19 Kasım 2011 Cumartesi

NEBİHANI KÖPRÜLERİ

Büyük Köprü
İkinci Köprü
____________________________________________________________________________

Erzurumlu her zaman tarihi eserlerine sahip çıkmış, onları korumuştur. Bunun ispatı şehirde bulunan yüzlerce yıllık eski eserdir.   Ancak Nebihanı Köprülerini korumakta Erzurum sınıfta kalmıştır. Köprülerden büyüğünün görüntüsü üzüntü vericidir. Köprü zamanın tahribatı ile yıkılmayıp, özellikle taşlarının söküldüğü anlaşılmaktadır.  Bunu yapanlarında Erzurumlu olmaları mümkün değildir. İlgililer köprü tamamen yok olmadan tahribatı durdurmalı ve köprüyü restore etmelidir. Aksi halde kısa sürede üçü de yok olacaktır.

Erzurum Kültür ve Tarih Araştırmaları Paylaşım Platformu üyeleri bölgeyi ziyaret ederek kamuoyunun dikkatini köprülere çekmek istemiştir.

Bu köprüler arka arkaya üç adettir ve eski Erzurum-Pasinler yolunun 8 nci kilometresinde,  Deveboynunda, Toparlak Köyü yakınlarındaki  vadide, Toparlak Suyu üzerinde yer almaktadır. 


Kitabeleri olmayan köprülerin 1876-1877 yıllarında yaptırıldığı sanılmaktadır.

Büyük köprü sekiz kemerli, ikinci köprü iki kemerli, küçük köprü ise tek kemerlidir.
"Erzurum Kültür ve Tarih Araştırmaları Paylaşım Platformu Üyeleri"  köprünün hasarını inceliyor
Taşları Sökülen Hasarlı Bölge

16 Kasım 2011 Çarşamba

ESKİ ERZURUM FOTOĞRAFLARI GRUBUNDAN, ERZURUM KÜLTÜR VE TARİH ARAŞTIRMALARI PAYLAŞIM PLATFORMU’na


Erzurum’da toplanan “Eski Erzurum Fotoğrafları Grubu” Yönetim Kurulu faaliyetini daha ileri götürerek "ERZURUM KÜLTÜR VE TARİH ARAŞTIRMALARI PAYLAŞIM PLATFORMU”nu kurdu.

Web sitesi hazırlığı içerisinde olan platform ayrıca DİVİT KALEM ismini taşıyan ve üç ayda bir yayınlanacak bir dergi çıkaracak.

15 KASIM 2011 GÜNÜ SAAT 18.00-21.00 Saatleri Arası Eski Erzurum Fotoğrafları Grubu Bilge Seval Alakuştekin başkanlığında; Metin Diler, Naci Püskülcü, Muzaffer Taşyürek, Murat Ertaş, Murat Türker Tüfekçi, Neslihan Arzu Keteci, Nursen Seval, Demet Çizmeli, Arzu Oral, İbrahim Ata Seval katılımıyla, aşağıdaki gündem maddeleriyle toplandı ve şu kararlar alındı:

1- YENİ OLUŞUMUN  İSMİ VE ÇALIŞMALARI

Oluşumun ismi" ERZURUM KÜLTÜR VE TARİH ARAŞTIRMALARI PAYLAŞIM PLATFORMU"dur. Kısa tanımı "ERKTAP" dır.

12 Mart tarihine kadar Yakutiye Belediye Başkanlığı sponsorluğunda;

a- Foto Fuat anısına kendi fotoğraflarından oluşan bir albüm çıkarılacaktır.

b- Eski Erzurum fotoğrafları ile bir Erzurum Ansiklopedisi hazırlanacaktır.

2- WEB SİTESİ

Yunus Emre Püskülcü tarafından hazırlanan web sitesi taslağı incelenerek beğenilmiş ve uygulamaya geçirilmesi kabul edilmiştir. Mevcut Ana Sayfa, Galeri ve Benim Sayfama ek olarak; Anılar, Tarih, Köşe Yazıları, Erzurum Folklor sayfalarının da oluşturulması için Yunus Emre Püskülcü ye istek yapılacaktır.

Siteye kopyalamalara karşılık kilit konacak, fotoğraf paylaşımı platformdan istenmek suretiyle yapılacaktır.

3- PLATFORM ÖRGÜTÜ;

Serpil Sürmeli, Vahdet Nafız Aksu, Erol Kürkçüoğlu Platforma Danışman olarak alınacak, Arzu Oral ise Ankara temsilcisi olacaktır. Nursen Seval fotoğraf editörü, Yunus Emre Püskülcü webmaster olarak görev yapacaktır.

4- GÖREV DAĞILIMI

11 Eylül 2011 tarihli belgedeki görevlendirmelere ek olarak;

Başkan: Bilge Seval Alakuştekin

Basın Yayın Kurulu: Demet Çizmeli, Neslihan Arzu Keteci, Murat Ertaş


Fotoğraf Kurulu: Nursen Seval, Murat Türker Tüfekçi

Folklor Kurulu: Naci Püskülcü, Ahmet Cinisli

Tarih Editörü: Muzaffer Taşyürek

Webmaster: Yunus Emre Püskülcü şeklinde görevlendirme yapılmıştır.

5- YAYIN ORGANI

Üç ayda bir "DİVİT KALEM" yayın organı olarak yayınlanacaktır.

9 Kasım 2011 Çarşamba

9 Kasım; Aziziye Destanının 134 üncü Yıl dönümü





134 üncü Yıl dönümünde Aziziye'de Destan Yazanları Rahmetle ve Minnetle Anıyoruz. Ruhları Şad Olsun.

