28 Nisan 2011 Perşembe

ERZURUM SU BÖREĞİ



Yurdumuzun hemen, hemen her yöresinde  bilinen su böreği Erzurum’da farklılık gösterir; Erzurum'da yufkası ve toplam kalınlığı ince yapılır. İçerisine “Civil Peynir” ve Maydanoz konulur ve  börek hamuruna, her künde  bir yumurta isabet edecek şekilde yumurta  kırılır. 
Hamur için;


Orta bir tepsi için 6 yumurta, 1 tatlı kaşığı tuz,  ve un. Yumurta ve tuz çırpıldıktan sonra içine aldığı kadar un karıştırılarak, kulak memesi yumuşaklığında hamur haline getirilir, üzerine bir bez örtülerek yarım saat dinlendirilir. Hamur künd haline getirilerek her künd  ince yufka halinde ve elimizdeki tepsi büyüklüğünde açılır. İdeali elimizdeki tepsi büyüklüğünde 10 yufka ile yapılanıdır.

Böreğin içi için;

½ kg.   kadar civil peynir, 1 demet saplarından ayıklanmış maydanoz yaprağı iyice karıştırılır.


Böreğin hazırlanışı;


İki yufka dışında diğer yufkalar tek, tek kaynayan suya atılır ve bir dakika bekletilir. Sıcak sudan çıkan hamur soğuk su tenceresine atılır. Tepsi tere yağı ile yağlanarak; en alta haşlanmamış yufkalardan biri serilir.  Haşlanmış yufkalar kuru bir bezle suyu alındıktan sonra sırayla kuru yufka üzerine tepsiye serilir. Serilen yufkaların arasına birer çorba kaşığı eritilmiş tere yağı (sarı yağ) gezdirilir. 5 yufkadan sonra hazırlanmış iç (civil peynir maydanoz karışımı) tepsiye her yerinde ayni kalınlıkta olacak şekilde yayılır,  10 ncu yufkaya kadar kalan yufkalar yine arasına sarı yağ gezdirilerek tepsiye dizilir. En üste ise kalan son haşlanmamış yufka muntazam bir şekilde kapatılarak tepsinin kızartılmasına geçilir. Erzurum Su Böreği kızartılması fırında değil ocak üzerinde olmalıdır. Sık, sık en alt yufka kontrol edilerek her yeri ayni oranda ve kıvamında kızartılır. İkinci bir tepsiden faydalanarak börek ters yüz edilerek kızarmayan bölümde güzelce kızartılarak zevke göre dilimlenir sıcak, sıcak servis yapılır.

Kaynak-Hatice Püskülcü
  

12 Nisan 2011 Salı

CAĞ KEBABI

Erzurum dışında  Kars, Artvin ve Karadeniz dağlarının Erzurum’a bakan yerleşim bölgelerinde de bilinen Cağ kebabı; Erzurum merkezde genel olarak lokantalarda hazırlanarak tüketilir, kırsal kesimlerimizde, yaylada, kalabalık aile toplantılarında ve düğünlerde ise açık alanlarda ve bahçelerde hazırlanarak toplu halde ve şölen havasında  yenir.
Malzemeler:
1 kuzu budu (yağsız ve sinirsiz) 
1 adet kuru soğan 
100 gr. Yoğurt 
Tuz, karabiber 
Lavaş ekmeği 
Domates, yeşil biber


Hazırlanışı: 
Yağı ve siniri ayıklanmış kuzu budundan parmak kalınlığında ve yaprak, yaprak şeklinde et kesilerek güzelce karıştırılmış yoğurt, tuz, karabiber ve yemeklik doğranmış soğan içerisine  yatırılarak bir gün bekletilir. Bu karışım içerisinde terbiye edilen yaprak halindeki etler  şişe takılır ve yatay haldeyken ateşte çevire, çevire kızartılır. 
Pişen kısımlardan cağ kebabına mahsus küçük Z şeklindeki şişlere takılarak  ince bir tabaka şeklinde parçalar kesilir ve şişle kesilen noktalardan tekrar ateşe tutularak iyice pişirilir ve lavaş ekmeğinin üzerinde servis edilir. Ateşte pişmiş biber, domates ve kuru soğan ile süslenir.

