser sergiledi.

4 Aralık 1995’te Üstadı Ali Karaavcı rahmetli oldu. O’nun anısına Erzurum’da Mart 1996’da sergi açtı. Haziran 1996 da ”Derûnilik” düşüncesinin yer aldığı yüz kadar tablosunun bulunduğu bir katalog yayınladı. Aynı yıl, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde öğretim görevlisi olarak göreve başladı.Daha sonra Eğitim Fakültesi Resim Bölümüne geçti.

Erzurum’daki Kültür Merkezinde bulunan resim atölyesini faaliyete geçirdi. Bu çalışma halen kesintisiz devam etmektedir. Burada ücretsiz kurslar düzenledi, öğrencileri ile “Sanata Uzanan Eller” adı altında bir dizi karma ve kişisel sergiler açtı.

Bu arada iki dönem (1996‐2000 ve 2001‐2004) Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Kültür ve Sanat Danışmanlığı yaptı. Kırmızı Çeşme, Aziziye, Nenehatun, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. gibi çalışmaları bu dönemin eserleridir. Aziziye 140x200cm. tablosu halen, Erzurum Büyükşehir Belediyesi giriş salonunda asılıdır.

2000 yılının başında çalışmalarını Türk Mitolojisi üzerinde yoğunlaştırdı. Alper Tunga Ötükende 100x100cm, Ergenekonda Bir Sabah 120x90cm, Göçe Hazırlık 120x50cm, Kızılelma 70x100cm bu devrede yapıldı.

19. Kişisel Sergisini 2003 yılında Ankara’da açtı. “Boş İnançlar” konulu bir dizi çalışma içerisine girdi. Udagan Kam, Adak Töreni, Aşık Falı, Nazar Nene, Ateşle Arınmak, Kahve Falı, Huzur Sokağı, İje‐Kıl, Portre, Karanlığın Aydınlığında adlı eserler bu dönem çalışmalarıdır.

Kansere yakalandı, 14 Şubat 2004’te yapılan ameliyatla midesi alındı. Ağır hastalığına ve ağrılarına rağmen çalışmalarına devam etti. Resim Hocası Mehmet Sabır’ın 10 Ekim 2004’de İzmir’de vefatı nedeni ile Ekim 2006 hocasının anısına  İzmir Resim –Heykel Müzesi’nde resim sergisi açtı.

Memuriyetinin son döneminde koordinatörlüğünü yaptığı proje dolayısıyla yakından ilgilendiği Gökçeada’da, 21. Kişisel Sergisini “Gökçeada Manzaraları” adı altında 17‐22 Ağustos 2008 tarihleri arasında açtı.  45 yeni çalışmayla izleyicinin karşısına çıktı.

Sanatçı son olarak Erzurumlu Emrah’ın hayatını anlatan 54 adet minyatür resmini atölyesinde tamamlamaya çalıştı. Haluk Güçlü, ömrü boyunca okumaktan, resim yapmaktan ve elinden geldiğince insanlara yardım etmekten hiç vazgeçmedi. 16 Ağustos 2011’de hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin.

Kaynak- Evladı Sancak Emre GÜÇLÜ