4 Kasım 2009 Çarşamba

GÖÇ OYUNU

Göç Oyunu (Aşkale - Koşapınar köyü) Oyuncular:

Baba: Orta yaşlı bir köylü.


Anne:İhramlı, yaşmaklı, kadın kılığında bir erkek.
Birinci oğul: Yirmi beş yaşlarında havai bir genç.
İkinci oğul: On sekiz yaşlarında uysal bir genç.
Ağa: Yaşlıca, tipik bir köy ağası.
Öküzler (iki kişi): Montunun yünlü kısmını arkasına geçirmiş, başını ve yüzünü boyun atkısıyla kapatmış gençler.
Eşek: Ahırdan çıkarılmış gerçek bir eşek.
Köy bekçisi: Başında şapka, elinde değneğiyle bir köylü.
Kurt: Vücudu yünlerle kaplı bir kişi.

Oyun, köy meydanında oynanır. Geçim sıkıntısı çeken köylü ailenin büyük oğlu para kazanmak için gurbete gider. Ailenin kalan fertleri baba, anne ve ikinci oğul Erzincan'a göç ederler. Orada bir ağanın yanına giderek iş isterler.

AĞA - (Arazisini gösterir) Bu araziyi ekin, biçin, mahsulün ikisi benim biri sizin olsun.

Meydana bir kara saban getirilir. Öküzler boyunduruğu bağlanır, tarla sürme hareketleri yapılar. Tarla sürüldükten sonra biçilir, harman edilir. Harman sonunda baba - oğul, ağanın arazisinden elde edilen ürünü bölmeye başlarlar.

BABA - Bu ağaya, bu bize, bu da bize, anbu da bize. (Oğluna dönerek) tamam mı oğul.

OĞUL - Ama baba... bize çoh oldi. Hahsızlık değil mi bu?

BABA - Sus ulan sen ne bilirsin, bizim anamız dinimiz ağladi bu mahsulü galdırana gadar.

Çoği bizim olacah. (Bölme işine devam eder.Oğluna dönerek) öküzleri çayıra götür, otlasınlar. Oğlan, öküzleri meydanın dış kısmına çıkarır. Biraz otlatma hareketleri yapar.

OĞUL - (Bağırarak) Baba, gurt öküze saldırir.

Baba, tüfeği alır, kurda ateş ederken yanlışlıkla öküzün birini vurur. Baba, anne ve oğul öküzün başına toplanıp ağlaşırlar. Diğer öküz de gelir, duyduğu üzüntüden dolayı böğürmeye başlar.

BABA - Öküz bıçahsız getdi. Ama, biz gine kesah, bıçahli diye satarıh.

Ölmüş öküzü keser, etini ayırırlar. Bir budunu ağaya gönderirler. Diğer budunu da köy bekçisine sus payı olarak verirler. Bu arada gurbette oğlandan mektup gelir. Baba, mektubu açıp hanımının ve diğer oğlunun yanında okumaya başlar.

BABA - (Mektubu okur) Kıymetli babacığım mektubuma başlamadan evvel selam eder, ellerinden öperim, hayırlı dualarını beklerim. Anneme selam eder, ellerinden öperim.(Bu kısım da baba, hanımına dönerek). Sene de selamı var gari. (Mektubu okumaya devam eder). Baba, duydum ki Erzincan'a göç etmişsiniz. Siz hiç merak etmeyin, sizin sırtınızı yere getirmeyeceğim. Burada çok para kazanıyorum. Babacığım, Ahmet ağanın kızını da unutmayın. (Baba,kendi kendine söylenir). Vay gavurin oğli, gine gız meselesi. (Mektubu okumaya devam eder). Son baki selam, acele cevap beklerim.

Mektup bittikten sonra çok sevinirler.Bu arada diğer öküz de bir kaza sonucu ölür. Öküzlerin kadavrasını bir kenara atarlar.

Biraz sonra büyük oğul, "gurbetin yolları" türküsünü okuyarak meydana gelir. Babasıyla, annesiyle, kardeşiyle sarılırlar, hasret giderirler. Karşılıklı konuşma sırasında oğlanın köye parasız geldiği anlaşılır.Gurbette kazandığı parayı kumarda, gayri meşru yollarda tüketmiştir. Bunu duyan baba, baygınlık geçirir, yere düşer. Anne, silahı çekerek kendisini vurur. Baba uyandırılır. Beraberce anneyi eşeğe bindirirler ve hastaneye götürürler.

Kaynak- Kültür ve Turizm Bakanlığı