4 Aralık 2008 Perşembe

Kemalettin KAMU (1906-1948)


Şair ve siyaset adamı olan Kemalettin Kamu 15 Eylül 1906 günü, o tarihlerde  Erzurum’a bağlı bulunan Bayburt’ta doğdu. Erzurum’un sayılı edebiyatçılarından biri olan Kemalettin KAMU’nun, aruz, hece ve serbest vezinli şiirleri vardır.

Şair, gönül duyguları ve Erzurum sevgisiyle yazdığı “Bingöl çobanlarına” “Erzurum” ve “Dadaş” adlı şiirleri ile tanınmaktadır.

Dili oldukca sadedir, Akıcı ve doğal bir üslubu vardır. Erzurum'un işgal edildiği haberini alan babasının kalp sektesinden ölmesi üzerine annesiyle önce Sivas'a sonra Kayseri'ye göç etti. Bulduğu her işte çalışıp, bir yandan da eline ne geçerse okuyan ve şiirler yazan bir gençti. Bir süre Bursa, daha sonra İstanbul'da bulunan ve İstanbul Erkek Öğretmen Okulu'nda okuyan Kemalettin Kamu, işgal güçlerinin şehre girmesi üzerine Ankara'ya gitti.

Kemalettin Kamu, Ankara'da Matbuat Genel Müdürlüğü'nde çalıştı. Kurtuluş Savaşı yıllarında yazdığı şiirler okul kitaplarına girdi, yurt genelinde tanınan ve sevilen bir şair oldu. Kimi şiirleri bestelenip şarkı veya marş oldu. İstiklal Marşı seçimine de katıldı.

25 yaşında aşık olduğu genç kız ile evlenme hazırlığında iken bir anlaşmazlık sonucu evlilikten vazgeçti ve ömrü boyunca yalnız yaşadı.

Anadolu Ajansı temsilcisi olarak gittiği Paris'te Siyasal Bilimler alanında eğitim gördü. Soyadı Kanunu çıkınca "bir ülkede yaşayanların tamamı" anlamına gelen Kamu'yu seçti. Paris dönüşü önce İstanbul'a, sonra Ankara'ya gitti. Şiirlerinin yanısıra ekonomi ile ilgili çalışmalar da yaptı.

1939'da Rize milletvekili olarak meclise girdi. Bir yandan da Türk Dil Kurumu'nda "Terim kolu başkanlığı" yaptı. Sekizinci dönem Erzurum milletvekilliği de yapmıştır.

Bir süre sonra annesini kaybedince tüm sevgisini yeğenlerine verdi. 6 Mart 1948'de Ankara'da ani bir kalp krizi ile hayatını kaybetti.

Erzurum ve Erzurumlu için yazdığı Dadaş şiir aşağıdadır.


DADAŞ

Dediler; davranma, düştün kapana,

Ya çek bıçağını,ya gel amana !
Dedim ki; Dadaşı doğuran ana,
Taşır mı karnında eğilecek baş?

Bilmem ki öldü mü?, kaldı mı diri?
Kanla temizlendi elimin kiri.
Koyu karanlıkta haykırdı biri,
Dedi ki; ben ettim, sen etmem Dadaş!

Yerine gelmişti Dadaşın andı,
Kamayı parlattım yüreğim yandı,
Kurtulan, kancıkça pusu kurandı,
Elimde ölene döküyorum yaş