5 Kasım 2011 Cumartesi

Kurban Bayramınız Eski Bayramlar Tadında Olsun Dostlarım

1972 yılında düğünümüzü müteakip Erzurum’dan ayrılmış, arada bir uğramamıza rağmen hiçbir bayramda mukaddes beldede bulunamamıştık. Kayınpederim düğünümüzden önce vefat ettiğinden evin kurban dahil heriflik işleri ile, benden 5-6 yaş büyük olan rahmetli bacanağım ilgilenirdi.

Kayınvalidemin (Erzurum’da namı Paşadır) en büyük arzusu ise eşimin ve benimde bir kurban bayramında onlarla birlikte olmamızdı. Nihayet 11 yıl sonra 1983 yılında bunu başardık ve oğullarımız 11 yaşında olan M. Akif’imiz ve 5 yaşında olan Y. Emre’mizle birlikte eşimin baba ocağına Kurban Bayramı için arefe gününden geldik.

Kayınvalidem kurbanlığın köyden geldiğini ve kesecek zatın hazır olduğunu, benim yalnızca kesime nezaret edeceğimi söyledi. Kurbanlıkla tanıştırıldım kara gözlü, bakmaya kıyılamayacak kadar güzel genç bir düveydi.

Haneyi temsil onuruna erdiğim bir anda, elime yüzüme bulaştırmamak amacıyla işi sağlama almak isteyerek, kasabı görmek ve kesim saatini kesinleştirmek için adresini istediğimde ise;

-“Oğlum telaş etme Hacı …….. önce bizim kurbanı kesecek sonra kendi kurbanına geçecek.” cevabı aldım.

Muratpaşa Mahallesi Yazıcı Çeşme arkasındaki çıkmaz sokakta nihayet o an geldi. Benden en az 15 yaş daha büyük olan Hacı………. geldi. Bir hamlede koca kurbanlığı yere yıkıverdi. Vekalet alarak, şartları yerine getirdikten sonra kurbanlığı kesti. Tamamen hareketsiz kalıncaya kadar başında çömelmiş olarak bekledik ve hayvan artık hareket etmeyince kafasının kesim işlemini tamamlayarak;

-“Allah kabul etsin!” dedi ve doğruldu.

Ben çömelik o ayakta, önüne bağladığı peştemalına yapıştığımı hatırlıyorum.

-“Hacım gerisi?” diye hayretle sorduğumda;

-“Gerisini artık yaparsınız! Zor olanı hallettik.” diyerek uzaklaştı.

Telaş içerisinde; Erzincankapıda, Muratpaşa ve Dere Mahallelerinde kasap aramaya başladım, bir çoğu müsait değildi. Müsait olan birkaç kasapta boğazlanmış ve yarım kalmış kurbanlığı görünce bulaşmak istemedi. Ömründe bir horoz dahi kesmemiş olan ben; iki sabı oğlum ile onlarla ayni yaşta iki yeğenimin önünde başladım bocalamaya. Deriyi yüzerken deride kalan 250-300 gr et veya et üstünde bıraktığım 30-40 cm2 deri. 

Bacanağım geldiğinde etler içeri taşınmıştı ama deri kimseye verilemeyecek haldeydi. Ha unutmadan en önemli ve dayanılmazı da yiyenlerin kulağımı çınlatmasına neden olan; balta ile parçalanırken etin içerisinde kalmış kıymık halindeki kemiklerdi.

Bu yaşanmış olaydan olsa gerek Kurban Bayramında bir daha nasip olmadı Erzurum’da olmak. Çömelerek yapılan yüzme ve parçalama sonucu ise mübalağasız tam bir ay oturup kalkamadım adale ağrılarından.

YÜKÜ YÜKLEDİM KEDİYE


Yükü yükledim kediye,di le le le
Yara yolladım hediye
Ahbabımız Üftadiye,di le le le

(Bağlantı)

Yar gadan olayım Vanlı
Ben kölen olayım Vanlı

Vardım gittim odasına,di le le le
Mayil oldum edasına
Çok yalvardım anasına,di le le le

Bağlantı

Bahçede ayakta durmuş,di le le le
Müşevreyi dünden kurmuş
Sevdiğimi babam duymuş,di le le le

Bağlantı
                              
Kaynak:Hulusi Seven
Derleyen:Nida Tüfekçi
Notaya Alan:Nida Tüfekçi
Yöre-Erzurum

YÜZÜNÜ SEVDİĞİM SEYRANA ÇIKMIŞ


Yüzünü sevdiğim seyrana çıkmış
Salınıp gezdiğin yerler ah çeker
Çiçekler selamda boynunu eğmiş
Sallanır selviler güller ah çeker
Salınır seviler ömrüm güller ah çeker

Gözlerin kapatmış Kars'ı Sivas'ı
Edirne İstanbul zilfin pahası
Giyinmiş kuşanmış hasların hası
Giyinmiş yeşili allar ah çeker
Geyinmiş yeşili ömrüm allar ah çeker

Menendin bulunmaz gürcü revanda
Şam'ı Diyarbekir Haleb'i Van'da
Ağalar el pençe beyler divanda
Geda gibi nice canlar ah çeker
Geda gibi nice ömrüm canlar ah çeker
                              
Kaynak:Kemal Kırmızı
Derleyen:Talip Özkan
Notaya Alan:Talip Özkan   
Yöre-Erzurum