17 Eylül 2012 Pazartesi

Mustafa Kemal'in Nutuk'dan Erzurum ve Erzurumlu Hakkında Düşünceleri


"Bütün Milli Mücadele yıllarında Erzurumlular benimle birlikte idi. İzmir Zaferinden sonra, hepsi köşelerine çekildiler büyük tevazu ile yaşamlarına devam ettiler. Ne kendileri için ne başkaları için ne de Erzurum için bir talepte bulunmadılar.

Dadaşların hepsi de birer kahramandırlar, vakur ve mütevazı kişiliklerini her zaman taşırlar.

Mustafa Kemal Atatürk"

Kaynak-Selahattin Babüroğlu

8 Eylül 2012 Cumartesi

AH ERZURUM

Yaylaların şahı mı geldin,
Ak göğsünde ne bu al kan, Erzurum?
Acı çığlıklarla bağrımı deldin,
Kaderine yandı bu can, Erzurum!

Abdürrahman Gazi durağı yaylam,
Ezelden kahraman yatağı yaylam,
Şerefli tarihler otağı yaylam,
Alın yazın şeref ve şan, Erzurum.

Havada, suyunda bir başka hal var,
Canlara can katar sendeki bahar.
Zorlu dedelerim koynunda yatar,
Tatlı canım sana kurban Erzurum!...

Gece vakti duyuldu da feryadın,
Tortum gibi çağladı kalbe yadın:
Dualarla göğe yükseldi adın,
Yandım sana, yandım candan, Erzurum!...

Nedir bir yürekten ürpermelerin ?
Bu iç çekişlerin ne, derin derin?..
Neden çırpıntısı tutmuş bu yerin?
Neden böyle korkunç bu an, Erzurum?

Allı gelin duvağına düşürmüş,
Körpe kuzu yolunu mu şaşırmış?...
Kederi, kayguyu baştan aşırmış,
Baştan başa olmuş hicran, Erzurum,

Kanamamış rüyalara genç kızlar,
Ana bağrı sızım sızım sızılar…
Dadaşıma kefen oldu bu yıl kar…
Ah, güzel Erzurum! Vatan Erzurum!...

Halide Nusret Zorlutuna

12 MARTTAN AZİZİYE’YE ARMAĞAN


O sabah Aziziye’de
Sümbüller perişandı.
Dalga dalga bacıların saçları gibi,
Gelincik gördüm al al
Sanki birer damla kandı.
Dadaşların mezar taşıdır belki dedim,
Kalbim intikam istedi, gözlerim kinle yandı.
Paslı bir kılıç vardı yerde,
Uzandım kırılmış.
Sapı elimde kaldı.
Kim bilir hangi dadaş şehit düşüp kalmış.
Göğüs geçirdim derin derin.
Ve gönlüm bir hayale daldı.
Bütün kurtarıcısı bu güzel yerin,
Elimdeki kerek keleç, yerdeki taştı.
Sonra hatıralar silindi yavaş yavaş.
Uzaktan naralarla kükredi dadaş,
Kükredi Aras’ım, Dumlu’m Çoruh’um,
Kükredi uzaktan şanlı Erzurum.

Yüksel KÜPELİOĞLU

12 MART


Bir Hürriyet kılıcı bilendi bugün kana,
Bir  şahlanış mal etti uzakları yakına.

İrade, gökten kopan yıldız oldu, ay oldu,
Mehmed’in her yumruğu pala, kalkan, yay oldu.

Dünü Türk, bugünü Türk, yarını Türk Erzurum.
Bir daha aramıza giremeyecek uçurum.

Kahramanlık, yiğitlik ancak sana yakışır,
Her ölen sende şehit, her doğan şeref taşır.

Bakir goncam, bikrine dinsizler el uzattı,
Seni Dadaşlar değil, seni dinsizler sattı.

Bin şehit kanı kokar, bir avuç toprağında,
Akınlara beşiksin, tarihin her çağında.

Çöken imparatorluk, sen imân kalesisin
Her karanlık bir devrin sönmez meş’alesisin.

Oğlun cephede şehit, deden baltaya kurban,
Kundaktaki yavrunun süsü, beşikteki kan.