9 Nisan 2011 Cumartesi

İSPİR KALE KİLİSESİ


İspir ilçe merkezinde kalede yer alır. 1220 li  yıllarda ve Bizans döneminde yapıldığı sanılan kilise  Ortodoks haçı planlı olarak düzenlenmiştir.

Büyük kısmı yıkık haldedir. 

ALİÇEYREK KAYA KİLİSESİ

Aliçeyrek Köyü Kaya Kilisesi: Erzurum - Ağrı karayolunun 96. kilometresinde, Horasan'a bağlı Aliçeyrek Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

1992 yılında yapılan ilk kazı ve araştırmalarda, Urartu kaya mezarı oldukları ve daha sonra Bizans döneminde kiliseye dönüştürüldüğü tespit edilmiştir.

HINIS KİLİSESİ



Hınıs Kilisesi; Hınıs ilçesinde, Kilise Deresi adlı mevkide yer alır. 

Plan düzeni ve duvar tekniği, 11nci ve 12nci Yüzyıllarda inşa edildiğini göstermektedir.

Temel ve duvar kalıntılarına dayanılarak kilisenin kapalı Yunan haçı planında olduğu, moloz ve kaba yontma taştan yapıldığı anlaşılmaktadır. 

Kilise bugün tamamen yıkılmıştır. 

AŞKALE KAYA KİLİSESİ

Aşkale Kaya Kilisesi: Aşkale Gölören Köyü sınırları içerisinde yer alan kilise biçim bakımından 5.- 6. yy. özellikleri taşımaktadır. 

Bölgede sık rastlanan tipte kayaya oyulmuş olan kilise oldukça küçüktür. 4.40m. uzunluğunda, 1.70m. genişliğinde ve 3.75m. yüksekliğinde olup, tek neflidir.

GEZ KÖYÜ KİLİSESİ


Gez Köyü Kilisesi; Erzurum'un merkez köylerinden Gezköyü'nde yer alır, Ermenilerden kalmıştır, kesin yapım tarihi bilinmeyen eser, mimari özelliklerine göre 17. Yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Dikdörtgen planlı yapı, siyah taşlarla, 6x15x8 metre ebatlarında inşa edilmiştir. Yapının sağında 3, solunda 3, önünde 2 adet pencere bulunmaktadır. 


Kilisenin ana kapısı bilinmeyen bir tarihte, beyaz kesme taşlarla kapatılmış, yanına daha küçük bir kapı açılmıştır. 

Kilisenin tavanında herhangi simge ve resim bulunmamaktadır. Yapının içerisinde fresk süslemelere yer verilmiştir. İç kısımda tavanı tutan 4 adet sütun bulunmaktadır. 

İki odası mevcut olan kilise, üç nefli bazilika bir plana sahiptir. Kilise şuan harabe vaziyettedir.

TORTUM ABURNES KİLİSESİ

Tortum‘un Şenyurt Bucağına bağlı Aburnes (Selli / Suyatağı) köyünde yer alır.

Gürcü Krallığı döneminden kalma ve büyük ölçüde yıkılmış durumdaki kilisenin üç nefli baziliken bir düzenlemeye sahip olduğu anlaşılmaktadır.

İSPİR SANDUK (SANDIK) KALESİ


İspir kalesinin güneyinde, şehir deresinin üstünde, Sandık Dağı'nın üst eteğindedir. Kale Erzurum Selçukluları tarafından bir kaç defa tamir ve tahkim görmüştür. Dört burçlu, iki gözetleme kulelidir. Etrafında müdafaa hendeği ve muhafaza surları yoktur. Tek beden üzerine kurulmuştur.

Batıya bakan tek kapısından doğruca kale meydanına girilir. Burada bir çok kalıntılar göze çarpmaktadır. Bunların arasında küçük bir mescit ve erzak depoları özelliklerini az çok belli etmektedirler. 

