12 Kasım 2015 Perşembe

MAHMUT YILMAZ (1956----)

Mahmut Yılmaz 1956 yılında Erzurum’a bağlı Aşkale ilçesi, Çay köyünde doğdu. İlkokulu Çay Köyünde, Ortaokulu Kandilli ve Aşkale’de okuyarak askere gitti. Askerlik  dönüşü   Toprak Mahsulleri Ofisinde memur olarak çalışmaya başladı. Çalışarak nafakasının temin etmenin yanında yarım kalan eğitimini tamamlayarak 1988 yılında liseyi, 1993 yılında ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.

1998 yılında “Yaz kuşları” 2000 yılında  “Öksüz Büyüdü Sevda” ve 2009 yılına  “Muhalif” isimli şiir kitapları yayınlanan  Mahmut Yılmaz ayni zamanda avukatlık yapmaktadır.   

GELİRKEN BİRAZ ERZURUM GETİR

Gelirken biraz Erzurum getir,
Sarı şiltesine bürünsün soğuk.
Kerpiç bir binanın penceresinden,
Mavi beyaz öyküler aksın,
Biraz hasret biraz soluk,
Gelirken biraz Erzurum getir.

Biraz espiri kat Naim hocadan,
Kara Fatma’dan, Hatun Bacıdan,
Kuşluktan, ikindiden, geceden,
Horasan’dan, İspir’den,  Ilıca’dan,
Gelirken biraz Erzurum getir.

Göç, göç olsun, göçler yola dizilsin.
Huma Kuşu yükseklerden seslensin.
Mor tarlalar kar suyundan beslensin.
Palandöken dolunaya yaslansın.
Palandöken sevdasıyla ıslansın.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Göğermiş civil peynir hüzünden,
Kayak mevsiminden, kar denizinden,
Şöyle adam gibi özünden,
Verildi mi dönülmeyen sözünden,
Tandır sıcağından, mangal közünden,
Gözlerinde sarı tütün izinden,
Getir işte bizi bizden,
Gelirken biraz Erzurum getir.

İster yazı getir, istersen kışı,
Cağ kebabı, su böreği, ayran aşı,
Tesbih getir Oltu taşı,
Dadaşı, Mükerrem Kemertaş’ı,
Gavurboğan,  Havuzbaşı,
İstersen birazda göz yaşı getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Çoğu orda kalsın, azını getir.
Çifte Minareden ezanı, ezanı.
Sobada kaynayan kazanı getir.
Buz kaymasını, kar ayazını,
Arif’in inleyen sazını getir.
İster serin olsun isterse yaksın
Bir türlü gelmeyen yazını getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Heybene akşamın serinliğini koy.
Sıra dağlarını boy, boy.
Ne bey, ne ağa, ne soy.
Kasaba, kasaba, köy, köy,
Kahvede geçmişin yarenliğini,
Bilge sohbetlerin derinliğini,
Uzun gecelerin karanlığını,
Yağmuru, tipiyi, boranı getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Caddeden aşağı inince hani,
Gürcü Kapı, Mumcu;  Palıt Meydanı,
Biraz, biraz getir, azıcık yani.
Birazcık Reyhani, biraz Sümmani,
Dağlar arasından ummanı getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

İnişi olmayan kaleyi getir.
Tortumdan şelaleyi,
Horasan’ı, Tekman’ı, Aşkale’yi,
Hınıs’ı, Olur’u, Hasankale’yi,
Davulu,  zurnayı, barı, halayı,
Velhasıl toplada sılayı getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Yalancı baharın şaşkın misali,
Kop’un yamacında eşkın misali,
Dumlu Deresinde taşkın misali,
Emrah’tan fışkıran aşkın misali,
Nef’i den yayılan irfanı getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Havayı da deli gönül havayı,
Getir gök yüzünden yıldızı, ayı,
Yanık türküleri, uzun havayı,
İbrahim Hakkı’dan davayı getir.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Sevda gibi sevdim doluyam boş değilem,
Hoş değilem nahoşum, hoş değilem,
Gönül yorgunuyum sarhoş değilem,
Uykudan uyanmış bir hoş değilem,
Gidemem kuş değilem,  getir önünde eğilem.
Gelirken biraz Erzurum getir.

Dede’nin hayali küçük bir evdi,
Lakin içindeki koca bir devdi,
Yıllar, yıllar önce birini sevdi.
Olmadı sonunda gurbete indi,
Ne onu unuttu, nede bekledi,
Yalnızlık, yoksulluk dedenin derdi,
Söylemek isterdi elbette kendi,
Hep sustu, bir türlü söyleyemedi.
Neylersin geç kaldık ömür tükendi,
Asri mezarlıktan yerini getir.


Mahmut Yılmaz