10 Nisan 2009 Cuma

KİLERNAME



Vatandaşın dertleri, darlık darlık üstüne
Bir destanım var size, varlık varlık üstüne

Elli sene önceki Erzurum’dan sözüm var
Kütüğünde kayıtlı şükür benim özüm var

“Bin bereket var idi” diyorlarsa eskiler
Bu gerçeğin ispatı; Erzurum’da bir “kiler”

Erzurumlu ne yapsın, zalim kış var dokuz ay
Beyaz günler tükenmez, tipi, boran, tufan var

Bir senelik erzakı doldurdu mu kilere
Keder gelmez reise, hem de evdekilere

Karakışı düşünür, tedbir alır her işte
Güzden yapar doldurur, sandıklara erişte

Tahta anbar dolardı yüz on batman un ile
Yatak, yorgan, bardanı hazır durur yün ile

Yeşil soğan düğlenmiş, sırıklara asılmış
Civil peynir, sücükle bir tuluğa basılmış

Sarı yağı eritir, kazanlara koyardık
Bu bolluğa bakınca bir senelik doyardık

Yıldızkökü, pürçüklü, kartol, şalgam kuyuda
Taze kalır toprakta, gövdesi de suyu da

Kavurmalık kesilir, bir inekle üç koyun
Kızartırken başlardı tandır başında oyun

Tirit yeme safası, unutulmaz bir anı
Geri dönmez o günler, hani dostlarım hani

Çuvalında pirincin, göremezdin bir leke
Kavurmanın kıymanın yeri malum, “teneke”

Sıra sıra küplerde çeşit çeşit turşular
Nasibini alırdı tas tas konu komşular

Bana verin çortutu, başka ikram istemez
Sizin olsun bal kaymak, sizin olsun o pekmez

Bir çiviye takılmış lobiyanın torbası
Ekşi pestil, kızılcık, meyvelerin zorbası

Kelle kelle lahana arıstahta asılı
Kuş sütü de bulursun bu kilerde hasılı

Pestil ile cevizi her gün dürüm yapardım
Bazen dalak balından birkaç parmak yalardım

Alışkındı kilere çekemezdim ayağım
Bu sebepten anamdan vardı dayağım

İhsan Coşkun, bu bereket destanlara sığar mı
Al fileyi gir kuyruğa bak bakalım et var mı

Mışıl mışıl uyurdu minderinde Mestan’ım
Tazelendi dertlerim, burada bitsin destanım

 

İhsan Coşkun