Bir gün Palandöken dağından geçtim,
Artık son ışıklar sönüp çakarken;
Ta uzakta eski bir hanı seçtim,
Yolcular önünde ateş yakarken.
Bu dağlar ne yaman, ne yüce dağlardı,
Başında bir bora döner, çağlardı.
Derindeki sesler o sadalardı,
Köpüklü ırmaklar durmaz akarken.
Kat kat bulutları başımla deldim,
Çıktım, çıktım, en dik yerime geldim;
Birdenbire bir kuş gibi yükseldim,
Başımı kaldırıp göğe bakarken...
Necip Fazıl KISAKÜREK
Artık son ışıklar sönüp çakarken;
Ta uzakta eski bir hanı seçtim,
Yolcular önünde ateş yakarken.
Bu dağlar ne yaman, ne yüce dağlardı,
Başında bir bora döner, çağlardı.
Derindeki sesler o sadalardı,
Köpüklü ırmaklar durmaz akarken.
Kat kat bulutları başımla deldim,
Çıktım, çıktım, en dik yerime geldim;
Birdenbire bir kuş gibi yükseldim,
Başımı kaldırıp göğe bakarken...
Necip Fazıl KISAKÜREK