26 Ekim 2009 Pazartesi

KELEŞ OYUNU

Keleş Oyunu (Köprüköy - Güzelhisar köyü)

Oyuncular:

Hayvan Sahibi

İnek:Üstü bezle örtülü, inek rolünü oynayan, kişi, İneğin adı "Keleş" tir.

Et alan köylüler

Yalancı Şahit

Muhtar

Doğum yapmak üzere olan bir inek, içeriye getirilir. İneğin sahibi hasta bir hayvanı itme hareketleri yaparak güçlükle içeriye sokar. Köylülerden birinin yardımıyla inek doğurtulur. Bu arada inek ölür. Hayvan sahibi diğer muhtarı bulur.

HAYVAN SAHİBİ - Muhtar, gel, Keleş'i kesip etini satah.


MUHTAR - Bu inek mırdar oldi. Onun eti yiyilmez.

HAYVAN SAHİBİ - Bi şey olmaz muhdar, murdar değil. (Sus payı olarak buzağıyı muhtara verir) Anbu danayı götür, sene olsun. Ben fakir adamam.

YALANCI ŞAHİT - Yoh, yonh mırdar olmadı, ben doğurttum.

İneği birlikte keserler ve eteni köylüye satarlar. Herkes üçer, beşer kilo dağıtırlar. Ertesi gün hayvan sahibi et paralarını almaya gelir. Muhtar et alanları teker teker çağırır.Gelenler "param yok", bozuk eti sattınız, hasta olduk gibi gerekçelerle para vermek istemezler. Para vermeyenleri köylülerden biri tutar. İneğin sahibi belinden kemerini çıkararak bunun sırtına vurur. Her vuruşta şu sözleri tekrarlar:

"Eti yedin darasi
hani bunun parasi"

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KEŞGEM II OYUNU

Keşgem Oyunu; Yakutiye/Altınbulak Köyü

Oyun, kadınlar tarafından oynanır. İki kadın, karı - koca rolünü oynarlar. Erkek rolündeki kadın pijama giyinir. Yüzüne sadece ağzı ve gözleri açık kalacak şekilde hamur sürer. Kadın, karnına ve arkasına minder bağlar. Kadın hamiledir. Biraz sonra doğum yapar. Kocası, hanımın hizmetiyle ilgilenmesi için ikinci hanımını getirir. Kendisi gider, biraz sonra gelir. Loğusa hanımına "bu sene bahir mi?" diye sorar. O da "bakmir" der. İkinci hanımını döver. Çıkar, tekrar gelir. İkinci hanımı loğusa kadınla ilgilenmediğini görür.Yine döver. Üçüncü kez tekrar dışarıya çıkar, biraz sonra gelir. Yeni hanımın gerekli hizmeti yapmadığını görür. Onu yine döver, sonra boşar.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KEŞGEM OYUNU

Keşgem Oyunu (Ilıca - Söğütlü köyü)

Oyuncular:

Keşgem: Baştan ayağa beyaz giyinmiş, arkasına koyduğu minderle kamburlaşmış, önüne koyduğu minderle karnı şişkin hale gelmiş bir kadın. Ağız ve burun delikleri açık olmak üzere yüzüne hamur yapıştırılmıştır.

Diğer Kadınlar

Keşgem adlı kadın içeriye girer. Odadaki diğer kadınlar onun acayip kılığına bakarak soru sorarlar. Aralarında şu konuşmalar geçer:

KADINLAR - Keşgem, gözlerin niye kor olmuş?

KEŞGEM - Namahreme bahtım, ondan.

KADINLAR - Keşgem bahmiyaydın.

KEŞGEM - (Elini göğsüne vurarak) Keşgem de keşgem .

KADINLAR - Keşgem, o burnun niye gırılmış?

KEŞGEM - Namahreme gösterdim, ondan.

KADINLAR - Keşge göstermiyeydin.

KEŞGEM - Keşgem de keşgem.

KADINLAR - Keşgem niye garnın şişmiş?

KEŞGEM - Çop haram yedim de ondan.

KADINLAR - Keşgem yemiyeydin.

KEŞGEM - (Elini göğsüne vurarak) Keşgem de keşgem.

KADINLAR - Keşgem niye ağzın eğilmiş?

KEŞGEM - Onun bunun ağzını çoh eğdim de ondan.

KADINLAR - Keşge eğmiyeydin.

KEŞGEM - (Elini göğsüne vurarak) Keşgem de keşgem.

KADINLAR - Keşgem, niye gamburun çıhmış?

KEŞGEM - Çoh günah aldım da daşıyamiram.

KADINLAR - Keşge almıyaydın.

KEŞGEM - (Elini göğsüne vurarak) Keşgem de keşgem.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KİRPİ OYUNU

Kirpi (Tortum - Yumaklı köyü)

Oyun, akşam saatlerinde oynanır.Gençler, oyunu bilmeyen bir kişiye "sen hiç kirpi eti yedin mi?" diye sorarlar. O da "hayır yemedim" biçiminde cevap verir. "Kirpi eti çok tatlı olur. Kalk gidelim, kirpi avlayalım. Etini pişirip yiyelim" derler. Onun eline bir teneke verirler, birlikte dışarıya çıkarlar."Sen tenekeyi çalacaksın,kirpiler sese doğru gelecek, biz de yakalayacağız" şeklinde açıklamalarda bulunurlar. Köyün dışına çıkarlar. Oyunun sonucunu bilmeyen kişi tenekeyi çalmaya başlar. Diğer gençler onu dışarıda bırakıp köye gelirler. Oturma odasına girerler. Dışarıda kalan kişi uzun bir süre teneke çalmaya devam eder. Sonra diğer gençler onun yanına giderler. "hani, kirpiler, niye gelmedi?" diyerek gülüşürler, eğlenirler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KİŞİ OYUNU

Kişi Oyunu; Yakutiye Güzelova Köyü

Oyuncular:

Kişi:Erkek kılığına girmiş bir kadın. Satıcı:Sırtına minder yerleştirmiş, ihramla örtünmüş, bir elinde sopa, diğerinde çöpler bulunan bir kadın.