8 Nisan 2011 Cuma

VANK KİLİSESİ

Şenkaya'ya bağlı  Timurkışla köyünde yer alır. Düzgün kesme taştan yapılmış dikdörtgen planlı kilisenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. 

Kitabesi günümüze ulaşamayan ve yapım zamanı ile yaptıranların bilinmediği kilisenin küçük ölçüde ve  tek nefli olduğu anlaşılmaktadır. 

Etrafı Kaya içi mağaralarla doludur. Tarihi yapının bir bölümü yıkılmış harap olmuş bir bölümü ise orijinal hali ile günümüze kadar gelmiştir.

KÖSE ÖMER AĞA CAMİİ


Şehir merkezinde, Köse Ömer Ağa mahallesinde bulunmaktadır. Kitabesine göre Ömer Ağa tarafından,1771 yılında ayni yerde bulunan,babasının yaptırdığı eski mescit yıkılarak yerine muntazam kesme taşlarla bu cami yapılmıştır.

Yapıldığında, toprak damla kaplı olan cami daha sonra geçirdiği tamirlerde çatı ile kapatılmıştır.

KEMHAN CAMİİ



Erzurum'un en eski camilerinden biri olarak Şehir merkezinde, yer alan cami, 1654 yılında Hacı Bünyad tarafından yaptırılmış, 1811 yılında ise Kemhan Zade Ahmet Ağa tarafından onarımı yaptırılmıştır.

Ahşap tavan, dört ahşap direk tarafından taşınır. Kuzey duvarında düzgün kesme taş, diğer duvarlarda ise moloz taş kullanılmıştır. Cami ilk yapıldığında düz dam ile kaplı iken, geçirdiği tamirlerde üzeri çatı ile kaplanmıştır.

Mihrap mukarnas kavsaralı kaval silmelerle çevrilmiş ve taştır. 2013 yılındaki restorasyonda sac kaplama ahşap minare sökülerek tek şerefeli, silindirik tuğla minare yapılmıştır.

ABDURREZAK BARBAROS (1949----)


Abdurrezak Barbaros;  20 Ekim 1949 tarihinde Erzurum'da dünyaya geldi. Daha ortaokul çağlarında   Erzurum Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği Korosunda halk müziği çalışmalarına katıldı.  Erzurum Belediye Konservatuarı sınavlarını kazanarak konser-vatuarlı oldu.

1967 yılında TRT’nin açmış olduğu THM Ses Sanatçılığı sınavını kazanarak TRT Erzurum Radyosu Türk Halk Müziği Korosuna girdi. Daha sonraki yıllarda  TRT den istifa ederek; Atatürk Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığına geçti ve oradan emekli oldu.

Halen müzikle amatör olarak uğraşmaya devam eden Abdurrezak Barbaros Erzurum’da yaşamaktadır.

ALİ RIZA KALELİ

 Ali Rıza Kaleli;  Lala Paşa Camii İmamı Hacı Hamit Efendi’nin güzel sesli öğrencilerinden biridir. 1920 li yıllarda bu grup Erzurum'da sesleri güzel olan Hafızlar ile tekke ve tasavvuf müziği icra ederek bir anlamda  Erzurum'daki Türk Musikisi çalışmalarına öncülük etti.

Hacı Hamit Efendi'nin vefatından sonra Erzurum'daki Türk  Müziği faaliyetleri Hafız Ali Rıza Kaleli ve kardeşi Faruk Kalelinin önderliğinde 1939 yılına kadar yürütüldü.

Hafız Ali Rıza Kaleli o tarihteki Erzurum Müftüsü  Solak Zade Sadık Efendinin ilgisi ve teşvikiyle Tapu Dairesindeki memuriyeti yanında Lâla Paşa Cami'nde ramazan aylarında hatim okuyarak, müezzinlik yaptı ve hafızların musiki yönünden yetişmesine büyük katkıda bulundu.


