10 Şubat 2018 Cumartesi

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN 3 EKİM 1924 GÜNÜ ERZURUM’DA KATILDIĞI BİR TOPLANTIDA DİLLENDİRDİĞİ ERZURUM VE ERZURUMLU HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ:

  
Efendiler;
Saygıdeğer hemşehrilerim, kahraman Erzurumluların bugün bana gösterdikleri içten, yürekli, dostça ilgiden dolayı son derece mutluyum. Bugünkü görüntü beni o kadar duygulandırdı ki, tam olarak anlatamayacağım. Fakat bu manzaranın anlamını, büyüklüğünü belki benden daha az üzüntülü olanlar çok güzel anlatabilirler. Bunun açıklamasını o arkadaşlara bırakıyorum. Bundan beş buçuk yıl önce buraya gelmiş ve aynı tarihte buradan ayrılmıştım. Buraya gelirken ve ayrılırken bu saygıdeğer halk beni bugünkü içtenlikle, sevgiyle kabul etmişti ve uğurlamıştı. O günün yüreğimde saklı olan anısını derin bir duygulanma ile anmak isterim.

Memleket adına söz alan arkadaşımızın açıkladığı gibi, benim buraya gelişim bütün milletin ateşten bir çember içine alınmış olduğu bir zamana rastladı. Bütün millet bu çemberin içinden nasıl çıkacağını düşünmekle uğraşıyordu. Memleketin batı ucu düşman ayaklarına bırakılmış ve oradaki halk silâha sarılmış, buranın halkı ise memleketin felâketten kurtulması için ayağa kalkmış bir durumda idi. Ben işte böyle bir zamanda Erzurum’a geldim. Burada gördüğüm içtenlik, mertlik, dostluk benim, memleketi kurtarmak için her türlü özveriyi yapmak konusundaki karar ve kuvvetimi arttırmıştı. O zamanki durumumu çok iyi biliyorsunuz. Burada rütbemi, resmi konumumu, üniformamı attım ve bütün dünyaya duyurdum ki, milletin sinesinde (bağrında) bir ferdim. Arkadaşlar; o gün memleketin, milletin kurtuluşu için nasıl her şeyimden vazgeçmiş isem, bugün de gerektiği zaman millet için, onun hayat ve mutluluğu için bütün varlığımı harcamakla en büyük zevki ve mutluluğu duyacağıma söz veririm.
 
Arkadaşlar; Erzurum’a öyle bir zamanda gelmek istiyordum ki, Cumhuriyetin bayındırlık ve medeniyet alanında yüklendiği görevler burada beklediğimiz eserlerini baştan başa ortaya çıkarmış olsun. Merkezde bu amaçla çalışıyorduk. Böyle bir sonucun doğma gereklerini hazırlamakla uğraşıyorduk. Fakat son günlerin felâketi, her türlü düşüncemizi yok etti. Felaketle ilgili aldığım haberlerden son derece üzgün olarak hemen bu bölgeye koştum. Bilirsiniz ki, Karadeniz ve Akdeniz sahillerinde büyük bir gezi yapmak için yola çıkmıştım. Fakat Trabzon’da o üzücü haberi alır almaz buraya koşmak buradaki sıkıntıya düşmüşlerle dert ortağı olmak en büyük isteğim oldu. Depremin bu bölgede yaptığı zarardan içim kan ağlıyor.

Efendiler!
Güvenebilirsiniz ki, Erzurum’daki yer hareketinden üzgün olan bütün bir millettir. Bütün Türk toplumunun kalbi, tıpkı benim üzüntüm gibi bir üzüntüyle çarpmaktadır. Milletin, üzülerek yalnız manevi açıdan destekle kalmayıp, oluşan sıkıntıyı hafifletmek için maddi açıdan da şefkat, destek görevini yapacağı kesindir.

Arkadaşlar; hükümetimizin Erzurum felâketiyle, sıkıntıya düşenlerle çok sıkı şekilde ilgilendiği, yalnız resmi görev gereği olduğu için değildir. İnsanca, vicdani duygularla acıyı hafifletmek için en etkili önlemleri almakla uğraştığımı önemle belirtirim. Benim buraya gelişim aynı zamanda hükümetin de gereken bilgiyi almasında ayrıca hız kazanacaktır. Yapılabilecek her şey yapılacak, durumu düzeltmeye çare bulunacaktır.

Bu sıkıntıya düşmüşlere hükümet merkezinin hızlı yardımı şüphesizdir. Buraya gelişim felâketzedelerin durumlarını yerinde kendim görerek bulabileceğim önlemleri, hükümet merkezine bildirmek konusunda yararlı olacaktır.


Efendiler!
Az önce Erzurumlular adına söz söyleyen arkadaşımız açıklamasında gerçek bir noktaya değindi. O da milletin gerçek egemenliğine, gerçek hürriyet ve bağımsızlığına darbe vuran geçmiş kişilerin ve kurumların yıkılmasıdır. Saygıdeğer Erzurumlu hemşehrilerimden bu geçici kurumların yok edilmesinden doğan mutluluğu duymak, bildiğim bir gerçeği tekrar etmiş olmakla beraber ayrıca beni mutlu etmiştir.

Gerçek Efendiler, Cumhuriyet hayatı bu geçici kurumlar ile beraber yürüyemezdi. Görüş bu noktada idi. Görüyorum ki, Erzurumlu kardeşlerimin hür ve yüksek vicdanı bu önemli noktada en açık bir görüşe sahiptir. Demek ki biz diğer memleket bölgeleri için olduğu gibi, Erzurum’un gerçek isteklerini yerine getirmişiz. Bununla da ayrıca mutluyum.

Efendiler;
Bu defa Erzurum’a gelirken ayrı ayrı yerlerden geçtim. Vatanın doğusu ile batısı ve merkezi arasındaki bağlantı, Cumhuriyet yönetiminin yeterli göremeyeceği bir derecededir. Bunun için doğuyu diğer vatan parçalarına bağlayacak bir tren yolunun buraya kadar yapımını Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli bir mesele olarak kabul ediyorum ve hükümetin de buna aynı önemi vermekte olduğunu ve memleketin doğusu ile batısının medeni araçlarla birkaç yıl içinde mutlaka birleşeceğine size güvence veriyorum.
 
Efendiler, 
Erzurum birçok dönemlerde birçok defalar saldırıya, baskıya uğramış bir sınır şehrimizdir ve bu sebeple birçok yıkıntılar oluşmuş, buradaki insanların durumu gerçekten üzücü olmuştur. Artık bu acı günlerin tekrarına kesinlikle ihtimal vermemelidir. Yeni Türkiye Cumhuriyetinin varlığı Erzurum ve çevresinin hayatıyla ilgilenmekte, onun huzur ve güvenliğine tamamen kefil olmaktadır.

Efendiler,
Cumhuriyet yönetiminin verimli uygulamaları ile bütün bu yıkıntıların yapılanmasına ve bütün bu acıların huzur ve mutluluğa dönüşmesine çalışıldığı bir gerçektir. Gelecekten bunu güvenle bekleyebilirsiniz. Memleket adına söz alan arkadaşımızın bana söylediği içten ve yürekten sözlerinden dolayı kendilerine ve adına söz aldığı hemşehrilerime bir kez daha teşekkürler ederim.

Kaynak:Atatürk'ün Sonbahar Seyahatleri: s.127-130