3 Aralık 2008 Çarşamba

CELALEDDİN ARİF (1875-1930)


Celaleddin Arif, 1875 yılında Erzurum'da doğmuştur. Erzurumlu Mehmet Arif Bey'in oğludur. Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi ve Mekteb-i Sultani’yi bitirdikten sonra, Fransa’da hukuk ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü.

1901’den 1908’e kadar Kahire’de avukatlık yaptı. 1908’de İstanbul’a dönerek Hukuk ve Mülkiye mekteplerinde Anayasa hukuku dersleri okuttu. 1914-1920 yılları arasında İstanbul Dava Vekilleri Meclisi (İstanbul Barosu) meclis başkanlığını üstlendi. Bu kimliğiyle İstanbul Barosu'nun kurulmasında ve temeltaşında yer alan kişiler arasındadır.

Osmanlı Ahrar Fıkrasının kurucuları arasında yer alan Celalettin Arif Osmanlı Meclisi Mebusan 4. Döneminde İstanbul mebusu olarak katıldı. 4 Mart 1920'de başkanlığına seçildiği Meclisi Mebusan'ı, İstanbul'un bundan 12 gün sonra, 16 Mart 1920’de işgal edilmesi üzerine terkederek Anadolu’ya geçti ve Erzurum milletvekili sıfatıyla Milli Mücadele saflarında yer aldı.

10 Nisan1920 günü; İstanbul’dan Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Kuvay-ı Milliye aleyhine bir fetva vererek; “ Anadolu'daki millî kuvvetleri kâfir ve katlinin gerekli olacağını” bildirdi. Osmanlı Meclisi Mebusan 4. Dönem milletvekili ve Meclis-i Mebusan Başkanı Erzurumlu Celalettin Arif ise karşı bir bildiriyle başkanı olduğu son Meclis-i Mebusan'ın tüm üyelerini Ankara'ya Milli Mücadele saflarına çağırdı.

23 Nisan 1920’de açılan TBMM’nin 2. Başkanlığına seçildi. Daha sonra Adliye Vekilliği, Muvakkat İcra Encümenliği, Roma Büyükelçiliği görevlerinde de bulundu.

TBMM'yi, Mustafa Kemal'in aksine, Kurtuluş Savaşı'nın nüvesi olarak görmemekle, başkanı olduğu Osmanlı Meclisi Mebusan'ının geçici bir dairesi olarak algıladığından Mustafa Kemal ile aralarında kısa zamanda görüş ayrılıkları oluşmuştur. 


Eylül 1920'de Ermenistan üzerine taarruz hazırlıklarının yapıldığı bir sırada olağanüstü yetkilerle Doğu İlleri Genel Valiliğine (Rize, Trabzon, Erzurum, Erzincan, Van, Beyazıt illeri, Meclisce uygun görülecek başka bölgeleri de içine almak üzere) atanmasını önermesi ve Mustafa Kemal'e çektiği ültimatom içerikli telgraflar kötü bir etki yarattı.

1921 başında Roma Büyükelçiliği'ne atanarak Adliye Vekilliğine vekaleten Zekai Apaydın getirildi. Ocak 1921'de teşkil edilen II. İcra Vekilleri Heyeti'nde de Adliye Vekili sıfatını muhafaza etmekle birlikte, bu görevi vekaleten Hafız Mehmet yürüttü.

18 Ocak 1930 tarihinde Paris'te vefat etti.