AYTEKİN AKKAYA (1943----)


Aytekin Akkaya  1943 yılında Erzurum’da doğdu. “Kötü Kader” adlı filmle sinemaya başladı, bugüne kadar 62 filmde oynadı. Cüneyt Arkın filmlerinde değişmez erkek karakter oyuncu olan Aytekin Akkaya İstanbul’da yaşamaktadır.  

Önemli Filmleri; 
Dünyayı Kurtaran Adam, Son Kahramanlar, Sürgündeki Adam, Silah Arkadaşları, Yalnız Adam, İnsan Avcıları, Asılacak Adam, Emir Sultan, Malkoçoğlu Cem Sultan, Şampiyon Dedem, Su Perisi Elması, Kötü Kader, Koçum Ali, Ölüler Konuşmaz Ki, Azrailin Beş Atlısı, 3 Dev Adam, Kurtlar Sofrası, Aslanlar Kükreyince, Dört Kardeşe Dört Gelin, Cehenneme Postalarım, Ölüm Meydanı, Çılgın Gangster, Mekansız öldüler, Dadaş Rıfat, Dadaş Rıfat Geliyor.

CAHİT SOLAKOĞLU (1930----)

Cahit Solakoğlu 1930 yılında Erzurum'da doğdu. Annesi  vefat edince 1937 yılında babası ile İstanbul'a giderek eğitimini İstanbul’da tamamladı.

Okumak için ayrıldığı Erzurum'a 16 yıl sonra  1953 yılında avukat olarak dönerek serbest avukatlık yaptı ve Erzurum Lisesinde Tarih derslerine girdi. Yeni Erzurum ve Devrim gazetelerinde köşe yazıları ve şiirleri yayınlandı. 

1973 yılında 4 yıl müddetle CHP Erzurum İl Başkanlığı yapan Cahit Solakoğlu  1977 yılında da CHP den  Erzurum İl Genel Meclisi üyesi oldu. 1980 yılında  ise  çocuklarının eğitimi için Erzurum’dan ayrılarak İstanbul'a yerleşti.

Bir çok şiirinin yanı sıra  “Bir Kentin Aydınlık Yüzü” ve “Erzurum’da Spor” adlı yayınlanmış eserlerini doğduğu Erzurum’a armağan etti.
 
TÜRKÜ TÜRKÜ ERZURUM

Huma kuşu yükseklerde seslenir,
Bir Şehir var, mor dağlara yaslanır.
Gurbetteyim kirpiklerim ıslanır.
Göz yaşımdan taşıyorsun ERZURUM.

Erzurum’u çarşı pazar gezerim.
Sarı Gelin’ekehribar dizerim
Palandöken’de kar olur, tozarım.
Kar’lar gibi ışıyorsun ERZURUM

Sevdiğim, Çermik yolunda salınır.
Karanfilim budam, budam alınır.
Gurbet elde böyle mahzun kalınır.
Düşlerime düşüyorsun ERZURUM.

Elek elek höllük eler analar
Asker yolu bekler telli sunalar
Koç yiğitler Dağ başında donalar.
Boranlarla üşüyorsun ERZURUM.

Çelik pazarında ufacık taşlar
Mızıkayla cenge gider DADAŞ’lar
Dağlar kıpırdaşır, şimdi BAR başlar.
Bar başında coşuyorsun ERZURUM.

Göç göç oldu, göçler yola düzüldü.
Yol bekleyen üzgün gözler süzüldü.
Sana hasret garip gönül üzüldü.
Bana doğru koşuyorsun ERZURUM.

Dağ sırtında, Erzurum bir dikte’dir
Kartal gibi yuvası yüksektedir.
Dalgalanan Al Sancağı göktedir.
Hür doğdun, hür yaşıyorsun ERZURUM

Oduncular kısa keser odunu
Erzurumlu candan sever yurdunu.
Yaylaların Kartalını, Kurdunu
Benliğinde taşıyorsun ERZURUM.

Kırmızı gül, demet, demet derilir.
El değmedik yavukluya verilir
Sevdalarım Yaylalara serilir
Yayla yolu aşıyorsun Erzurum.

