12 Ağustos 2009 Çarşamba

ARİF SAĞ (1945----)

Arif Sağ 1945 yılında Erzurum`un Aşkale ilçesinin Dallı Köyü`nde dünyaya geldi. Çocukluğunun ilk yılları babasının değirmeninde ona yardım etmekle geçti. Sık sık çeşitli platformlarda ifade ettiği gibi, seslerin uyumu konusu ilk olarak orada dikkatini çekti. Dinlediği ilk orkestra oradaki su ve değirmentaşıdır. 

Kendisi o günleri şöyle anlatır: "Tek bir ses, suyun sesi. Su altta pervanelere vurur. Pervanenin dönerken çıkardığı ses ve bir de iki taşın birbirine sürtmesinin sesi birbirine karışır. O sesi değiştiren tek yabancı unsur vardır. O da kocaman, şakşak denen ağaçtır. Ağacın üzerine nal çakarlar. Taş döndükçe ona sürter, ara sıra taşın çakılları değer, şangır şungur sesler çıkarır. Yani düz sesi bir ritimle, değişik seslerle bozar. Değirmende bu sesleri sürekli dinlemek zorundasınız. Taşlar devamlı döner ve şakşak dediğimiz ağacın üstündeki o nalların sesi değirmen taşına müzikte duyduğun ritmi verir. Ve orada hayal kurarsın, rüya görürsün... Orkestralar yönetirdim orda kendimce. Müziği ben oradan hatırlıyorum. Müziğe kafamı taktığım, müzikle diyalogu kurduğum yıllar o yıllardır..."

5 yaşında kavalla, 6 yaşında ise gramofon ve plakla tanıştı. Kendi adı ile özdeşleşen bağlamayla 7 yaşında iken Erzincan`da Davut Sulari, Aşık Daimi, Ali Ekber Çiçek, Aşık Beyhani, Kemter Yusuf ve daha birçok sanatçının yetiştiği Kumaş Dede`nin dükkanında tanıştı.

14 yaşına kadar aşıklık geleneğini öğrenip deyişler söylemeye başlayan sanatçı, sonraki yıllarda İstanbul`a gelerek, Aksaray Musiki Cemiyeti`nde Nida Tüfekçi`nin öğrencisi oldu.
1975`de kurulan İstanbul Devlet Türk Müziği Konservatuarı`na öğretim üyesi olarak giren Arif Sağ, halk müziği ve bağlama konusundaki akademik çalışmalarını da bu dönemde başlattı. 1982`de ise konservatuardan ayrılarak, kendi adına Arif Sağ Müzik Evi`ni kurdu. Türk Halk Müziği dünyasına büyük bir özveri ile sayısız değer kazandırdı.

Arif Sağ; Acem Ülkesinde Eyleştim Kaldım, Çirişe Gitmezdim Anam Yolladı, Derikonun Düzleri, Evlerinin Önü Harman Yol Üstü ve Şah Hüseyinim Attan düştün türkülerine kaynak kişilik yaparak. Daldalar Bar, Döndünmü Benden Yüzü Dönesi, Seher Yeli Nazlı Yare ve Şah Hüseyinim Attan düştün türkülerini derleyerek. Çoktan Beri Yollarını Gözlerim ile Daldalar Barı notaya alarak THM Repaertuvarına kazandırdı.

Aşağıdaki deyişin sözleri Pir Sultan Abdal’a müziği ise Arif Sağ’a aittir.

DİLLERDE KALDIM.

Medet senden medet, medet şahım Ali,
Akar boz bulanık sellerde kaldım.
Nede zalim olur şu ellerin dili,
Söyleşirler bizi dillerde kaldım.

Kaçma benden kaçma ey kaşı kara,
Derdine düşeli oldum avare.
Bir dostum yoktur ki halimi sora,
Gariplik gurbetlik ellerde kaldım.

Yanarım, yanarım tütünüm tütmez,
Çıkarım bakarım bülbülüm ötmez.
Çalındım çırpındım ellerim yetmez,
Dibi bilinmeyen göllerde kaldım.

Pir Sultan Abdal'ım gülemez oldum,
Akar çeşmim yaşı silemez oldum,
Gidecek yolları bilemez oldum,
Dağıldı kervanım yollarda kaldım.

Kaynak-http://www.arifsag.com/