Erzurum sevdalısı olan Halide Nusret, 1901 yılında İstanbul’da doğdu. Meşrutiyet döneminde Kerkük’te mutasarrıflık yapmış olan ve hürriyet mücadeleleriyle tanına Zorluoğullarından Erzurumlu gazeteci Avnullah Kâzimî’nin kızıdır.
İlk tahsilini ailesinden alan Halide Nusret, Kerkük’te özel hocalardan bir yandan Türkçe’sini diğer yandan Arap ve fars dillerindeki bilgisini kuvvetlendirir, Dünya Savaşı’nın başladığı sıralarda aile İstanbul’a döner ve Halide Nusret Erenköy Kız Lisesi’nde eğitimine devam eder.
Mütareke yılları başlayınca çalışmak zorunda kalan Halide Nusret, Darü’lmuallimat’ta (Osmanlı Devletinde ilk ve orta öğretim kız mekteplerine kadın öğretmen yetiştirmek için açılan okul) imtihana girerek öğretmen olma hakkını kazanır. Bu arada İstanbul Darülfününu’na (Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü) devam eder. Özel olarak İngilizce öğrenir.
1926 yılında süvari yarbayı Aziz Vecihi Zorlutuna ile evlenir. Tanrı’nın kendisini öğretmen olsun diye yarattığına inanan Halide Nusret, 1957 yılında kendi isteği ile emekli oluncaya kadar çeşitli illerde öğretmenlik yaparak Genç Cumhuriyetin kızlarının yetiştirilmesine katkı sağladı.
1983 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Hizmet Beratı'nı alarak, Ümm'ül Muharrirat (yazarların annesi) ilan edilen Halide Nusret Zorlutuna, 10 Haziran 1984 tarihinde hayatını kaybetti.
Erzurum
Senden ayrı, gurbet elde yıllardır,
Hasretini çekip durdum Erzurum.
Bir damla suyunda bin şifa vardır,
Ana yurdum, baba yurdum Erzurum.
Zorlu dedelerim kükrer sesinde,
Ninemin gülüşü, güler sesinde,
Tarihimin karanlık devresinde,
Hançerdin düşmana, vurdun Erzurum.
Gönülde sevgisin, damarda kansın,
Çileli, fedakâr, aziz vatansın,
Cümle güzel şehirlere sultansın,
Tahtını kalbime kurdun Erzurum.
