2 Aralık 2008 Salı

AŞIK MUSTAFA RUHANİ (1931-----)

1931 yılında Erzurum'un Uzundere ilçeside dünyaya gelmiştir. Asıl adı Mustafa Temel'dir. Babası, aynı köyde çiftçilikle uğraşan, nalbantlık, duvar ustalığı, hızarcılık gibi işlerle de meşgul olan Ahmet, annesi ise Ayşe Hanım'dır.

İkisi kız, dördü erkek olan altı çocuklu ailenin ikinci çocuğudur. Çocukluk yıllarında köyünde okul olmadığı için ilkokul öğrenimini yapamaz, ancak daha sonra arkadaşlarının yardımıyla yeni harfleri öğrenir. Amcasının okuduğu Sümmani ve Yunus Emre'ye ait olan şiirleri dinleyen ve ruhunda bazı kıpırdanmalar hissederek kendisinde de ayni yeteneklerin olduğunu fark eder.

Mustafa Temel, 1941 yılının Mayıs ayında eline geçirdiği bir dinamit kapsülü ile oynarken kapsülün patlaması sonucunda sol gözü ile sağ elinin üç parmağının uç kısımlarını kaybeder. Ulaşım imkânlarının yetersiz olduğu o günlerde kağnı ile Erzurum'a getirilir ve Numune Hastahane’sinde bir süre tedavi gördükten sonra köyüne götürülür. 1943 yılında sağ gözünde de rahatsızlık hisseden Mustafa, tedavilerden sonuç alamaz ve sağ gözünün görme yeteneğini de büyük öcüde kaybeder.

Bazen basit düzeyde kafiyeler meydana getirerek ahenkli sözler söylemesi, birkaç mısralık kırık dökük şiir denemeleri yapması, komşusu olan Haydar Çavuş'un dikkatini çeker. Aşık tarzı şiir geleneğini bilen ve eski aşıklara ait çok sayıda şiiri ezberlemiş olan Haydar Çavuş, Mustafa ile ilgilenir ve ona yardımcı olur. "Ben bir mısra söyleyeyim, sen de ona uygun kafiyeli bir mısra söyle" diyerek onu yönlendirir. Mustafa'ya bir tahta parçasından basit bir saz yapılır, Halil Polat adlı komşunun askerlik dönüşünde getirdiği ince elektrik telleri bağlanır. Böylece onun oyalanabileceği bir oyuncak ortaya çıkar. Saza benzeyen bu alet eşliğinde çeşitli türküleri mırıldanan, kendiliğinden de bazı şiirler söyleyen Mustafa, çevresinde aşık olarak tanınmaya başlar. Zamanla çeşitli düğünlere, eğlencelere çağrılır, ancak henüz ileri düzeyde saz çalamamaktadır.

Tortum'un Bağbaşı köyünde oturan ve Ayazi mahlasıyla şiirler söyleyen Muharrem Usta'nın Aşağı Sivri köyüne yaptığı bir ziyaret, Ruhani için ele geçmeyecek bir fırsat olur. Muharrem Usta Ruhani'ye saz çalma ile ilgili genel kuralları öğretir.

Şu sıralar kendisi ağır hastadır. Allah şifa versin inşallah.

Aşağıdaki dizeler Ruhani’ye aittir.

Bu topraklar,
Kan kokar,
Barut kokar,
Şeref Kokar,
Hatta,
Bütün bir vatan kokar.
Sana canım kurban dadaş diyarı.
Erle dolu er meydanın Erzurum.
Dillerde söylenir öteden beri,
Şerefin, şöhretin, şanın Erzurum.