Diğer Kadınlar

Kişi,kapının önünde durur. Satıcı, elindeki çöplerle birlikte odaya girer. Çöpleri iğne kabul ederek odada bulunanlardan birkaçına bunları satar. Parasını daha sonra alacağını söyler. Odadan dışarıya çıkar, biraz sonra tekrar gelir. İğneleri satın alanlarla satıcı arasında şu konuşmalar geçer:

SATICI - İynelerin parasını verin. ALICILAR - Yohdur. SATICI - Gaz verin. ALICILAR - Yohdur. SATICI - Duz verin. ALICILAR - Yohdur. SATICI -(Elindeki sopayı yere vurur. Kişi'ye hitaben, yüksek sesle bağırır).Gişi!

Bu arada kişi, hızla içeriye girer. İğne parası vermeyenlerin kolunu, ayağını, neresi rastlarsa ısırır, kaçıp gider.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KIZ OYUNU

Kız Oyunu; Hasankale/Kavuşturan Köyü

Oyuncular:

Kızlar (üç kişi) - Anne - Baba

Anne,üç kızıyla birlikte dünürcülerin bulunduğu odaya gelir. Kızlar, dünürcülere hitaben "biz annemize koca arıyoruz" derler. Bir süre göz gezdirdikten sonra dünürcülerden birini baba olarak seçer ve ortaya çıkarır, yere oturturlar. Anne, yerdeki adama bakar, beğenir. Şakalaşırlar.

ANNE (Birinci kızına bağırır) Gızım Helini.

I.KIZ - Buyur ana. ANNE - Dut babanın elini.

Kız, babanın ellerini arkada birleştirerek sıkıca tutar.

ANNE - (İkinci kızına bağırır) Gızım İçini. II.KIZ - Buyur ana. ANNE - Gel dut baban gıçıni.

Kız, babanın ayaklarını tutarak yukarıya kaldırır.

ANNE - (Üçüncü kıza bağırır) Gızım Özüni. III.KIZ - Buyur ana. ANNE - Gel dut babanın gözüni.

Üçüncü kız, iki eliyle babanın gözlerini kapatır. Anne orada hazır bulunan su dolu güğümü alır, ayakları havaya dikilmiş olan babanın pantolonunun arasından suyu boşaltır. Su, babanın bütün vücudunu ıslatır, boynundan çıkar. Baba rolündeki kişi bunları önceden bilmediği için korkar, tedirgin olur, çırpınır.

ANNE - (Kızlara ve dünürcülere dönerek) Galdırın, götürün buni. Bir suya dayanamiyen bene nasal dayanacah.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KOCAMAN OYUNU

Kocaman (Pazaryolu - Göztepe Köyü)

Oyuncular:

Kocaman: Tamamen beyaz giyinmiş, eski elbiseli, şalvarlı, sakallı ihtiyar. Başında kalpak vardır. İki yana uzatılmış bulunan kollarının arasından uzun bir değnek geçirilmiş ve değneğin iki ucuna birer zil takılmıştır.

Arap: Yüzü is ile boyanmış, sırtında siyah, eski cübbe bulunan kişi. Kızların dadısı.

Kızlar (Üç Kişi): Kadın kılığına girmiş erkekler. Entari giyinmiş ve yaşmak bağlanmışlardır. Başlarında atkı vardır.

Gaydeci (Türkücü): Sesi güzel olan, eski elbiseli bir kişi.

Heybeci: Sırtında heybe bulunan eski elbiseli bir kişi.

Oyuncular, önceden belirledikleri bir eve giderler. Oyun oynamak için evdekilerden izin alırlar. Kendilerine gösterilen yerde oynamaya başlarlar. Türkücü, bir türkü söylemeye başlar. Bu, kırık hava herhangi bir türkü olabilir. Türkü eşliğinde kocaman ve yanındaki kızlar oyunu başlatırlar.

Bu arada kızlara müdahale edip onları kaçırmaya çalışırlar. Arap, "çekilin, çekilin! Sizi namussuzlar sizi." diye bağırarak elindeki sopayla kızlara sarkıntılık edenleri uzaklaştırır, böylece kızları korur. Türkücünün türküsüne eşlik eden Kocaman'ın kollarındaki zillerin sesi, Arap'ın bağırmaları ve seyircilerin kahkahaları arasında oyun on dakika kadar devam eder. Tam bu esnada Kocaman bayılır ve yere düşer.

Kızlar, Kocaman'ın üstüne kapanarak ağlarlar. Arap, elindeki sopa ile sağa sola dönerek "hane sahibi, hane sahibi. Kocaman bayıldı!" şeklinde bağırır. Ev sahibi, Kocaman'ın uyanması için eline veya ağzına para sıkıştırır. Kocaman uyanır. Para yerine arpa, buğday, yağ, bal, peynir, gendime gibi yiyecekler de verilebilir.

Heybeci, bahşiş olarak alınan yiyecekleri heybesine doldurur. Oyuncular bu evden ayrılarak başka evlere giderler.Toplanan yiyecekler bir yerde biriktirerek uygun bir zamanda bunları satarlar. Elde edilen parayla bir koç satın alınır. Koç kesilerek eğlence düzenlenir.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı.

KÖYLÜ KADINLAR OYUNU

Köylü Kadınlar Oyunu (Narman - Mahmutçavuş köyü)

Oyuncular:

Kadınlar (Dört kişi): Kadın kılığına girmiş erkekler.
Bekçi - Muhtar - İhtiyar heyeti üyeleri.

Dört köylü kadını çeşme başında çamaşır yıkamaktadırlar.Kendi aralarında konuşmaya başlarlar:

I.KADIN - Gız bilir misiz? Ehmed'in gızıni ubu ahşam gaçırmışlar. Ehmed'in oğulları gama - gılıç oynadılar bu ahşam.

II.KADIN - Belliyidi ne olacaği. Düzde galacah. Meryem çaldı gızın ahlıni. Dil seheri kağıttan kötüdür diyerler.

III.KADIN - Andır gala başlarına. Bizim oğlanın ayağıni camış pestil etmiş. Talaşım onnar mi?

