15 Mart 2022 Salı

M.FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914-2008)

Mehmet Fazıl Hüsnü DAĞLARCA İstanbul Ortaköy'de Erzurum kökenli bir ailede 26 Ağustos 1914 tarihinde doğdu. Babasının asker oluşu sebebiyle ilköğrenimine Konya’da başladı, Kayseri ve Adana’da devam etti, Kozan'da tamamladı. Kozan’da ortaokulu bitirdikten sonra Kuleli Askeri Lisesi'ne gönderildi ve 1933 yılında buradan 1935'te ise Harp Okulu'ndan mezun olarak teğmen rütbesiyle Erzurum’a tayin edildi. Doğu ve Orta Anadolu ile Trakya'da on beş yıl hizmetten sonra 1950 yılında yüzbaşı iken ordudan ayrıldı.

1952-1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı'nda iş müfettişi olarak İstanbul'da çalıştı, sonra İstanbul Aksaray'da "Kitap" kitabevini açtı ve yayıncılığa başladı. Ocak 1960-Temmuz 1964 yılları arasında dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. İlk yazısı 1927'de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir hikâyedir, İstanbul dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılâpçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı. Bugüne kadar kendisine birçok ödül verilen şair 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" seçildi. 

Mehmet Fazıl Hüsnü DAĞLARCA 15 Ekim 2008 tarihinde hayatını kaybetti.

ÜÇ ŞEHİTLER DESTANI' ndan

- DURDUK, SÜNGÜ TAKMIŞ KAFİR -

Durduk, süngü takmış kâfir ayakta,
Bizde süngü yok.
Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden
Dehşetten daha çok.

Durduk, süngüsü düşmanın pırıl pırıl,
Önümüze çıktı bir gündüz bir gece.

Korku değil hâşâ,
Bir büyük düşünce.

- MEHMETÇİK -

Atıldı Mehmetçik, büyüyü bozdu,
Bir düşman süngüsüne, göğsünden
Bu şehadetle kayalar yarıldı sanki
Dipçik gürültüsünden.

Soruyordu herkes birbirine:
"Parlayan şey bu mu?"
Muzaffer oluyordu bileklerimizde,
Tarihin ilk dipçik hücumu.

Hayran oluyordu koca gökyüzü
Göğüslerimizde büyüyen bahta
28 Mart günü bir Adsız-tepe'de
Çeliğe karşı tahta.

- SÜNGÜLERİN UCUNDA -

Son altmış adım bize bir yudum şerbet
Düşen kahramanın sevgisiyle al,
Köyde mi görmüştük, ormanda mı,
Bizim içimize sığmış o kartal?
Son kırk adımın lezzeti daha hızlı;
Başladı hayatımızda şehitlerce bir yarış.
İlerledik cihan cihan,
Karış karış!

Son yirmi adımı uçuyorduk,
Almıştı herkes dipçiğini avucuna.
Yine bir duraklama,
Geldik düşman süngüsünün ucuna.

- MUSTAFA KEMAL -

Mustafa Kemal'i gördüm düşümde,
"Daha!" diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen,
"Sabaha!" diyordu.

Al bir kalpak giymişti al,
Al bir ata binmişti al,
"Zafer ırak mı?" dedim,
"Aha!" diyordu.

- TABUR BİR MUCİZE İÇİNDEYDİ -

Bir muhabbet sarmıştı her yönü
Vatanı ve bizi seven
Çoğalmıştık bir uçtan bir uca, bir rüya gibi
Büyüyordu ova kendiliğinden.

Neydi damarlarımızda çoğalan, çoğalan?
Neydi bu tepenin adı?
İçimizde sadece vatan değil,
Yeryüzü kadar bir şey vardı.

Ateş mi gelirmiş, yel mi esermiş?
Akıyoruz, hayatımız nerede pek belli değil.
Kurtulmuşuz bedenden artık,
Kimse ayaklı elli değil.

- MUSTAFA KEMALLERCE -

Atılıyorduk kâfire,
Hepimizin bir yanı hilâl gibi,
Bir göz vardı üstümüzde göklerden,
Mustafa Kemal gibi!

Savaşırken yaşamak,
Anam südü kadar helâl gibi,
Ölüm hem büyüktü, hem kolaydı,
Mustafa Kemal gibi.

Atılıyorduk bir devre,
Tarihlerden süzülmüş bir hâl gibi :
Hepimiz, hepimiz,
Mustafa Kemal gibi!

AHMET HAMDI TANPINAR (1901-1962)

 

Ahmet Hamdi TANPINAR; 23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul’da doğdu. Çocukluğu, kadı olan babasının görev yaptığı Ergani, Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da geçti. 1918 yılında İstanbul Halkalı Ziraat Mektebinde bir yıl yatılı olarak okuduktan sonra 1919 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girdi, 1923 yılında mezun oldu ve mezun olur olmaz Erzurum Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandı ve 1926 yılında Konya Lisesine tayin oluncaya kadar Erzurum Lisesinde görev yaptı.

