Babası demircilik yapan Recep Usta, annesi Mahbube Hanım'dır. Asıl adı Mustafa olan aşık, Soyadı Kanunu çıkınca "Gedik" soyadını almıştır.
Nihani’nin ömrü, rüyasında görüp sevdiği ve hiç tanımadan uğruna kara sevdaya tutulduğu Mihriban'a seslenmek ve ona türküler koşmakla geçmiştir. Çağdaşlarından Erzurumlu Sümmani ile karşılaşan Nihani ondan feyz aldı ve onun etkisinde kaldı. Aşık Nihani, aşıklar geleneğine uygun olarak, yıllarca Doğu Anadolu'da gezdi. İllerinin Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine çok ızdıraplar çekti. Sonunda, Kazım Karabekir Paşa komutasındaki III. Ordu'nun zaferiyle 29 Eylül 1920'de Sarıkamış 30 Ekim 1920'de Kars Rus işgalinden kurtuldu. O, zaferin heyecanı içinde:
”Son günde şad etti ehl-i imam Ordumuz kurtardı Kars, Kağızman'ı” diyerek zaferin neşesini dile getirdi.
14 Mart 1967 yılında İstanbul’da vefat ederek Karaca Ahmet Mezarlığına defnedildi. Şiirlerinden bir örnek:
Ağıt.
Keklik gibi kanadımı üzmedim,
Doya doya bu dünyada gezmedim.
Beş yavrumun hiç birinden bezmedim,
Al kanlar içinde kaldım gel beyim.
Al kanlar içinde oldu bu yazı,
Bunu eşidenler ağlasın bazı,
Akşam oldu makineye oturdum,
Beş yavrumu yatağıma yatırdım,
Beşini de kızıl kana batırdım.
Al kanlar içinde kaldım beyim,
Aklıma düşende bu kara yazı.
Bunu eşidenler ağlasın bazı,
Penceremin perdeleri dürülmüş,
Kanlı eller duvarlara surülmüş,
Beş yavrumun kafaları yarlmış,
Al kanlar içinde kaldım gel beyim.
Aklıma düşende sızlar yüreğim,
Nerelerde kaldın ah Mehmet Beyim?
On örük saçımı elimle ördüm,
Başıma geleni rüyamda gördüm,
Mehmed Bey şehirden geliyor sandım.
Al kanlar içinde kaldım gel beyim,
Düşmanlarım bacalarda gezdiler,
Mehmud Beyin gittiğini sezdiler,
Beş yavrumu bir sıraya dizdiler.
Al kanlar içinde kaldım gel beyim.
”Son günde şad etti ehl-i imam Ordumuz kurtardı Kars, Kağızman'ı” diyerek zaferin neşesini dile getirdi.
14 Mart 1967 yılında İstanbul’da vefat ederek Karaca Ahmet Mezarlığına defnedildi. Şiirlerinden bir örnek:
Ağıt.
Keklik gibi kanadımı üzmedim,
Doya doya bu dünyada gezmedim.
Beş yavrumun hiç birinden bezmedim,
Al kanlar içinde kaldım gel beyim.
Al kanlar içinde oldu bu yazı,
Bunu eşidenler ağlasın bazı,
Akşam oldu makineye oturdum,
Beş yavrumu yatağıma yatırdım,
Beşini de kızıl kana batırdım.
Al kanlar içinde kaldım beyim,
Aklıma düşende bu kara yazı.
Bunu eşidenler ağlasın bazı,
Penceremin perdeleri dürülmüş,
Kanlı eller duvarlara surülmüş,
Beş yavrumun kafaları yarlmış,
Al kanlar içinde kaldım gel beyim.
Aklıma düşende sızlar yüreğim,
Nerelerde kaldın ah Mehmet Beyim?
On örük saçımı elimle ördüm,
Başıma geleni rüyamda gördüm,
Mehmed Bey şehirden geliyor sandım.
Al kanlar içinde kaldım gel beyim,
Düşmanlarım bacalarda gezdiler,
Mehmud Beyin gittiğini sezdiler,
Beş yavrumu bir sıraya dizdiler.
Al kanlar içinde kaldım gel beyim.