4 Şubat 2011 Cuma

ZİYA PAŞA (ABDÜLHAMİT ZİYAEDDİN) (1825-1871)


Ziya Paşa (Abdülhamit Ziyaeddin) 1825 yılında  İstanbul'da doğdu. Galata Gümrüğü'nde katiplik yapan Erzurum'un İspir ilçesinden Ferideddin Efendi'nin oğludur. Bayezit Rüştiyesi’ni bitirdi. Özel derslerle Arapça ve Farsça öğrendi.

Bir süre Sadaret Mektub-i Kalemi'nde çalıştı. 1855'te Mustafa Raşid Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyn Katipliği'ne atandı. Bu sırada Fransızca öğrendi. Ali Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırıldı.

1861'de Kıbrıs, 1863'te Amasya Mutasarrıfı ve Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye üyesi oldu. 1865'te Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ne katıldı. Yeniden Kıbrıs'a atanınca 1867'de Namık Kemal ile birlikte Londra'ya kaçtı. Birlikte Yeni Osmanlılar'ın yayın organı olan Hürriyet gazetesini yayınladılar. sonra 1871'de İstanbul'a döndü.

1872-1876 arasında Şurây-ı Devlet üyeliği ve maarif müsteşarlığı yaptı. Anayasayı hazırlayan Kânun-i Esâsî adlı kurumda görevlendirildi. Birinci Meşrutiyet'in ilanından sonra 1877'de vezir rütbesiyle önce Suriye Valiliği'ne ardından Adana Valiliği'ne atandı. 17 Mayıs 1880'de Adana'da yaşamını yitirdi. Paris'te bulunduğu yıllarda çeviriler de yapmıştır.

Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi'yle birlikte, Tanzimat'la başlayan "Batılılaşma" hareketinin etkisinde gelişen Batılılaşma Dönemi Türk edebiyatının ilk aşamasını oluşturan üç yazardan biridir. Padişaha ve Reşid Paşa'ya kasideler yazmıştır. 1859'da yazdığı "Tercî-i Bend" şiiriyle tanınmıştır. Hece ölçüsü ile yazılmış birçok şarkısı dışında, Dîvân şiiri geleneğine bağlı kalmıştır. 

İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı 

Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı
Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı 

Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet
Dildardan ağyâra şikâyet yeni çıktı

Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu
Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı

Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı 

Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât
Elfâz ile terfîh-i ra’iyyet yeni çıktı

Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı

İsnâd-ı ta’assub olunur merd-i gayûra
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı 

İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı

Milliyyeti nisyan ederek her işimizde
Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı

Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık
Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık

Ziya Paşa

Günümüz Türkçesi ile anlamı: 

(Yükselmek, iyi bir mevkie gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, önceleri bu beceriksizliği bilmezdik, bu da yeni çıktı)
(Hırsızlık çoğalıp sadakat sözü moda haline geldi, namusu bitirdik, hamiyet yeni çıktı)
(Düşmanlara dostları yermek bir incelik oldu; başkalarına gönül dostlarından şikayet yeni çıktı)
(Sâdık kişileri aşağılama, reddetme benimsenir oldu; hırsızlara ikram ve yardım yeni çıktı)
(Her ne kadar doğruyu söyleyenler de önceleri nefretle karşılanmışsa da ancak hainlere uyma yeni çıktı)
(Bütün düzenlemeler bazı kâğıtlar ile ilan olunur, söz ile halkın refaha eriştirilmesi ise yeni çıktı)
(Güçsüz olanın en belirgin hakkı saklı tutulur, himaye görenleri her yerde korumak yeni çıktı)
(Gayretli kişiler taassubla suçlanırken dinsizlere özgü derin düşünce yeni çıktı)
(Devletin yükselmesine engel olan İslamiyet imiş, önceleri yoktu, bu rivayet yeni çıktı)
(Her işimizde millî benliğimizi unutarak Batı düşüncesine körü körüne bağlılık yeni çıktı)
(Eyvah bu oyunda bizler yine yandık, çünkü zarar ortada bu konuda bilmem biz ne kazandık)