IV.KADIN - Gızlar çabuğun.Esvaplari yıhıyah. Pungarın ayağında esvap yıhamah yasahmış. Görürseler ceza verirler. Haydin işimizi bitirah.

Bekçi koşarak gelir.Kadınlardan birinin çamaşırlarını çekip çamura atar. Diğer kadınlar çamaşırları çamurdan çıkarırlar.

KADINLAR (Hepsi birden) - (Bekçiye) İtin pici, sene ne ki haylara gelirsin?

BEKÇİ - Gavur oğli gavurlar, bağırdım ki pıngarun ayağında esvap yıhamah yasah. Ahan gidirem, sizi muhtara şikayet edirem.

Bekçi muhtarın yanına doğru koşar.Kadınlar korkup kaçarlar.Muhtar ve üyeler ceza vermek için gelirler.Kadınları yerlerinde bulamazlar.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

KUMA OYUNU

Kuma Oyunu (Aşkale - Topalçavuş köyü)

Oyun:Kadınlar arasında oynanır.Bir genç kızı gelin gibi süsleyerek duvara dayarlar.Ortaya bir başka kadın getirilir.Seyirci kadınlar,ortadaki kadına "gocan evlenecah, gız istemiye getmiş" diye bağırırlar.Kadın,kıskançlık ifade eden hareketler sergiler ve çalgı eşliğinde şu türküyü

okur:

Aman dağı bişir daği
Dili bülbül aşır daği
Üç gündür görmedim yari
Yar elinden oldum deli
Yar elinden yaralıyam.

Seyirci kadınlar yine "gocan getmiş, hediye götürmüş, yarın gelin gelecah" diye bağırırlar. Kadın, türkü söyleyip oynamaya devam eder.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı.

21 Ekim 2009 Çarşamba

KÜRDÜN KIZI

Kürdün Kızı Oyunu;Yakutiye/Ortadüzü Köyü

Genellikle düğünlerde karşılıklı iki kişi veya tek kişi tarafından oynanır. Çoğunlukla kadınlar arasında oynanmakla birlikte erkekler de sergileyebilirler. Oyuncu,günlük kıyafetleriyle ortaya çıkar. Çalgı eşliğinde söylenen türkünün sözlerine uygun taklitler yaparak dans eder. Örneğin "Kürdün gızı un eliyor" denildiğinde yere eğilerek elinde elek varmış gibi un eleme hareketleri yapar ve bir yandan da danseder. Oyun kapalı yerde oynanırsa zilli tef ve klarnet dışarıda sergileniyorsa davul - zurna çalınır. Türkünün sözleri şöyledir:

Kürdün gızı çayda gezer Vay le le le kürdün gızı Hem geziyor hem oynuyor Vay le le le kürdün gızı

Kürdün gızı un eliyor Vay le le le kürdün gızı Hem eliyor hem oynuyor Vay le le le kürdün gızı

Kürdün gızı süt bişirir Vay le le le kürdün gızı Hem bişirir hem döşürür Vay le le le kürdün gızı

Kürdün gızı tohaç vurur Vay le le le kürdün gızı Hem vuruyor hem oynuyor Vay le le le kürdün gızı.

Kürdün gızı teşi eğirir Vay le le le kürdün gızı Hem eğirip hem oynuyor Vay le le le kürdün gızı

Kürdün gızı yün darıyor Vay le le le kürdün gızı Hem darıyor hem oynuyor Vay le le le kürdün gızı

Kürdün gızı hamur yoğurur Vay le le le kürdün gızı Hem yoğurup hem oynuyor Vay le le le kürdün gızı

Kürdün gızı aynaya bahar Vay le le le kürdün gızı Hem bahıyor hem oynuyor Vay le le le kürdür gızı

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

NİŞANLIYI GÖRME OYUNU

Nişanlıyı Görme Oyunu; Hasankale/Çöğender Köyü

Oyuncular:

İsmail gözleri görmeyen nişanlı bir genç:

Sütiye:İsmail'in nişanlısı.Genç kız kılığında bir erkek.

Ataman:İsmail'in kardeşi.

Abbas:İsmail'in arkadaşı,bir köylü genç.

Kaynana:İsmail'in kaynanası.Yaşlı köylü rolünde bir erkek.

Dükkancı:Seyircilerden herhangi biri.

Oyun, asker ocağında erler arasında oynanmıştır. Koğuşta oyun sergilenirken ranzalardan birinin altı ev olarak kabul edilmektedir. Kaynana ve Sütiye evin içinde konuşmaktadır.

ABBAS - (İsmail'e) Nereye gidirsen hafız efendi? İSMAİL - Sütiye'yi görmiye gidirem. ABBAS - Allah'ın uyuzunimi arirsan? İSMAİL - Görmiye gidirem, bene bir yer göster. ABBAS - (Ataman'a) Haydi buna bir yer göster. İSMAİL - Bene gapiyi örget, ben giderem. ABBAS - (Ataman'a) Ulan gapiyi göster. İSMAİL - Beni elimden dut, Emin Efendi'nin mağazasına götür.

Ataman, elinden tutarak onu dükkanın yanına götürür. Dükkan, seyircilerin önünde durdukları yerdir. Dükkancı da önünde durdukları seyircidir.

ATAMAN - Ahan tükan burasi.

İSMAİL - Selamünaleyküm.

DÜKKANCI - Aleykümselam. Ne diyirsen? İSMAİL - Emin Efendi, bene bir gaç mal ver. DÜKKANCI - Ne mal isdirsen? İSMAİL - Nişannıma gidirem, bene mal ver. DÜKKANCI - (Rasgele el hareketleriyle mal gösterme taklitleri yapar, körün eline bir şeyler dokundurur). Bu parça nasıl? İSMAİL - Ey, ey, bir ayna ver. DÜKKANCI - Bu nasıl?

Bu hareketler birkaç defa tekrarlanır.

İSMAİL - Al , borcum ne etdi? DÜKKANCI - Borcun ne etdi? İSMAİL - Yaz buza, alırsın güze (Ataman'a) Sen istersen götür, istersen ben yalnız giderem.

