27 Eylül 2010 Pazartesi

ALİ RIZA ATASOY (1958----)

Eğitimci şair Ali Rıza Atasoy, Erzurum’da doğmayan Dadaşlarımızdandır. Ankara'nın Çamlıdere İlçesinde 1958 yılında doğdu. İlkokulu Çamlıdere'de, Ortaokul ve Lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1985 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında çeşitli idari görevlerde çalıştı.Askerlik görevini Topçu Asteğmen olarak Kıbrıs Lefkoşa'da ifa etti. Ankara'nın Mamak ve Altındağ İlçelerinde öğretmenlik yaptı ve okul yöneticiliği görevlerinde bulundu.Van'ın Muradiye İlçesinde ve Konya'nın Kulu İlçesinde İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptı. Halen Amasya'nın Taşova İlçesinde İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak kamu görevini sürdürmektedir.

Üniversite yıllarından itibaren edebiyatla, bilhassa şiirle yakından ilgilendi. Şiirsiz geçen bir hayatın anlamsız olduğunu düşünür ve - şiir; ekmek gibi, su gibi, hava gibi azizdir- diyerek, şiirin kendisi için bir hayat iksiri olduğunu ifade etti. Şiirlerinde genellikle aşk, tabiat, gurbet, gece, yolculuk, özlem, dostluk, arkadaşlık, umut, yalnızlık, insan, hayat, ölüm, tarihi ve kültürel değerler gibi temaları işledi. Çeşitli yayın organlarında ve edebiyat dergilerinde şiirleri ve makaleleri yayımlandı.

Sosyal, kültürel ve sanat etkinliklerinin eğitim öğretim sürecinin vazgeçilmez birer parçası olduğunu, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerin çok yönlü olarak yetiştirilmesi gerektiğini savundu. Eğitim öğretim sürecinde 'Toplam Kalite Yönetimi' felsefesini benimsedi ve eğitim öğretim kurumlarında uygulanması yönündeki çalışmalara destek verdi. Kalitenin tanımının yapılamayacağını, ancak yaşanabileceğini, bunun da insani ilişkileri üst düzeyde ve iletişim becerileri gelişmiş bireylerle mümkün olabileceğini dile getirdi.

'NEHİR KIYISI DÜŞLERİ' isimli yayımlanmış bir şiir kitabı bulunmaktadır.

Çamlıdere ve Doğa Dostları Derneği ve İLESAM (İlim ve Edebiyat Eserleri Meslek Birliği) üyesi olan şair aynı zamanda; antoloji.com kültür ve sanat portalı bünyesinde eğitim, edebiyat ve şiir alanında faaliyet gösteren Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu'nun kurucusu ve üyesidir. Evli ve üç kız çocuğu babasıdır.

SANA GELDiM ERZURUM *

Anılar çağırdı da koşarak sana geldim,
Taşkın nehirler gibi coşarak sana geldim.
Geçit vermez dağları aşarak sana geldim.

Yıllar var ki seninle sarmaş dolaştı ruhum.
Aç sineni ben geldim, sana geldim Erzurum.

Hüznümü kederimi rüzgâra salıverdim,
Anılar denizine sessizce dalıverdim.
Bir köşede oturup öylece kalıverdim.

İsterim sürüp gitsin ömür boyu bu durum.
Aç sineni ben geldim, sana geldim Erzurum.

Ey hatıralar kenti unutulmaz şehriyar,
Acep var mı dünyada böyle başka bir diyar.
Var mı bugün âlemde benim gibi bahtiyar.

Ey diyar-ı gurbetim, ilk ışığım göz nurum.
Aç sineni ben geldim sana geldim Erzurum.


(Erzurum, 04.06.2009)

Ali Rıza Atasoy

26 Eylül 2010 Pazar

SİVİŞLİ TABYASI


Erzurum merkeze bağlı ve merkezden 8 km mesafede bulunan, eski adı Sivişli, yeni adı Nenehatun Köyü sınırları içerisindedir. Kars Karayolunun kuzeyinde, Paşapınarı'ndan ayrılan bir yol ile ulaşılan bu tabya, köyün yaslandığı 2125 metre yüksekliğindeki tepenin üzerinde bulunmaktadır.

Deveboynu geçidini kontrol altında tutmak için inşa edilmiştir. Toprak yığma şeklinde yapılan tabya, yarı çapı 45 metrelik yarım daire şeklinde toprak yığını görünümündedir. Ayrıca duvarların inşasında Pasintaşı kullanılmıştır.

Tabya; cephanelik, dehliz halinde koğuşlar, erzak depoları, su depoları gibi bütün ihtiyaçları karşılayacak şekilde tamamen Türk subay ve mühendisler tarafından planlanmış ve gerçekleştirilmiştir.

Bölgenin ağır kış şartlarında bile iki bölük ve iki tabur arasında kuvvetin barınmasına müsait olan tabya yarı gömme olarak inşa edilmiştir.