Hareme namahremin elleri uzanmakta,
Türkü,Türkten korkanlar, hasta adam sanmakta

Bütün dünya düşmanının yardımcısı olan Allah,
İstanbul Kapısından uçtu binbir Bismillah!

Her minarede tekbir, her camide ibadet,
Çanlı bir dünya dünden dileniyordu medet.

Kars, Kağızman, Ardahan korkmayın Mehmet geldi, 
Türk bayrağı burçlara, kalelere yükseldi.

Anneler ben istemem hiç bir gözde tek bir yaş
Bir dünya daha kurar, dünya yıkılsa Dadaş.
                                        
H. Sami TEKİN 

ERZURUM'DA BİR SABAH


Güzel yurdumun, kar beyaz şehri, 
Doğunun karasında, oldun güneşi. 
Yakışır mı? Bu yazı, bu kader sana. 
Canım kurban, feda olsun has sevgi. 

Sitemim olmadı, hiçbir zaman asla, 
Hasretim suyuna, taşına toprağına. 
Ne de zor imiş, senden ayrı olmak, 
Canım kurban, feda olsun yoluna. 

Bir sabah kalktım, gözümü açtım, 
Doyuncaya kadar, bozkırına baktım. 
Kolay olmadı, sensizliğe alışmak, 
Canım kurban, feda olsun bu kanım. 

Şehre, kara bulutların çöktüğü günlerde, 
Birlikte oldu Dadaş, gönül ülküsünde. 
Nene Hatun, Kara Fatma ve diğer analar, 
Canım kurban, feda olsun saçlarının teline. 

Aziziye Tabyasında, feryadın pürmelâli, 
Ezecekti, ana-bacı, çoluk-çocuk ve gelini. 
'Bir' için oldular birlik, tırpan-orak-satırla, 
Canım kurban, feda olsun al bedenimi. 

Esaret bulutları, kalkmıştı artık üstünden, 
Çoktan unutuldu, sanki inivermişti gökten. 
Ne şehitler verdik, nice Dadaş ve bacılar, 
Canım kurban, feda olsun sana bu kefen. 

Kutlu olsun bayramın, zulümden kurtuluşun, 
Daim olsun, seksen sekizinci mutluluğun. 
Senin olsun, mertlik, yiğitlik, ve birlik hakkın, 
Canım kurban, feda olsun sana biçare kulun. 

Erdal Toygun

GALAN ERZURUM

Eskiden Erzurum bir gaç köşeydi
Her köşesi inan efendi,beydi
Bugünden,o günler daha da eydi
Şimdi köşe bucah olan Erzurum

Tek belediyeynen daha temizdi
O zamanlar gelenler her yeri gezdi
Şimdi Erzurumli canından bezdi
Her yeri zibilnen dolan Erzurum

Üçkümbetler,Yoncalıh,Hacicuma
Mehlebaşi,Çırçır geçer hücuma
Uzah semtler vallah gidir gücüme
Şimdi böyük şehir olan Erzurum

Sıvırcığdan vardım Veysefendiye
Hasanibasride ben diye diye
Ceditten bir oyun aldım hediye
Şakasi henegi olan Erzurum

Gumlidere şırıl şırıl ahardi
Tosya ona uzahlardan bahardi
Mumci.Fil köprisi,Çaykara vardi
Hizmeti azalan solan Erzurum

Narmanni oturmuş tepeye garşi
Hebibefendide olur mi çarşi
Dağ mehlesi hegget mehelle başi
Dereye tepeye gonan Erzurum

Dervişaga mehellelerin hasi
Gülehmetten öte aldıh libasi
Gavah mehlesinde ağanın hasi
Ağasi begi bol olan Erzurum

Vanefendi işte küçük bir mehle
Dere mehellesi girer mi şekle
Boyahanadan cıh,Kalede tekle
Bazi yeri harab olan Erzurum

Yenigapi,Muratpaşa,Şeyıhlar
Köseömer ticareti sayıhlar
Gölbaşında su yoh yüzsün gayıhlar
Çarşısıda coh bol olan Erzurum

Emingulpi,Gavurboğan,Darağac
Bazılari gibi sende buradangaç
Gez mehellesinde vurular
Bugun coh fıhere olan Erzurum

Cennetzade,Mehdiefendi gibi
Ehmal terkedilmiş,yohtur sahabi
Evsiz tükan doli kilise gapi
Nece şehirlere giden Erzurum


Zinnur Tiryaki

Erzurum'da Ramazan Gecesi


Geceler davul gibi,
Zafer aşkıyla çalınırken,
Köşe başındaki sükût
Rengârenk savuşuyor.