(Biraz gittikten sonra ranzalardan birine kapı çalar gibi birkaç defa vurur.Birden geri çekilir) Buraya inek bağlamışlar. Birden bir köpek havlamaya başlar. Bu havlama taklidi seyircilerden biri tarafından yapılır.İsmail geriye çekilir. Köpek tekrar havlar.

İSMAİL - (Yanındakine) Sen gelme, yanına ben giderem.

İsmail, burada köpekten korkmadığını ispata çalışır. Bir süre sonra önünde durdukları kapı açılır. İsmail içeriye girer. Bundan sonra konuşmalar içeride gerçekleşmekte, sesleri dışarıdan duyulmaktadır.

İSMAİL - Gaynana hanım, sen misen? KAYNANA - He... İSMAİL - Gız nerede? KAYNANA - Gomşularda, gelir. İSMAİL - Sene baston getirdim. KAYNANA - Üşümüşsen, bele otur, gız şimdi gomşulardan gelir. İSMAİL - (ısrarla) Sütiye nerede? KAYNANA - (kızarak) Hadi köpek. Sütiye'yi ne yapacahsan? Gelen hafta gel.

İsmail, ağlayarak dışarıya çıkar. Bu sırada kız, yüzü kapalı olarak seyircilerin arasından eve girer.

ATAMAN - Ne durirsen? Gız içeri girdi.

İsmail içeriye girer. İSMAİL - Gızıza da darah getirdim, ayna getirdim. ATAMAN - (dışarıdan) Buldun mi hafiz? İSMAİL - (içeriden Ataman'a) Ben buldum, sen get.

Ataman, oradan uzaklaşır. İsmail içeride Sütiye'yi görür.

KAYNANA - Senin gözlerin kor mi? İSMAİL - Çoh cüz okudum. Gaynanama gelen hafta çoh şeyler getiririm, darah marah, bir şeyler.

İsmail evden çıkar. Hep beraber çıkarlar, oyun biter.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

OSMAN GİDER ODUNA ÇARIĞI BAĞLAR BUDUNA OYUNU

Osman Gider Oduna Çarığı Bağlar Buduna Oyunu; Yakutiye/Altınbulak Köyü

Oyuncular:

Osman:Yüzüne un sürmüş,başına şapka giyinmiş,erkek kılığında bir kadın. I. Kadın:Sırtına minder bağlanmış,yüzüne is sürülmüş,ihramlı bir kadın. II. Kadın / Komşular

Oyun,kadınlar tarafından oynanır.Osman ve Birinci Kadın.Karı - koca rolünü üstlenirler.

OSMAN - (Karısına) Ben oduna gidirem, sen yemek pişir.

Osman,dışarıya çıkar. Kadın komşuları çağırır.

I.KADIN - (Komşulara) Hele siz çalın, ben oyniyim.

Komşular, teneke çalar, kadın oynar. Bu sırada kapı çalınır, kadın gider, kapıya kalçasıyla vurarak,"cilling" der, kapı açılır, Osman içeriye girer.

OSMAN - Hani yemek?

Yemek hazır olmadığı için kadın cevap veremez. Osman, karısını değnekle fena halde döver.

I.KADIN - Anbu gari dedi ki oyna, ben de oynadım. Osman, yine elindeki değnekle kadının arkasına vurur. OSMAN - Ahan ben gidirem, sen yemek yap. Osman tekrar dışarıya çıkar. Kadın yine komşuları çağırır. I.KADIN - Hele siz çalın, ben bir oyniyim.

Komşular çalar, kadın oynar. Bu sırada yine kapı çalınır. Kadın, kalçasını kapıya vurarak "cilling" der, kapı açılır. Osman içeriye girer.Yine yemeğin hazır olmadığını görür. Kızar, bağırır, çıkar. Biraz sonra bir başka hanım getirir.

OSMAN - (Eski hanımına) Anbuhuh başını bitle. OSMAN - Bitledin mi? I.KADIN - Yoh.

Osman, eski hanımını döver, tekrar tembih eder.

OSMAN - Bunun başını bitle, eycemen bir yiha.

Birinci kadın, kumasının başını yıkamaya başlan. Başını vurur.

I.KADIN - (Kumasının başına vurarak) Seni Allah ala, herifimi elimden aldın.

İkinci kadın ölür,o anda Osman gelir.

OSMAN - Yıhadın mı? I.KADIN - Yıhadim ama teyhnede öldi.

Osman ağlar, komşular toplanır, kadının üstüne okurlar. Kadın dirilir. Olup bitenleri Osman'a anlatır. Osman, birinci karısını döverek dışarıya atar, ikinci hanımıyla yaşamaya başlar.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

ÖKÜZ KESME OYUNU

Öküz Kesme Oyunu (Ilıca / Söğütlü köyü)

Oyuncular: Muhtar - Bekçi - Öküz - Mal Sahipleri (2 Kişi) - Jandarmalar (2 kişi) - Topci - Galiyan - Belderecüz - Sikkeyi Savur.

Mal sahipleri kesilmiş olan öküzü odaya getirerek muhtarı sorarlar. Muhtar ortaya çıkar.

MAL SAHİPLERİ - Bu öküzü satacayıh.

Muhtar, odada bulunanlardan birini bekçi tayin eder.Öküzün etini satmaya başlarlar.

BEKÇİ - (Bağırarak) Falanca adamın öküzü kesildi.Et alın gonşular.

MUHTAR - Dart falana bu gadar et, dart filana bu gadar et.

Muhtar, et tartma ve satma hareketleri yaparak odada bulunan seyircilerden bazılarına et satışı yapar. Et satışı bitince mal sahipleri "pohi püsüri de muhdara" diyerek odadan çıkarlar.

Biraz sonra mal sahipleri,yanlarında iki jandarma, Topci Galiyan , Belderecüz ve Sikkeyi Savur adı verilen kişilerle birlikte içeriyi girerler. Mal sahipleri, et sattıkları kişilerden etin parasını isterler. Onlar vermek istemezler.

MAL SAHİBİ - (Jandarmalara) iki çapar, bir gapar, bu zalim benim hakgımi vermir.