Mustafa Kemal Atatürk bölgedeki deprem nedeni ile geldiği Erzurum’da, 1 Ekim 1924 tarihinde Erzurum Lisesini ziyaret ederek Ahmet Hamdi TANPINAR ile karşılaştı. Ahmet Hamdi TANPINAR, Atatürk’ün Erzurum Lisesi'ni ziyareti anısını "BEŞ ŞEHİR" adlı eserinde şöyle anlatmaktadır.

"Bir ikindi vakti lisede otururken boğuk bir gürültü ile yerimizden fırladık. Her şey sallanıyordu. İlkönce şehrin yıkıldığını zannettik halk bir türlü evlerine girmek istemiyordu. Bu korkuyu, o sıralarda Erzurum'a gelen ATATÜRK son verdi. ATATÜRK'ü ilk defa Erzurum'da gördüm. Onunla tek konuşmamda Erzurum Lisesi'nde oldu. İki gün evvel Kars Kapısında bütün şehir halkı ile beraber karşılaştığım ATATÜRK Liseye gelir gelmez beraberindeki "huzuru mutad zevatın" arasından adeta sıyrılarak aramıza girdi. O gününü Erzurum Lisesi'ndeki hocalara, talebelere ve orada rastlayacaklarına vermişti. Yarım saatte gidecekti. Üç buçuk saat bizimle kaldı. Erzurum Lisesi'nin beyaz badanalı tek kanepesi kırık muallimler odasında bana sorduğu suallere cevap verirken zihnim şüphesiz onunla çok doluydu. Önce kim olduğumu, ne iş gördüğümü, Erzurum' da ne vakitten beri bulunduğumu sordu".

Ahmet Hamdi TANPINAR; 1926 yılında Konya Lisesinde,1927'de Ankara Lisesinde, 1930'da Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde ve 1932'de İstanbul'daki Kadıköy Lisesinde öğretmenlik yaptı. 1933'te Sanayi-i Nefise'ye tâyin edildi. Tanzimat'ın 100. yıldönümü dolayısıyla 1939'da eğitim bakanı Hasan Âli Yücel'in emriyle edebiyat fakültesi bünyesinde kurulan "19'uncu asır Türk edebiyatı" kürsüsüne, doktorası olmadığı halde, eğitim görevlisi olarak atandı ve Tanzimat'tan sonraki Türk edebiyatının tarihini yazmakla görevlendirildi. Hazırladığı edebiyat tarihinin de etkisiyle 1940'lı yıllarda yazı faaliyetlerini yeni Türk edebiyatı etrafında şekillendirdi

Ahmet Hamdi TANPINAR 1943-1946 yılları arasında Maraş milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. 1946 yılında yasama dönemi bitince bir süre Millî Eğitim Bakanlığı'nda müfettişlik yaptı. 1948'de akademideki estetik hocalığına ve 1949'da Edebiyat Fakültesindeki kürsüsüne döndü. 23 Ocak 1962 tarihinde geçirdiği kalp krizi neticesinde İstanbul'da 60 yaşında vefat etti. Mezartaşına "Ne İçindeyim Zamanın" şiirinin ilk iki mısrası yazıldı.

Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpâre, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.

Bir garip rüyâ rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgârda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

1 Mart 2022 Salı

ÇANAKPINAR KÖYÜ

Çanakpınar Köyü Oltu'ya bağlı olup, Erzurum’a uzaklığı 150 km, Oltu'ya uzaklığı ise 30 km.dir.

Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre bugün nüfusu 103 kişi olan köyde, 2000 li yılların başında 229 kişi yaşamaktaydı.

Tarım ve Hayvancılık yapılan Çanakpınar Köyü 6360 Sayılı Kanunla mahalleye dönüştürülmüştür.

Köy Muhtarı Temel ATMACA olup; 0 442 821 21 04 nolu telefon muhtara aittir.

ÇARDAKLI KÖYÜ

Çardaklı Köyü Tortum'a bağlı olup, Erzurum’a uzaklığı 76 km, Tortum'a uzaklığı ise 24 km.dir.

Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre bugün nüfusu 76 kişi olan köyde, 2000 li yılların başında 97 kişi yaşamaktaydı.

Tarım ve Hayvancılık yapılan Çardaklı Köyü 6360 Sayılı Kanunla mahalleye dönüştürülmüştür.

Köy Muhtarı Necip ÖZDEMİR olup; 0 442 776 20 78 ve 0 535 445 18 17 nolu telefonlar muhtara aittir.

ÇATAKBAHÇE KÖYÜ

Çatakbahçe Köyü Pazaryolu'na bağlı olup, Erzurum’a uzaklığı 133 km, Pazaryolu'na uzaklığı ise 11 km.dir.

Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre bugün nüfusu 40 kişi olan köyde, 2000 li yılların başında 129 kişi yaşamaktaydı.

Tarım ve hayvancılık yapılan Çatakbahçe Köyü 6360 Sayılı Kanunla mahalleye dönüştürülmüştür.

Köy Muhtarı Miktat BAKIR olup; 0 442 481 23 93 ve 0 539 975 98 75 nolu telefonlar muhtara