Aşık Nusret Sümmanioğlu, Büyük Aşık Sümmani’nin torunudur. Bu nedenle kendisine Toruni mahlasını almıştır. 1945 yılında Erzurumun Narman ilçesinin Samikale köyünde doğdu. Çocukluğunu çiftçilikle ve köyünde ailesine yardım ederek geçirdi.
Küçük yaşta ailesindeki geleneğe uyarak aşıklığa heves salmış, daha sonraları babası Fahri Çavuş onu yanına alarak hem dedesinin mirasını devam ettirmesi, hem de küçük Nusret’in kabiliyetini geliştirmesi için sazı eline vererek civar kasabaları gezdirmiştir. Nusret Sümmanioğlu, böylece aşıklığa adım atmıştır.
İlk başlarda dedesi Sümmani,nin eserlerini söylemekle başladığı aşıklıkta zamanla kendi eserlerini üretmeye başladı.
Nusret Sümmanioğlu’na, Kültür Bakanlığı tarafından devlet sanatçılığı ünvanı verilmiştir. Yurt içinde ve yurt dışında da bir çok aşıklar yarışmasına katılmıştır, sayısız ödüller almıştır.
1972-1989 yılları arasında Konya Aşıklar Bayramı atışma dalında 7 defa birinci olmuştur.
Aşağıdaki deyiş Toruni’ye aittir.
SILADAN BİR HABER
Sıladan bir haber aldım gel diye,
Göndermiş pusula yar sabahınan,
Gözyaşıyla sitem etmiş bil diye,
Yazıyı okudum zor sabahınan.
Yüzü gülmez gurbet kahrını çeken,
Yastığı taş olur döşeği diken,
Yatarken uykudan uyanır erken,
Yağmaya başlamış kar sabahınan.
Ayrılık ölümden acıdır acı,
Başvurdum tabibe yokmuş ilacı,
Sana ricam budur canım postacı,
Götür mektubumu ver sabahınan.
Kime sorsam gurbet elden dert yanar,
Oturup ağlasam el deli sanar,
Gökte uçan kuşlar sahile iner,
Söyleşir bülbüller gör sabahınan.
Nusret Toruni'yim der benden bile,
Her ne yana gitsem çekerim çile,
Dökülen yağmura savrulan yele,
Yaralı gönlümü sor sabahınan.
Kaynak: Yaşayan Halk Ozanları Antolojisi, Kültür Bak. Yay.