Jandarmalar koşar, satın aldığı etin parasını vermeyen kişiyi tutarak sırtını kapıya doğru çevirirler.

MAL SAHİBİ - (Bağırarak) Topci Galiyan!

Topci Galiyan gelir, elindeki basma ile adamın sırtına vurur.

MAL SAHİBİ - (Bağırarak) Belderecüz, Sikkeyi Savur!

Belderecüzle Sikkeyi Savur ortaya çıkar,ellerindeki turalarla adamın sırtına vururlar. Aynı uygulama, et sattıkları diğer kişilere de yapılır.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

PAMUK EĞİRME OYUNU

Pamuk Eğirme Oyunu; Yakutiye/Altınbulak Köyü

Oyuncular: Anne - Kızlar (7 - 8 Kişi) - Muhtar

Anne köye gelir ve muhtara sorar. Muhtardan pamuk ekebileceği bir tarla ister. Muhtar tarlayı gösterir. Anne, tarlayı eker, biçer, kızlarını başına toplar.

ANNE - Gelin pambuh egirek.

Kızlar avuçlarına un alarak meydana gelir, çömelirler. Anne ile birlikte pamuk eğirme hareketleri yaparlar. Birinci kızla anne arasında şu konuşma geçer.

KIZ - Ana ben cıcıdım. ANNE - Sus eşşek gızi, senin evlenecah vahdın mı? Otur da pambuğun egir. KIZ - Ana ben gociya gidecam. ANNE - Gah, eşşek gızı eşşek, nereye gidersen get.

Birinci kız kalkar, odadakilerden birinini kucağına oturur. Sonra diğer kızlar da aynı hareketleri yaparlar ve her biri odadakilerden birinin kucağına oturur.

ANNE - (Kendi kendine) Ben neydecem, ben nere gidecem?

O da birinin kucağına oturur, sonra kızlara hitaben; "gızlar, yüzüzi ağ edin" diye bağırır.Kızlar, avuçlarındaki unu, kucağına oturdukları adamın yüzüne sürerler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

PEHLİVAN OYUNU

Pehlivan Oyunu; Yakutiye/Altınbulak Köyü

Oyunun tek oyuncusu belden yukarı soyunur. Pehlivan gibi ortaya çıkar. Kendini överek seyircilere şöyle der:

-Ben Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de çoh güreş dutmuşam, beni heç kimse yenemedi.

Karşısında bir başka güreşçi varmış gibi güreşmeye başlar. Hem kendi adına, hem de karşısındaki hayali kişi adına şu konuşmayı yapar:

- Bah arhadaş, güreşmeden evvel şartlarımi diyim. - Peki de. - Gulağımi dutma, burnumi dutma. (kasıklarını göstererek) bir de anburalarımı dutma.

Pehlivan karşısındaki hayali kişi ile güreşmeye başlar. Kendi kendine düşer, kalkar, güreşme hareketleri yapar. Bir ara aniden bağırır, burnunu tutar, ağlar.

- Ben sene,dedim ki burnumi dutma, diye bağırır. Yine güreşe devam eder. Yine aniden bağırır, kulağını tutar, ağlar.

- Gulağımi dutdun, ben sene gulağımı dutma dedim diye bağırır. Yine güreşe devam eder, bu kez yine aniden bağırarak kasıklarını tutup ağlar.

- Ben sene dedim ki buramı dutma diyerek ağlar, kaçar. Gider, elbiselerini giyindikten sonra gelir, düğün sahibinden bahşişini alır.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

SARHOŞ OYUNU

Sarhoş Oyunu; Yakutiye/Altınbulak Köyü

Oyuncular: Baba - Oğul.

İçki içerek sokakta dolaşan delikanlı bir yandan da türkü mırıldanır.

OĞUL: O yana dönder beni, Bu yana dönder beni, San yanımda yaram var, Tabibe gönder beni.

Bu arada baba, oğlunu çağırır.

BABA - (Bağırarak) Olan oğlum!... OĞUL - (Koşar, alçak bir sesle) Buyur baba. BABA - Ola oğlum, birez terbiyeli ol, mehleyi rahatsız etme. Bele salah salah dolaşacağına, get tezegin parasını al. OĞUL - Peki baba.

Babasının yanından ayrılır, yine dolaşıp türkü söylemeye devam eder. Babası tekrar çağırır ve ikaz eder. Tezeğin parasını istemesini söyler. Oğlan, sarhoş hareketler yaparak tezek sattıkları kişinin kapısına gider. Oyun yerindeki sobayı borçlunun kapısı kabul ederek sobaya sertçe vurur, kapı çalma hareketleri yapar. Sonra, ev sahibinin dışarıya çıktığı varsayılır. Onunla aralarında bir konuşma geçer. Konuşmayı oğlan kedisinin ve karşısındakinin yerine ses değiştirerek yapar.

- Yaşar emi!... - Ne var? - Babam tezegin parasını isdir. - Get ulan, ne parasi, benim param yoh. - Peki.

Oğlan gider, babasına tezeğin parasını alamadığını söyler. Babası kızar, "get tekrar iste" der.Oğlan tekrar borçlunun kapısına gider. Aynı şekilde kapıyı çalar. Önceki gibi karşılıklı konuşmalardan sonra parayı alamayacağını anlayınca borçluyu dışarıya çıkarır. Bu hayali borçlu yerine bir minder alır. Borçlu kişiyi dövüyormuş gibi minderi yumruklar, yere yatar, onunla birlikte yuvarlanır. Komik hareketler yapar, seyircileri güldürür. Bir süre bu hareketleri yaptıktan sonra seyirciler araya girer kavgayı sonlandırırlar.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

SÜPÜRGE OYUNU

Süpürge (Oltu - Ayyıldız köyü)

Oyuncular: Anne - Kız - Görücü - Kadınlar (2 - 3 Kişi)

Oyun, kadınlar tarafından oynanır. Anne ile kız evde otururlarken görücüler gelirler. Kızın annesi "gızım, el öpmeyi bülmir" diyerek görücüleri başından savmak ister. Kız ortaya atılarak "bülirem, bülirem" der ve görücü kadınların ellerini öper.

