Nene Hatun 1857 yılında Erzurum'da doğdu. Kendi halinde ve tek çocuklu bir gelin iken şartlar onu kahramanlaştırdı ve onunla birlikte Dadaşları destanlaştırdı. 93 Harbi olarak bilinen 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşında, 7 Kasım 1877 günü sabaha karşı Aziziye Tabyasında yerleşik bir avuç Mehmetçiğe, bölge halkından olan Osmanlı vatandaşı Ermeniler ile Ermeni çeteleri baskın düzenleyerek , Aziziye Tabyasını gizlice bölgeye yaklaşan Rusların ele geçirmesini sağladı.
Sabah ezanını ile birlikte şehir minarelerinden "Moskof askerinin Aziziye Tabyasını ele geçirdiği." Erzurum halkına duyuruldu. Nene Hatun ileriki yıllarda o günü şöyle anlatıyor:
“Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. Ağabeyim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden 'Moskof Aziziye'ye girdi' diye haykırışlar başlayınca, ağabeyimin cansız bedenini alnından öpüp, 'Seni öldüreni öldüreceğim' diye ant içtim. Yavrumu Allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve evdeki satırı alıp dışarı fırladım. Sel gibi Aziziye'ye akıyorduk. Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım.”
Silahı olan silahını, olmayanlar; balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşlarla Tabyaya doğru koşmaya başladı. Kadın - erkek tüm Erzurum halkı yollara dökülmüştü. Rus’un askeri gücüne ve yaylım ateşine karşılık Erzurumlu yılmayarak, yere yıkılıp şehit olanların yerini almak suretiyle tabyaya dayandı.
Boğaz boğaza bir savaş başladı. Mükemmel silâhlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı - tırpanlı, taşlı - sopalı eğitimsiz halk karşısında ancak yarım saat tutunabildi. 2300 Moskof öldürülüp, Tabya geri alındı.
Nene Hâtun bu olayla tanındı, saygı gördü, sevildi. O'nun, vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı.
Medeni Kanun ile Kırkgöz sayadını alan Nene Hatun; 5 Mayıs 1955 tarihinde, Türk Kadınlar Birliği tarafından yılın annesi seçildi, 22 Mayıs 1955 günü ise hayata veda ederek törenle Aziziye Tabyasına defnedildi.