Sanki her ağaç dibi,
Doksanüç şehîdine kefen,
Sırtlarda envâr-ı şühût,
Göklerle kavuşuyor.

Görmek kimin nasîbi,
Gün ışığına daha erken,
Bu gecelerde yağan kut,
Uzletle konuşuyor.

Seyyâreler çul gibi,
Gece koynunda salınırken,
Nûrânî şavk bulut, bulut,
Gündüzleri okşuyor.

Önder Çağıran

1 Eylül 2012 Cumartesi

Hasan Ali KASIR (1953-2000)

Erzurum’da doğmayan ama tam bir Erzurum sevdalısı olan Dr.Hasan Ali Kasır; 11 Temmuz 1953 tarihinde Bingöl-Genç'te doğdu. Elazığ Ziya Gökalp İlkokulunu (1964), Elazığ İmam Hatip Lisesini (1970), Bingöl Lisesini (1970), A. Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini (1975) bitirdi. Yüksek Lisansını 'Sabri Divanı: İnceme-Metin' (1990), teziyle doktorasını 'Esrar Dede: Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanının Karşılaştırmalı Metni' (1996) tezleriyle Erzurum Atatürk Üniversitesinde verdi.

Diyanet teşkilâtında murakıplık (1971-1975), Osmaniye ve Develi imam hatip liselerinde, Çemişgezek lisesinde, Mamak Astsubay Hazırlık Okulunda öğretmenlik (1976-1986); TRT Erzurum (1986-1996) ve Çukurova (Mersin) (1996-2000) radyolarında prodüktörlük yaptı.

Dr.Hasan Ali Kasır'ın şiir ve yazıları Millî Gazete, Yeni Devir gazetelerinde; Erciyes, Aylık Dergi, İslâm, Mina, Karçiçeği, Kardelen, Palandöken, Güneysu, Kalem ve Onur, Yedi İklim, Kırağı, Harman dergilerinde yayınlandı.

Dr.Hasan Ali Kasır, Mersin'de 1 Eylül 2000 günü elim bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Şiirleri:

Delâl (1991),
Yorgun İkindiler (1997).


Denemeleri: 

Kültür Bilinci (1993),
Gündönümünde Yaşamak (1995),

Derlemeleri:

Erzurum Şiirleri Antolojisi (1997),
Şiir Defteri (1997),
Mevlâ Şiirleri (1997),
Gurbet Şiirleri (1997),
Peygamber Şiirleri (1998),
Hüzün Şiirleri (1998),
Ölüm Şiirleri (1998),
Aşk Şiirleri (1999).

Ders kitabı:

Edebiyat Dersleri (Rıdvan Carım ile, 1996).

Biyografi:

İmam Şafîî (1984).

İncelemeleri: 

Seyranî (1984),
Erzurum Şairleri (1999).

AYGÜL EY

Gel, cennetimiz ol bizim aygül ey
Bir ateş kuyusu kenarındayız
Altımızda sırattan da ince bir köprü
Gayya denizlerinden geçmekteyiz
Aşk nimetini hatırla yaratan adına
Dünya cehenneminde bırakma bizi yalnız
Bir deli sevdanın gündönümündeyiz
Yaz bahar aylarında dolaşıyor gölgemiz
Yapayalnız kalsan da gel, gel ki
Biz de senin cennetin olalım aygül ey

Sazımız ozanımız ol, anlat bizi aygül ey
Yüreğinin bir köşesine bırak umutlarını
Yatır dizine düşlerimizi usulca, uyanmasın
Okşa yasin kokan saçlarını annenin
Bir divan sazı farz et bilcümle sevdalıları
Dolaş perdeleri arasında aşkla, sevgiyle

Hasan Ali Kasır