Görücü kadınların ikinci gelişlerinde kızın annesi "gızım çamaşır yıhamasını bülmir" der. Kız, hemen bir leğen alır, birkaç çamaşır getirerek kadınların önünde çamaşır yıkama hareketleri yapar.

Kadınların üçüncü kez gelişlerinde ise kızın annesi "gızım ev süpürmesini bülmir" diyerek kadınları başından savmaya çalışır. Kız, hemen süpürgeyi alır ve tozu dumana katarak evi süpürmeye başlar. Sonunda annesi, kızını vermeye razı olur.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

TANDIRA KOYDUM PAÇAYI

Tandıra Koydum Paçayı Oyunu;Yakutiye/Alltınbulak Köyü

Oyun, tek kişi tarafından oynanır. Ortaya çıkan oyuncu,türkü eşliğinde kedinin evde yaptığı tahribatı taklit ederek oynar. Davul - zurna eşliğinde oynanan oyunda eğilip kalkmalar,kedinin yemekleri yemesi ve kaçması, ev hanımının çaresizliği,çeşitli hareketlerle anlatılır. Oyunun türküsü şöyledir:

Tandıra goydum paçayı, Üstüne örttüm keçeyi, Yedi bir güveç paçayı, Ev yıhanın kedisi.

Kedi değil bir hışım, Allah'a galmış işim, Şimdi gelir ergişim, Ev yıhanın kedisi.

O rafa goydum yendirdi, Bu rafa goydum yendirdi, Beni dadaşa döydürdi, Ev yıhanın kedisi.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

TARLA OYUNU

Tarla Oyunu; Hasankale/Alvar Köyü

Düğünde oğlan tarafından gelen dünürcülerden biri odanın ortasına alınır. Eli - ayağı bağlanarak yere yatırılır.Yine oğlan tarafından gelen dünürcülerden iki kişi, oyunu hazırlayan iki kişinin sırtına ayrı, ayrı bağlanır. Odaya önce birinci kişi, arkasında bir dünürcü bağlı olduğu halde gelir. Sonra ikinci kişi aynı şekilde içeriye girer. Ortada yatan kişi sınır taşı kabul edilir. Onun yanında dururlar.

I.KİŞİ - (Yerde yatan kişiye ayağıyla vurarak) Burası benim tarlam. II.KİŞİ - (O da ayağıyla sınır taşına vurur) Hayır, burası benim tarlam.

Bu şekilde karşılıklı konuşma ve yerdekini tekleme işi birkaç kez tekrarlanır.

I.KİŞİ - Burası benim babamın tarlası. II.KİŞİ - Senin neden olir,benim dedemin tarlası. I.KİŞİ - Sen kime güvenirsen ola? II.KİŞİ - Arhama güvenirem. I.KİŞİ - Dön bahım ola arhan.

İkinci kişi arkasına döner. Birinci kişi, elindeki değnekle ikinci kişinin arkasındaki arama vurur. İkinci kişi tekrar ön tarafa döner.

II.KİŞİ - Burası benim babamın tarlası. I.KİŞİ - Senin neden olir, benim dedemin tarlası. II.KİŞİ - Sen kime güvenirsen ola? I.KİŞİ - Arhama güvenirem.

II.KİŞİ - Dön bahim ola arhan.

Birinci kişi arkasını döner. Bu kez de diğeri, elindeki değnekle birinci kişinin arkasındaki adama vurur. Bu karşılıklı konuşma ve vurmalar birkaç defa tekrarlanır. Sonunda birinin dışarıya kaçmasıyla oyun biter.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

TEZEK TOPLAMA OYUNU

Tezek Toplama Oyunu (Aşkale - Koşapınar köyü)

Oyuncular:

Baba: Yoksul görünümlü bir kişi.

Kızlar (2 Kişi): Genç kız kılığına girmiş erkekler.

Hoca: Başında sarığı, sırtında kalın paltosu bulunan bir kişi.

Muhtar

Köylüler

Baba, kızlarıyla birlikte bir köyde yaban tezeği toplamaya gider. Muhtardan izin alır. Kendisi muhtarın yanında kalır. Kızlar, kırdan tezek toplamaya giderler.Yere eğilip kalkarak tezek toplama hareketleri yaparlar.

Biraz sonra kızlar koşup babanın yanına gelirler. Köylülerden birini göstererek "baba, anbu oğlan bize göz edir" derler. Baba, gösterilen delikanlıyı ortaya alarak döver. Kızlar biraz sonra bir başka delikanlıyı gösterirler. Baba, onu da döver.

Daha sonra kızlar, muhtarı babaya şikayet ederler. "Anbu adam bize göz edir" diyerek babaya gelirler. O da muhtara "ayıp değil mi utanmir misan?" diye bağırır. Kızlar muhtarla evlenmek istediklerini söylerler.

Nikah kıymak üzere hocayı getirirler. Nikah başlamadan önce kızlar yine "anbu hoca bize göz edir" diyerek hoca ile evlenmek istediklerini belirtirler. Hoca ile muhtar arasında anlaşmazlık çıkar. Sonunda kızlar hocanın yanında yer alırlar ve çalgı eşliğinde bir süre dans ettikten sonra odayı terk ederler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

TİLKİ OYUNU

Tilki Oyunu (Pazaryolu - Göztepe köyü)

Oyun, düğünlerde oynanır. Bir köyden başka bir köye kız verildiği zaman erkekler tarafından icra edilir.Gelin almaya gidecek dünürcüler iki gün önce bir araya gelerek bir tilki seçerler.Tilki, gizlice gelin olacak kızın köyüne gelir.

Bir çeşit casus gibi davranan tilki, oğlan evinden kız evine bir heybe getirir. Bu heybe, düğün akşamı delikanlı odasında dünürcülerle birlikte açılır. Geleneğe göre tilki bu köye gizlice gelmeli ve kimseye görünmemelidir.