Gül Ahmette dar sokakta evim var.
Yoldan geçer palıt yüklü kağnılar.
Çocukluğum; acı tatlı anılar
Gençliğimde yaşıyorsun ERZURUM.

Cahit Solakoğlu

HÜSEYİN KÖYCÜ (1895-1958)

Hüseyin Köycü 20 Şubat 1895 tarihinde Şenkaya İlçesi Örtülü Köyünde doğdu. Eğitimine eski usullerle mahalle mektebinde başladı.  17 yaşında köyüne muhtar olan Hüseyin Köycü 1915 yılında 20 yaşında iken  Oltu ve çevresinde düşman işgaline karşı önemli görevler üstlendi.  Oltu İslam Terakkiperver Cemiyeti kurucusu ve başkanı oldu.

23 Nisan 1920'de Ankara'da  TBMM Hükümeti'nin kuruluşunda aktif rol oynadı. Oltu'ya gelen 8. Alayımız ile birlikte, Kosor boğazına sızan düşman güçlerine karşı mücadelesinde, onun komutasındaki Allahüekber ve Örtülü milisleri Kosor ve Penek boğazında düşmanı hezimete uğrattı.  

Atatürk İnkılâpları'nın bölgesinde yaygınlaşması için büyük gayretler göstererek, bu konuda Erzurum, Kars ve İstanbul'da birçok gazetede makaleler yazdı. 

1930 yılından itibaren bölgesinde eğitim çalışmalarına ağırlık vererek yöre gençlerinin eğitimini sağladı, il genel meclisi üyeliklerinde bulunda ve 1932'de kurulan halkevinde Köycülük Şubesi Başkanlığı yaptığı için, 1934'te soyadı kanunu çıkınca "Köycü" soyadını seçti. Kendi parası ve köylünün de yardımı ile köyünü anayola bağlayan 12 km uzunluğunda yol yaptı.

Bizlere eşsiz güzellikteki şiirlerini bırakan Hüseyin Köycü; 1934-1954 yılları arasında Şenkaya Belediye Başkanlığı yaptı.  31 Ocak 1958'de ebediyete intikal etti.

DAMGA

Kainatın içinde habbe iken küremiz,
Beşeriz, bu küreye bağlanmış bir zerreyiz.

İki milyar beşerin en aciz ferdi benim,
Ne kıymeti var bilmem, nedir bu can-ı tenim?

Bu kadar naçiz iken neden ululaşırım?
Bu hiçliğin içinde hırs ile dolaşırım. 


Hayat-ı cavidan-ı zavk-u sefa isterim,
Herkesi benim için sahibi vefa isterim.

Bende diğeri için bivefa olmasaydım,
Fırsatıma düşeni kuş gibi yolmasaydım.

Şan için şeref için çenberimden çıkarım,
Kardeşim can verirken ben cevahir ararım.

Kardeşi aç ölenin inci, yakut, elması,
Şeref işareti mi? Yok.. Yok.. cani damgası.

Hüseyin Köycü


Kaynak-Şenkaya Kaymakamlığı

5 Nisan 2011 Salı

DERVİŞ AĞA KÖPRÜSÜ

Erzurum-İspir yolunun 54ncü kilometresinde, Kuzgun köyü sınırları içinde ve Serçeme Çayı üzerinde olan ve günümüze ulaşan köprünün kitabesinden öğrenildiğine göre Erzurum’da camiside olan  Derviş Ağa tarafından 1703 yılında yaptırılmıştır. 

Köprü muntazam taşlarla tek gözlü olarak yapılmıştır. Zaman içerisinde çeşitli onarımlar geçirmiş, aslına sadık kalınacak şekilde en son 1938 yılında onarılmış, daha sonra tek kemeri yıkılınca ahşap olarak yapılmıştır. 1980 li yıllarda ise Karayolları tarafından yalnız kemer ayakları korunarak kalan kısmı yıkılmış ve üzerine beton bir tabliye dökülerek   çok çirkin bir  beton  köprü haline dönüştürülmüştür.

