Her şehrin başka başka hali var,
Senin karakışın yaman Erzurum.
Kış bilmezmi yaz vaktinin yolu var,
Ne olurdu olaydın Yemen Erzurum.
Martta gider geri gelir kandırır,
Haziranda kazma kürek yandırır,
Alevlenmiş sobayı da dondurur,
Kışlarında yok mu iman Erzurum.
Ocakta başlar senin zemherin,
Şubatta herkesin yarası derin.
Karakış acemi müzisyenlerin,
Dişine çaldırır keman Erzurum.
Heykel olur kim ki yolda kalırsa,
Eksi otuz dereceyi sınarsa,
Hele birde isli kömür yanarsa,
Üstünden eksilmez duman Erzurum.
Köylü heybesini dağdan aşırmaz,
Ayazın dokunmaz sabrı taşırmaz,
Sayılı günlerin hiçte şaşırmaz,
Azda değil tümen tümen Erzurum.
Tipide kalanın kaybolur izi,
Temmuzda kalkıyor caddenin buzu,
Evliya Çelebi görmemiş yazı,
Soğuktan dilemiş aman Erzurum.
Alimin, şairin, her bir erenin,
Binbir Hatim için okur Kuranın,
Ayazın, soğuğun, tipin, boranın,
Aşığına çiçek, çimen Erzurum.
Dursun Kaya HANCI
Senin karakışın yaman Erzurum.
Kış bilmezmi yaz vaktinin yolu var,
Ne olurdu olaydın Yemen Erzurum.
Martta gider geri gelir kandırır,
Haziranda kazma kürek yandırır,
Alevlenmiş sobayı da dondurur,
Kışlarında yok mu iman Erzurum.
Ocakta başlar senin zemherin,
Şubatta herkesin yarası derin.
Karakış acemi müzisyenlerin,
Dişine çaldırır keman Erzurum.
Heykel olur kim ki yolda kalırsa,
Eksi otuz dereceyi sınarsa,
Hele birde isli kömür yanarsa,
Üstünden eksilmez duman Erzurum.
Köylü heybesini dağdan aşırmaz,
Ayazın dokunmaz sabrı taşırmaz,
Sayılı günlerin hiçte şaşırmaz,
Azda değil tümen tümen Erzurum.
Tipide kalanın kaybolur izi,
Temmuzda kalkıyor caddenin buzu,
Evliya Çelebi görmemiş yazı,
Soğuktan dilemiş aman Erzurum.
Alimin, şairin, her bir erenin,
Binbir Hatim için okur Kuranın,
Ayazın, soğuğun, tipin, boranın,
Aşığına çiçek, çimen Erzurum.
Dursun Kaya HANCI