23 Eylül 2010 Perşembe

ERZURUM


Erzurumun dağı duman gönlü hoş,
Seherlerde öter türlü çeşit kuş,
Yazı azdır tatlı serin olur kış,
Dua almış velilerden Erzurum,

Serhat şehir şehitlerle doludur,
Doğu illerinin bir tek gülüdür,
Hafızlar kuran okuyor camii doludur,
Binbir hatim okutuyor Erzurum,

Ramazanı güzel her gün vaazlar,
Vaaz coşmuş yaş döküyor hep gözler,
Bir ok gibi tesir eder o sözler,
Alimi çok dervişi bol Erzurum,

Manevi bir nazar vardır özünde,
Kışı soğuk sefa vardır yazında,
Abdurrahman Gazi yatar yüzünde,
Velilerin durağıdır Erzurum,

Palandöken Dumlu Baba çevresi,
Yüreğinde vardır düşman yaresi,
Türkiyenin kilit nokta kalası,
Dağı taşı dolu asker Erzurum,

Ismarladım beni yazla kışına,
Gezme kardeş bu kem terin peşine,
Okudum destanın baksan yaşıma,
Gözüm ağlar gönül ağlar Erzurum,

Meftuniden teşekkürler Salim'e
Sadık dostum vakıf olur halime,
Size karşı söz bilemem kelime,
İşte böyle dostum vardır Erzurum,

Abdullah Odabaş/meftuni

19 Eylül 2010 Pazar

CAN ERZURUM CAN


Kurtulduğumuz gündür bu gün
Allah Allah sesleri yükseliyor
Dadaşlar diyarından
Yürekler bir bütün olmuş
Tek damardan akıyor kan

Gün bu gün an bu an
Bu gün senin günündür
Can Erzurum Can

Dadaş yay gibidir
Gerilmeye gelmez
Bir kez şaha kalkarsa
Dur durak dinlemez
Ezer çıbanın başını
Yaraları büyütmez

Gün bu gün an bu an
Bu gün senin günündür
Can Erzurum Can

Dadaşım tutuşmuş el ele
Vermiş omuz omuza
Kurtuluşunu kutluyor
Büyük bir ihtişamla
Baş barı oynanıyor
Yine havuz başında

Gün bu gün an bu an
Bu gün senin günündür
Can Erzurum Can

Zernişan Aydoğan

ERZURUMLU OLSUN

Erzurum’u anar onu özlerim
Orda geçen günler ömürden olsun
Hangi güzel gelse görmez gözlerim
İsterse kaşları kömürden olsun

Havası soğuktur insanı merttir
Ektiği çiledir bulduğu derttir
Dadaşım onurlu biraz da serttir
Bükülmez bileği demirden olsun

Başı dumanlıdır yanı yeşerir
Sanma yaz gelince karları erir
Palandöken Dağı geçit mi verir
Tipiden borandan yağmurdan olsun

Erzurum yaylası en serinidir
Vatanın bugünü hem yarınıdır
Nene Hatunların öz torunudur
Mayası da aynı hamurdan olsun

Şu yalan dünyaya geldim göçerim
Yalandan riyadan uzak kaçarım
Bağrıma basarım kucak açarım
Erzurumlu olsun çamurdan olsun

30 Aralık 2002

Osman Alpsoy

ERZURUM KALESİ


Asırlar var ki bu sessiz duruşun
Bin bir hatırayı bize sezdirir.
Sanki her taşın bir şanlı asker
Durmuşta Erzurum'a göz gezdirir.

Cuma'dan Cuma'ya duvarlarında
Akseder, yayılır bütün salâlar
Yükselir, yer bulur Arş-ı âlâ'da
Manâsına erer burda cumalar.
Taht kurmuşsun Erzurum'un kalbinde
Sana uzanan dil dipten kesilir.
Boynun bükülmedi düşman önünde
Sana bir can ne ki; cihan verilir.
Turan AKBULUT

DADAŞ



Dadaş,
Canana can,
Yara yarandır.
Ağyara yan,
Ahbaba efşandır.
Mertliğe hayran,
Namerde düşmandır.
Vatana şan,
Toprağa nişandır.
Binler içinde bir can,
Efsane-i Palandır.

Erzurum - 2000
Suat Beylur

DADAŞ

Adı Yiğitliktir, Mertliktir Sanı.
Can bilir emanet Cennet Vatanı.
Bayrak için,damarından son kanı.
Vermeye yeminli,sözlüdür Dadaş.

Yaptığı her işte Hah-Hukuk arar.
Komşuyu gözetir,halini sorar
Elinden ,dilinden ,görülmez zarar.
Yığidin hasıdır,özüdür Dadaş.

Dostluktan yanadır,kötülük bilmez.
İnsanları sever,renk,dil ayırmaz.
Sükut altındır,boş laf konuşmaz.
Dostluğu can değen dünyadır Dadaş.

Bilmeyen zor, anlar Dadaş özünü.
Budaktan sakınmaz, Dadaş gözünü.
Bölünmez bütündür ,Vatan sözünü.
Dünyaya haykıran,yürektir Dadaş.