4 Nisan 2011 Pazartesi

ERHAN BAYRAKTUTAN (1964----)



Erhan Bayraktutan  5 Temmuz 1964 tarihinde Erzurum’da doğdu. Eğitimini Erzurum’da tamamlayarak Erzurum Lisesini ve Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi.

Erzurum’da;  Devlet Su İşlerinde Ziraat Mühendisi olarak çalışan Erhan Bayraktutan,  resmi görevinin yanı sıra öyküler ve şiirler yazmakta, Erzurum ve Erzurumlu adına kurulan Sivil Toplum Örgütlerinde görev yapmaktadır.

Yazıları ve şiirleri Erzurum’da yayımlanan;
.Göktürk Gazetesinde ( www.gokturkgazetesi.net), .Karakalem Dergisinde ve 
.Erzurumun Sesi (http://www.erzurumunsesi.com
.www.edebiyatdefteri.com  sitelerinde okuyucularının beğenisine sunulmaktadır.

Güzel şiirlere de imza atan  Erhan Bayraktutan'ın Kazım Karabekir Paşa'ya yazdığı şiir aşağıdadır.

HOŞ GELDİN YANGINA

Hoş geldin
Karabekir Paşam
Hoş geldin Erzurum’a
Hoş geldin yangına
Hoş geldin
Cesete, iskelete…

Hoş geldin
İsa’dan
bindokuzyüzonsekiz yıl sonra
Erzurum’a

İşte Paşam
İşte sana
Manzara-i umumiye
Yani umumi manzara

Bak işte
Duvar dibinde bir dede
İndirilmiş tumanı ayak ucuna
Bağırsakları tutturulmuş
Kırışık avucuna… 

Bak cami avlusuna Paşam
Bir bebe
Ya dördünde ya da beşinde
Oyulmuş süngüyle gözleri
Ellerini sımsıkı kapatmış
Kaldırmış yukarıya
Dua eder gibi yaradana…

Bak ileri biraz, Paşam 
Büyük eve, konağa…
Mürsel Paşa Konağı 
Bir hamamın sanki
Yüzlerce, binlerce kat sıcağı

Kapılar kapalı Paşam,
İçerde onlarca, yüzlerce insan
Üstlerine bocalandı 
Benzin tenekeleri..
Yıkadılar insanları 
Bir ağacı sular gibi.
İçerde feryad-ı figan…

Bunu yapan insan,
Güya eşref-i mahlukat 
Yani yaratılmışların en şereflisi
Bunu yapan
En şerefsiz mahlukat
En aşağı, en zifir
İnsan…


Hoş geldin
Karabekir Paşam
Hoş geldin Erzurum’a
Hoş geldin yangına
Hoş geldin
Cesete, iskelete… 

Erhan Bayraktutan  

3 Nisan 2011 Pazar

MUHAMMED HİKMET KOÇYİGİT (1974----)


Muhammed Hikmet Koçyiğit 26 Mart 1974'te  tarihinde Erzurum Ilıca Kahramanlar ( Karaz ) Köyünde  doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Erzurum'da tamamlayarak,  Atatürk Üniversitesi  Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldu.

"Düşlere Bağışladım Hayatı" isimli ilk şiir kitabını çıkaran Muhammed Hikmet Koçyiğit,  Lise çağlarından itibaren şiir yazmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde sınıf öğretmeni olarak çalışmakta ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir bölümünde doktora çalışması yapmaktadır.

NİSAN SONUNDA AYRILIK ŞARKISI

Gidiyorsun
İçimde bir kum fırtınası
Boğuluyor serçeler
Çocuklar fotoğraflarımızı yırtıyor
Sessiz bir şiir gibi
Göğü kanatıyor kirpiklerim
Gençliğim rüyalarda tükeniyor
Gül yüzüne bakınca
Çatlıyor yüzümde hasret tomurcukları
Ayaklarım bir boşluğa kayıyor
Unutuyorum bütün bildiklerimi
Umutlarımı acılarıma sürüyorum
Ne kadar da kolaymış devrilmek meğer
Ve ağlamak sokak ortasında
Aldırmadan sarışın kedilere
Boynumda asi bir künye
Sessizlik ve kelepçe bileklerimde
Faydası yok kelebeklere imrenmenin
Su ateşi anlamıyor
Sen anlamıyorsun beni
Kuşlar kanatlarından vuruluyor yine
Aynalar kırılıyor ayak seslerinden
Gidiyorsun
Doğduğum şehir bir mezar artık

MURAT BULUT (1973----)


Murat Bulut 1973 yılında Erzurum’da  doğdu. Eğitimini Erzurum’da tamamlayarak, Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesinde yüksek lisans yaptı.