Heybeyi kız evine teslim eden tilki, köyden bir horoz çalarak kendi köyüne döner. Oğlan tarafından hazırlanan dünürcülere gelinin köyündeki durumu anlatır o köyde ne tür oyunlar yapılacağı, ne kadar para harcanacağı ve nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi verir.Tilki ertesi gün dünürcülerle birlikte gelinin köyüne gider. Çaldığı horozu elinde tutarak dünürcülerin önünde köye girer.

Eğer tilki heybeyi getirdiği gün yakalanırsa kendi köyüne gitmesine izin verilmez. Delikanlılar tarafından bir yere kapatılır. Ertesi gün,dünürcülerin geleceği esnada köyün girişinde bir darağacı kurulur.Tilki,kollarının altından, göğüs hizasından bir iple bağlanarak darağacına asılır. Arkasına yakacak dolu olan bir soba bağlanır.

Dünürcüler, darağacının bulunduğu yere geldiklerinde sobaya ateş verilir, bu durumda tilkinin kurtarılması için düğün sahibinin veya dünürcülerin bahşiş vermesi gerekir. Bahşiş alındıktan sonra tilkinin indirilmemesi, paranın az olduğu anlamına gelir. Delikanlılar, istedikleri parayı alınca tilkiyi darağacından indirirler.

Dünürcüler, delikanlı odasına götürülür. Burada hizmet, ikram yapılır, ilerleyen saatlerde tilkinin önceden getirdiği heybe açılır.Ertesi gün dünürcüler gelini alıp götürürler. Gençlerin aldıkları para, kararlaştırılan yerde birlikte harcanır.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

TURNA BARI

Turna Barı Oyunuı; Yakutiye/Ortadüzü Köyü

Oyun, iki kişi tarafından oynanır.

Biri erkek,diğeri dişi turnayı temsil eden oyuncular turnanın hareketlerini taklit ederler.Turnanın kanat çırparak uçuşu, sıçrayışı yansıtılmaya çalışılır. Dişi turnayı temsil eden oyuncu çömelir. Seyircilerden biri, dişi turnanın önüne yemiş koyar. Dişi turna hem yemişi yer, hem de erkek turnayı izler. Oturduğu yerde sallanarak, cilve yaparak ve turna sesini taklit ederek erkeğini çağırır. Erkek turna dişi turnanın yanına gelir, her ikisi de turna taklidi yaparak kanat çırpar ve süzülürler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

TURŞU SATMA OYUNU


Turşu Satma (Ilıca - Söğütlü köyü)

Oyuncular: Turşucu - Müşteriler - Turşu Küpü

Oyunda turşu küpü olarak görev yapacak kişinin elleri ve ayakları bağlanır.Turşucunun sırtına yerleştirilir,onun beline sıkıca bağlanır.Turşucunun elinde bir kova su ve bir de maşrapa vardır.Odaya girer, turşu satmaya başlar.

Müşteriler "gardaş hele getir dadına bahah" derler.Turşucu, maşrapa ile kovadan su alarak turşu isteyene verir.Müşteri,turşudan bir yudum içer,yüzünü gözünü buruşturarak beğenmediğini ifade eder.

Turşucu "beğenmirsen tök gardaş,tök benim arhamdaki küpe" diyince müşteri,maşrapadaki suyu,turşucunun arkasında bağlı olan ve küp olarak kabul edilen kişinin başına döker.Aynı hareket başka müşterilerle de birkaç kez tekrarlandıktan sonra oyun biter.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

18 Ekim 2009 Pazar

TUZ OYUNU

Tuz Oyunu;Hasankale/Yastıktepe Köyü

Oyuncular : Eşeğin Sahibi - Eşek - Tuzlar

Tuz dolu torba olarak kabul edilen iki kişinin elleri ve ayakları bağlanır. Elleri ve ayakları üzerine yürüyen, eşek rolündeki kişini sırtına bağlamaya çalışılır. Eşeğin sahibi bunlardan birini yüklerken diğeri düşer. Sonra onu düzeltir. Bu şekilde epeyce uğraştıktan sonra tuzlar eşeğe yüklenir, bağlanır. Bu kez eşek inatçılık yapar, yürümez. Eşeğin sahibi eşeğe vurma bahanesiyle tuz torbası görevi yapan kişilere vurur. Eşek yine gitmez. Eşeğe yalvarır, sonra yürümeye başlar. Köy meydanına giderler.Tuzları indirirler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı.

YILBAŞI EĞLENCESİ OYUNU

Yılbaşı Eğlencesi Oyunu; Şenkaya/Gözebaşı Köyü

Oyuncular:

Dadaş:Körüklü pantolon giyinmiş,kuşaklı,fesli,pala bıyıklı,kılıçlı bir genç.Belinde iki rakı şişesi,bir tabanca,bir köstek bulunur.

Kadı:Uzun sakallı, başı sarıklı, eski,yırtık, dervişane bir kıyafeti vardır. Peltek konuşur.

Bizdikler (2 Kişi): Baştan ayağa beyaz giysiler vardır. Elbisenin içine doldurularak şişirilir, yüzlerine un sürülmüştür. Kaşları da dahil, yüzleri bembeyazdır.

Gelinler (2 Kişi): Kadın kılığına girmiş erkekler. Başlarında duvak, kollarında bilezik, ayaklarında uzun topuklu ayakkabı vardır. Gelin gibi süslenmişlerdir.

Arap: Eski, yırtık elbiseli, yüzü kömürle karartılmıştır. Arkasında bir zil, elinde ottan bir kem, başında kavuk vardır. Beline bir kem sarılıdır.

Turukçular (2 Kişi); Günlük köylü kıyafeti. Başlarında şapka vardır, ellerinde dağarcık ve sitil bulunur.

Zırtıkçı (çalgıcı)

Oyun ekibi, akşam karanlığından sonra aralarında köyün diğer gençleri ve çocukları olmak üzere delikanlı odasının önünde toplanırlar. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra topluca herhangi bir evin önüne gidilir.

