4 Şubat 2010 Perşembe

ERZURUM

Erzurum doğunun başkenti idi,
Diyerek nam saldım Erzurum’da ben.
Gelin bakın şimdi ne hale geldi,
Bin bir dertle doldum Erzurum’da ben.

Bu şehir müstesna, değil sıradan.
Değişmedi yıllar geçti aradan.
Kimler gelmiş, kimler geçmiş buradan.
Hayallere daldım Erzurum’da ben.

Gel de hayret etme; şu işe bir bak,
Ne de uymuş, kel başa şimşir tarak.
Ayaklar baş olmuş, başlarsa ayak.
İnan şaştım kaldım Erzurum’da ben.

Köstebek yuvası olmuştur şehir,
Cadde, sokaklardan kir akıyor, kir.
Soluduğum zehir, içtiğim zehir,
Müzmin hasta oldum Erzurum’da ben.

Bu sıklet kaldırmaz; ağırdır bu yük,
Sıradan iş değil, vebali büyük.
Şehir büyük, amma adamı küçük.
Ne aradım buldum Erzurum’da ben.

Laf ebesi olduk, icraat sözde,
Kar bile karardı, kirlendi bizde.
Şehir haza çöplük, çöplerse dizde.
Yaşamaktan yıldım Erzurum’da ben.

İnsanlar aç susuz, işlerse kesat.
Ektiğim işsizlik, yoksulluk hasat.
Soğuğundan soğuk, buz kesti hayat.
Sararıp da soldum Erzurum’da ben.

Bu CAN, dadaşımın hep duacısı.
Bitmedi gitti şu göç sancısı,
Ahvalimiz bugün içler acısı.
Saçlarımı yoldum Erzurum’da ben.

Cahit Can
Erzurum/25.01.2009