8 Eylül 2012 Cumartesi

ERZURUM'DA BİR SABAH


Güzel yurdumun, kar beyaz şehri, 
Doğunun karasında, oldun güneşi. 
Yakışır mı? Bu yazı, bu kader sana. 
Canım kurban, feda olsun has sevgi. 

Sitemim olmadı, hiçbir zaman asla, 
Hasretim suyuna, taşına toprağına. 
Ne de zor imiş, senden ayrı olmak, 
Canım kurban, feda olsun yoluna. 

Bir sabah kalktım, gözümü açtım, 
Doyuncaya kadar, bozkırına baktım. 
Kolay olmadı, sensizliğe alışmak, 
Canım kurban, feda olsun bu kanım. 

Şehre, kara bulutların çöktüğü günlerde, 
Birlikte oldu Dadaş, gönül ülküsünde. 
Nene Hatun, Kara Fatma ve diğer analar, 
Canım kurban, feda olsun saçlarının teline. 

Aziziye Tabyasında, feryadın pürmelâli, 
Ezecekti, ana-bacı, çoluk-çocuk ve gelini. 
'Bir' için oldular birlik, tırpan-orak-satırla, 
Canım kurban, feda olsun al bedenimi. 

Esaret bulutları, kalkmıştı artık üstünden, 
Çoktan unutuldu, sanki inivermişti gökten. 
Ne şehitler verdik, nice Dadaş ve bacılar, 
Canım kurban, feda olsun sana bu kefen. 

Kutlu olsun bayramın, zulümden kurtuluşun, 
Daim olsun, seksen sekizinci mutluluğun. 
Senin olsun, mertlik, yiğitlik, ve birlik hakkın, 
Canım kurban, feda olsun sana biçare kulun. 

Erdal Toygun