Arap - (Evin kapısını çalmadan pat diye içeri girer). Bırrrrrrrrrrrrrt. Buraları silin, süpürün, oyun geler. (elindeki kemi sobaya vurur, geri çekilir). Dadaş - (Aniden içeriye girer) Heeeyyyyy. Buralarda bana yan bakan var mı? (Tabancasını çıkararak) Bunnan çakarım, (kılıcını çıkararak) bunnan biçerim, (rakı şişesini çıkararak) bunnan içerim. (Ev halkına hitaben) izniniz olursa İsviçre'den bir çift gelin getirdim. Zeycan ve Mercan ile bir - iki mahat kenarı dönelim. Çal zırtıkçı!

Zırtıkçı, zilli tef çalar, tüm ekip içeriye girer. Başta dadaş olmak üzere gelinler, kadı, arap ve bizdikler elele tutuşarak bar oynarlar. Bar bitince bizdikler ölü hareketleri yaparak evin ortasına boylu boyunca uzanırlar. Gelinler, bunların üzerine kapanıp ağlamaya başlarlar. Sesi güzel olan bir delikanlı belli bir beste ile şu parçayı okur: Bu yol Pasın'a gider Döner tersine gider Burda bir (çift) garip ölmüş Kuşlar yasına gider

Dadaş - (Gelinlere dönerek) Ağlamayın yavrularım, bu sininizde size ağlamak yakışmaz.

Kadı, ev reisine bir muska yazar. Muska yüksek sesle okunur. Her aile için değişik tarzda söylenir.

Arap - (Yerde yatan bizdiklerin yanına gelerek elindeki kemi helebi yapar) bir helebi bir gıçına, bir helebi bir gıçına. (Bir ölçü alır). DADAŞ - (Yerde yatan bizdikleri göstererek ev reisine döner) Yatdı kalkmaz, taçın ister. Kalksın mı, kalkmasın mı?

Ev reisi turukçulara , yağ, bulgur, un gibi bir şeyler vererek bizdikleri kaldırır. Bahşişler alındıktan sonra bu evdeki gösteri bitmiş olur. Buradan çıkılarak başka evlere gidilir. Aynı gösteri diğer evlerde de tekrarlanır. Toplanan yağ, bulgur gibi yiyecekler satılır, parasıyla meyve alınır. Un verilmişse onunla pişi pişirilir. Yenilir, içilir, eğlenilir.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

YILBAŞI OYUNU


Yılbaşı (Hınıs - Yazbaşı köyü)

Oyuncular

İhtiyar Adam:Sakallı,sarıklı,paltolu bir kişi.

Genç Kadın:Kadın kılığına girmiş bir erkek.

Diğer köylüler.

İhtiyar adam ve genç kadın diğer arkadaşlarıyla birlikte ev ev dolaşmaya başlarlar. Herhangi bir evin kapısına yaklaşınca ihtiyar adam,genç kadını kaçırma hareketleri yaparak evin içine sokar. Ev reisinin elini öperler, kapının arkasında ayakta beklerler.

Sonra izin isteyerek oynamaya başlarlar.Kadın, ihtiyarın oyununu beğenmez ve ona bir yumruk atar. İhtiyar yere düşer. Kadın "vay kocam, vay sevgilim" diyerek ağlamaya başlar. Ev sahibi, ölünün kan bedeli olarak bahşiş verir.

İhtiyar bahşişi alınca hemen ayağa kalkar. Ayrıca evin hanımından un, yağ, şeker vb. gıda maddeleri alırlar. Eğlenceye köyün bütün evlerini gezerek devam ederler. Topladıkları para ile bir koyun satın alırlar. Un, yağ ve şekerlerle helva yaparlar. Yiyip içer, sohbet eder, eğlenirler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

YILDIZ GÖSTERME OYUNU


Yıldız Gösterme Tortum-Cihanlı Köyü

Oyuncu ortaya çıkarak seyircilere seslenir:

-Arkadaşlar, çok çalıştım, uğraştım, şimdi bir iş becereceğim, şu kapalı odada size yıldız göstereceğim. Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet, görmek isteyen varsa gelsin.
Seyircilerden birini ortaya alır, sırt üstü yatırır.Ceketini çıkararak yüzünü kapatır. Kol kısmı açık olmak üzere yukarıya kaldırır. Sonra yerde yatan kişiye "ceketin kolundan yukarıya doğru bak, şimdi yıldızları göreceksin" der. Önceden hazırladığı suyu ceketin kolundan aşağıya döker. Yerde yatan kişi aniden korkar ve ıslanır.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı

11 Ekim 2009 Pazar

KAPILARIMIZ

Erzurum, çarpık yapılaşma, bilinçsizlik ve tarihine karşı vurdum duymazlık nedeni ile kapılarını koruyamadı. Erzurum’da belediyeler şehri geliştirmeği eskileri yıkmak olarak algıladılar ve tarihimizi dümdüz ettiler.

Erzincan Kapı, Gürcü Kapı, Tebriz Kapı, İstanbul Kapı, Kars Kapı, Kavak Kapı ve Harput Kapı ile çevrelenen Erzurum'da, bu kapılardan sadece 3'ünü bugün görebilmekteyiz. Tarihte, kalesi, tabyaları ve düşman işgaline karşı yapılan dış surlarıyla ün kazanan Erzurum, bu surlardan ve dışarı açılan kapılarından bugüne pek bir şey taşıyamadı.

Erzurum'un kapılarından yalnızca Kars Kapı askeri bölge içerisinde bulunduğu için ve sürekli korunduğundan tahrip edilemeden tarihselliğini koruyarak günümüze ulaşabildi.

Şehrin batı tarafına düşen Erzincan Kapı ise, Çaykara çayının hemen arkasında bulunmaktaydı. Erzincan Kapısından çıkılır, Fil Köprüsünden geçilerek, İstanbul Kapısına gelinir ve Ilıca'ya gidilirdi.

İstanbul Kapısının üzerinde bulunduğu surlar 1960 lı yıllara kadar ayaktaydı. Bugün İstanbul Kapısının kalıntıları, Büyük Şehir Belediyesinin yaptırdığı bir park içinde korunmaktadır.

Kavak Kapı, surları yok olmuş olmasına rağmen bugün ayaktadır. Geçmişte Erzurum’u ova köylerine bağlayan yola kapılık eden bu kapı, Kars Kapıdan sonra ikinci iyi durumdaki kapımızdır.