11 Nisan 2009 Cumartesi

ERZURUM

Gış gelende palandöken dağında, 
Garın olim, tipin olim erzurum. 
Sonbaharda bomboz olan bağında, 
Rüzgar olim çali olim erzurum. 


Umudunu yaz bahara bağlamış, 
Geçimini gıt kanaat sağlamış, 
Gurbet elde için için ağlamış, 
Gulun olim, dertlin olim Erzurum. 

Senin için güzel günner dileyen, 
Mevlam guvvet versin golan bileyen. 
İlkbaharda ovada gezip meleyen, 
Gudigin, gıdigin olim Erzurum. 

Çile meşergatle geçer zamanın, 
Gurbet elde kimse duymaz amanın, 
Tandur başındaki hisin dumanın, 
Çaputi, küvlesi olim Erzurum. 

Gözünden değil gönlüne akar yaşın, 
Sofranda baştacı kartol aşın, 
Gogarayla görürsün nakliye işin, 
Öküzüne sami bağı olim Erzurum. 

Dağlarında kekliklerin süzülür, 
Adın Dadaş oğli diye yazılır, 
Baharda lobiyeye garıh gazılır, 
Kehanında megel olim Erzurum. 


Bayırında goyun guzu yayılır. 
Türkülerin gurbet elde duyulur. 
Dadaş adı dört bir yanda sayılır 
Neferin, esgerin olim Erzurum. 

Gargabazar dağı, dağların şahı, 
Zalimde kalırmı mazlumun ahı. 
Her ferdinde bulunur Emrah’ın ruhi, 
Şairin şiirin, olim Erzurum. 

Sevgi galasısan igidin merttir, 
Toprağın verimsiz, iklimin serttir. 
Payına düşen çiledir derttir. 
İllacın dermanın olim Erzurum. 
Nesip der guş ganatsız uçarmı.

Yalancı çiçekler koku saçarmı, 
Bu garibe bağrında bir yer açarmı, 
Son nefeste seni anim Erzurum, 
Mezerinde misafir olim Erzurum. 

 Nesip AYKIN