Ulusal televizyonlarda haber spikerliği ve program yapımcılığı görevlerinde bulunan Murat Bulut, bugüne kadar beş belgeselin yönetmenliğini yaptı.

Sarıkamış faciasını işleyen “SARIKAMIŞ’TA MOR KAR-DELENLER 2003”, Kazım Karabekir Paşa’yı anlatan “DOĞUNUNUN BÜYÜK KAHRAMANI KAZIM KARABEKİR 2007”,   “ERZURUM YAYLASINDAN ZİRVEYE 2007”, 2. DADAŞ FİLM FESTİVALİ 2007” ses getiren belgeselleri-dir.

2003 yılından beri Atatürk Üniversitesi İletişim Fakülte-sinde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Murat Bulut,  ayni zamanda Ata TV’de yapımcılık yapmaktadır.

NAZİF KURAN (1945 ----)


Nazif Kuran 20 Mayıs 1945  tarihinde Erzurum’da doğdu.  Boks hayatına 17 yaşında başladı. 13 yıllık boks hayatında 100'e yakın milli formayı giydikten sonra  24 yıl da antrenörlük yaparak  sayısız şampiyonlar yetiştirdi.

1963-1976 yılları arasında Seyfi Tatar, Celal Sandan, Engin Yadigar, Mahmut Kumova, Gülali Özbey gibi isimlerle 13 sene milli formayı giyen Nazif Kuran,  1967 Akdeniz Oyunları’nda gümüş madalya kazandı. 1969 Balkan Şampiyonasında  ise ikinci oldu.  1972 Münih olimpiyatlarında 75 kiloda  Olimpiyat 5.'si olan Nazif Kuran;  boksu bıraktıktan sonra da antrenörlüğe başladı.

1977 yılından sonra   Milli takım antrenörü olarak   Türk Boksuna sporcu yetiştirdi.  1980-2000  yılları arasında ise; Malik Beyleroğlu, Nurhan Süleymanoğlu, Kibar Tatar, Bülent Angın ve 2000 yılında Dünya Şampiyonu olan Sinan Şamil Sam'ın antrenörlüğünü yaptı. 

ÖMER NASUHİ ÇOŞKUN (1966----)


Neyzen Ömer Nasuhi Coşkun; 1966 yılında Erzurum’un Ilıca ilçesinde doğdu. İlk ve orta tahsilini Ilıca’da, lise tahsilini Erzurum Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra Türkiye Elektrik İletim A.Ş. 15.İletim Tesis Grup İşletme Müdürlüğünde  teknisyen olarak çalışmaya başladı.

1988 yılında Ankara ve İstanbul’da vatani görevini tamamladı. Askerlik dönüşü Erzurum Atatürk Üniversi-tesi Güzel Sanatlar Fakültesi bölüm başkanı İsmail Hakkı Gerçek’ten nota, usul ve nazariyat dersleri aldı. 

1996 yılında, doğuştan sesine aşık olduğu Neyle tanıştı. Daha sonra o tarihte Erzurum’da bulunan Hattat ve Neyzen Erol Dönmez’den tavır öğrendi. Yine o tarihlerde Erzurum’da bulunan Neyzen Ender Doğan’dan çok kısa bir süre feyiz aldı.

1998 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi özel yetenek sınavını kazanarak burada eğitime başladı ve 2002 yılında  mezun oldu. Bir çok  neyzenin yetişmesi için çaba sarf eden Ömer Nasuhi Coşkun Erzurum’da yaşamaktadır.