29 Mart 2011 Salı

ŞEREF AKBABA (1959----)


Dr.Şeref Akbaba  1959 yılında Erzurum'a bağlı Ilıca ilçesi Ömertepe ( eski adı, Pulur) köyünde doğdu. İlk, orta ve lise ( Erzurum İmam-Hatip Lisesi) öğrenimini Erzurum’da tamamladı. 


Yüksek öğrenimine Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi  başladı. Daha sonra "Meşhur Kumandan Sahabeler" teziyle master ve ardından da İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalında  Türk Basın Tarihi'nde Beyanu'l-Hak Gazetesi" teziyle doktorasını tamamladı.

Öğretmen olarak  Adana ve İstanbul’daki çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. 1983’te Erzurum’da “Genç Kuşak” dergisini yayınladı. 1990’da bir grup arkadaşıyla “Yeni Sıla”yı çıkardı.

Dr.Şeref  Akbaba’nın;  Muştu, Sur, Yeni Sıla, Genç Kuşak, Düş Çınarı ve Ay Vakti dergi ve gazetelerinde yazıları yayımlandı.

ESERLERİ:

Uluslararası İletişim, Ay Olun İnsanlar (şiir), II. Meşrutiyet Dönemi Türk Basın Tarihinde Beyanül Hak Gazetesi (Doktora Tezi), Kar Mumu, Ay Vakti'nde Konuşmalar

PALANDÖKEN ETEKLERİNDE  DÜŞ SABAHLARI -1-

Akşamlar yorgun dururdu 
Çehremizde binbir hüzün 
İkindilerde açardı çiçeklerimiz

Kitaplar seyre doymaz, saf tutardı masallarda 
Duvarlar özlemiydi bakışlarımızın 
Boşalınca anlardık
Koyu siyahlığın duman olduğunu

Karaçalılarla boğuşacaktık 
Kavgamız tütsülenmiş tütsülenmişti 
Ümit dereleri akıtıyorduk 
Kuş sütünden damlalar anlımızda 
Sedeye kapanıyor 
Dönüyor dönüyorduk öz yurdumuza

Sevdalar yakıyorduk 
Çoban kavalı yeşil yaylamız 
Leyla türküsü yokuşlarımızdı 
Mecnun adalarında nöbet devralır 
Hindikuşlarda mevzilenirdik

Biz üç kardeş beş kardeş
Cenk erleri

Çocuksu konuşurduk kılıç / kalkan / ok 
Bulanırdı sular

PALANDÖKEN ETEKLERİNDE  DÜŞ SABAHLARI -2-

Kar yağıyor 
Elif elif kuşanıyoruz

Ne buzlu yollarda matem 
Ne de gözyaşları serçe kuşların 
Bizi soluyordu yıldızlar ve ay 
Gece lambaları hüzün katarı 
Ak kirpikli ağaçlar 
Meleyen cennet çeşmeleri 
Beyaza dadanmıştı bacaları evlerin

Ve biz iki kardeş 
Yürüyoruz

Hayalimiz sımsıcak 
Ter döküyor buz patentler 
Gömülüyor demir ağlara 
Kan izi var beneklerinde 
Işığa nem saçan gözlerin 
Celalli haykırışlar Ölüme yakın nefesler tanıdık 
Aşk söylevi bizim ki 
Her budakta çiçek açmaz 
Ve biz iki kardeş 
Yürüyoruz

Gece akıyordu damarlarımızda 
Mezarlardan ürkmüyordu aydınlık 
Sayfaları çevirdik umut yağmurları 
Kapadık defterleri nümayiş yok 
Tarihin kapısı aralık kalmış 
İstasyon boyu ağıtlar 
Camekanlarda resimlerimiz 
Yükseklik korkusu tutmadı

Anneler sorgu da beklerdi günlerce 
Babalar mahkum 
Darağaçlarında ahalisi kentin

Ve biz iki kardeş 
Yürüyoruz