18 Ocak 2011 Salı

SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİNE



Ulaştı Yemen’e payitahttan 
Padişah fermanı. 
Haber redif alaylarını sardı: 
Moskof’un kara bulutu sarmış 
Sarıkamış semalarını, 
Çabucak yetişilecek 
Temizlenecek vatan toprakları. 

Dikenli güllere veda edip 
Bu kez dönülecek Yemen’den, 
Başka bir vatan köşesi 
Kurtarılacak tez elden. 

Elveda Yemen, elveda Sana! 
Artık düşman gibi bakma, 
Dönüyoruz baksana. 
Kader attı bizi 3. orduya; 
Göğüs gereceğiz Sarıkamış’ta 
Rus’a ve karakışa. 

Yetişti Mehmet, 
Nefes nefese 
Sarıkamış önlerine. 
Sarıkamış benzemiyor 
Yemen ellerine. 
Sana’da yanarken ayaklar, 
Sarıkamış’ta buz kesiyor dudaklar. 

Yürüdü Mehmet’im, günlerce yürüdü. 
Dayanmak gerek bugün namus günü. 
Ha gayret! aşılınca üç tepe, 
Burun buruna gelinecek, 
Moskof askeriyle. 
Boğacak Mehmet’im düşmanı 
Kışın bile akan teriyle. 

Bir tepe aşıldı, 
Sıra ikincide. 
Sıcaklık onlarca eksi derecede. 
Durdu harekât Sarıkamış önlerinde 
Ter soğudu, buz oldu, 
Yapıştı vücuda katmer katmer, 
Dondu ayaklar ölümden beter. 

Enver Paşanın ihtirası 
Dinmez mi dinmez. 
Doksan bin gül soluyor 
Sanki bunu bilmez. 
Burası kor altında 
Çekip gidilmez; 
Sarıkamış Yemen oldu 
Gidenler gelmez. 

Taarruz emri üst üste 
Tekrarlandı yeniden: 
Alınacak Sarıkamış 
Kahpe Rus’un elinden. 

Emre itaat namustu, 
Mehmet’in yemini. 
Öleceğini bile bile 
Bir adım atmadı geri. 
Hücuma geçtiler üç koldan, 
Allahüekber dağlarına. 
Bir bir yükselmeye başladılar 
Şehitlerin katına. 

Seksen bin vatan evladı, 
Atamadan tek bir kurşun 
Kahpe Moskof’a. 
Uyanmamak üzere 
Hepsi daldı derin uykuya. 
Birden bir ses yankılandı, 
Gecenin ıssız karanlığında. 
Kerkük’lü bir erin dilinde 
Dönüşüverdi Yemen türküsü 
S A R I K A M I Ş ’ A. 

Doğuda güneş yok bu ne tufandır? 
Askerde elbise yok bu ne dıramdır, 
Sarıkamış kışları ne de yamandır. 

Adı Sarıkamış, gülü sararmış, 
Giden gelmedi, acep ne varmış? 
Burası şarkmış, dağı hep karmış, 
Giden gelmedi, acep ne varmış? 

Sarıkamış önünde bir sessizlik var. 
Bakın üstümüze acep nemiz var? 
Yazlık elbiseyle tüfengimiz var. 

Adı Sarıkamış, gülü sararmış, 
Giden gelmedi, acep ne varmış? 
Burası şarkmış, dağı hep karmış, 
Giden gelmedi, acep ne varmış? 

Ferman gel demişti, koşarak geldik. 
Burası kış imiş, bunu bilmedik. 
İşte ölüyoruz, yine dönmedik. 

Adı Sarıkamış, gülü sararmış, 
Giden gelmedi, acep ne varmış? 
Burası şarkmış, dağı hep karmış, 
Giden gelmedi, acep ne varmış? 

Ergül Sırkıntı