Yirmiüç Temmuzda doğan güneşin.
Adıdır zerreye ,Vatan deyişin.
Yaralı bir devin kükreyişinin.
Dünyaya saçtığı korkudur Dadaş.

Yiğitler şehrisen,Doğuda Dadaş.
Batıda Efe'ler, eğilmez bir baş.
Kalmasın gözlerde,ne keder ne yaş.
Sevginin saygının,adıdır Dadaş.

20.10.2000 ERZURUM

Hasan Demirci

BİR BAŞKADIR ERZURUM

Bir başkadır Erzurum
Anadolu bağrında.
Bir başkadır diyorum
Yağmurunda, karında.

Bir başkadır dağları
Palandöken uzanır.
Verimlidir bağları
Tortum derken uzanır.

Bir başkadır etekler;
Eteklerde kışlası.
Yazın şendir yüksekler;
Yükseklerde yaylası.

Bir başkadır havâsı
Türküsünde mertlik var.
Dadaşların ovası
Herşeyiyle Türk kokar.

Bir başkadır bu şehir
Türbesiyle Gâzî'nin.
Azîziye belirir
Heybetiyle mâzînin.

Bir başkadır câmiler
İslâmiyet gönülde.
Bize miras her eser
Bu memleket, bu belde.

Bir başkadır Erzurum
Anadolu bağrında.
Bir başkadır diyorum
Yağmurunda, karında.

Önder Çağıran

BEN BİR DADAŞ KIZIYIM

Ben bir Dadaş kızıyım, korkum olmaz ölümden
Ateşlere atsalar, çileme hoş bakarım
Bin yıl zulüm etseler, tevhid düşmez dilimden
Titrek dualarımla, seherde yaş dökerim!..

Başım diktir daima, duruşum onurludur
Yüreğim merhametli, kutlu ruhum arlıdır
Hilalime vurgunum, teslimiyet zorludur
Çeyizimdir iffetim, namerde kaş yıkarım!..

Kutsanmış ecdadımın, arza armağanıyım
Gazi dedelerimin, zuhurda nişanıyım
Doğacak nesillerin, ahirdeki şanıyım
Nene Hatun torunu,seferde baş çekerim!..

Ay yıldızlı bayrağım, şerefimdir arımdır
Mazlumların feryadı, benim ahu zarımdır
İbrahim Hakkı mirim, Alvarlı'da pirimdir
Palandöken Ecesi, Meclise hûş ekerim!..

Yatıyor Kop Dağında Coşkun Dedem şehittir
Kızıl laleler açan dere tepe şahittir
İmanım vasiyetin tekbirlerin ahittir
Dönmem pûr-nur yolundan bozgunda baş yıkarım!..

SEVİM YAKICI

18 Eylül 2010 Cumartesi

UZUNAHMET TABYALARI


Erzurum`da Rusların istilasına karşı 1855 yılında halk ve askerler tarafından gözlem ve savunma amaçlı olarak yaptırılan tarihi `Uzunahmet Tabyaları`; Erzurum - Kars karayolunun 20`inci kilometresindeki merkeze bağlı Uzunahmet köyü yakınlarında, tüm ovaya hakim, Deveboynu dağ silsilesinin oldukça sarp ve doğusundaki, ovaya hakim bir tepe üzerinde inşa edilmiştir.

Uzunahmet Tabyası, mimari özellikleriyle de diğer tabyalarımızdan oldukça da farklıdır. Sadece Paris ve Roma`da birer örneği olan Uzunahmet Tabyaları`nın Osmanlı-Rus Savaşı sırasında top atışlarına karşı Almanlar tarafından da desteklendiği biliniyor.

CEPHANELİK

Çırçır ve Dere Mahallesi arasında tepenin altında bulunur. Osmanlı döneminden kalmış bir çok askeri tesisten biridir. İstiklal savaşında askeri cephanelik olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar burada askerimiz nöbet tutardı.

Bugün Erzurum’daki her eski eserimiz gibi maalesef gibi içler acısı durumdadır. Yarıya kadar toprağa gömülmüş bir vaziyette. Çevresi yabani otlarla yem yeşil bir haldedir

7 Eylül 2010 Salı

4 Eylül 2010 Cumartesi

2010 YILI KADİR GECESİ

ıÜüKadir Gecesi Kur'an'ın vahiy yoluyla Peygamberimize indirilmeye başlandığı gecedir. Kadir Gecesi değer gecesidir, Allah tarafından değerli kılınmış bir gecedir.

Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Bu gece ellerin açıldığı, gözlerin dualarla yaşardığı, kalplerin okşandığı gecedir.

Kadir Gecesinde inanmışların günahlarından uzaklaşıp tövbelerinin kabul edilmesini niyaz ederim.

Allah tüm inananları iman yolundan ayırmasın. Ulu Yaradan Ülkemi ve Milletimi her türlü beladan ve ihanetten muhafaza buyursun.