30 Eylül 2011 Cuma

30 EYLÜL 1924; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK HASANKALE DEPREMİ NEDENİ İLE ERZURUM’A GELDİ.


13 Eylül 1924 tarihinde merkezi Hasankale olan, Hınıs, Horasan, Narman ve Erzurum’u da içine alan şiddetli bir deprem olmuş,  ovadaki köylerde ve Hasankale merkezde büyük hasar oluşmuştu.

Eşi Latife Hanım ile birlikte Orta Karadeniz’de yurt gezisinde olan Mustafa Kemal  gezisini yarıda bırakarak Erzurum’a yöneldi.  Yanında Eşi Latife Hanımın dışında  Hamdullah Suphi Tanrıöver, Kılıç Ali, Rauf Orbay,  Cumhurbaşkanlığı  Başkâtibi Tevfik Bey, Başyaver Rusuhi Bey, Muhafız Kıtalar Komutanı İsmail Hakkı Tekçe, Yaveri Muzaffer Bey ve Özel Kalemi   Memduh Bey bulunmaktaydı.  30 Eylül 1924 tarihinde zorlu bir yolculuktan sonra deprem bölgesine ulaşıldı.
Bölge depremden kaynaklanan hasar dışında bütünüyle perişan durumda  ve  yokluk içerisinde idi. Bir çok yaralı olmasına rağmen hekim yok denecek kadar azdı. Halk ve hayvanları barınak sız kalmıştı.

37 gün burada kalan Mustafa Kemal, Ankara ile yürüttüğü ısrarlı ve kesin bir haberleşme ile yeteri kadar hekim ve hemşire atanmasını sağlayacak, zorlu bir kışın yaklaştığı bölgede konut ve barınak sorununu  çözecek, Cumhurbaşkanı olarak her sıkıntının giderilmesi için bizzat ilgilenecekti. 

Atatürk kendisinin ve Ülkenin en sıkıntılı ve yardıma ihtiyacı olduğu zaman yanında olan Erzurumluları yaşadıkları felaketi atlatmakta  yalnız bırakmamıştı.   


Erzurum’a geldiğinde verdiği demeçte Mustafa Kemal:

 "Muhterem hemşehrilerim kahraman Erzurumluların bugün hakkımda gösterdikleri samimî, mertçe, sevgi dolu gösterilerden dolayı fevkalâde memnunum. Benim buraya ilk gelişim, bütün milletin ateşten bir çember içine alınmış olduğu bir zamana tesadüf etmişti. Bütün millet, bu çemberin içinden nasıl çıkacağını düşünmekle meşguldü. Memleketin batı bölgesi düşman ayaklarına terk edilmiş ve oradaki halk silâha sarılmış, buranın halkı ise memleketin felâketten kurtulması için ayağa kalkmış, her şeyi yapacak bir vaziyette idi. Ben işte böyle bir zamanda Erzurum'a geldim. Burada gördüğüm samimiyet, mertlik, vefakârlık benim, memleketi kurtarmak için her türlü fedakârlığı yapmam hususundaki karar ve kuvvetimi artırmış idi. O zamanki vaziyetimi çok iyi biliyorsunuz. Burada rütbemi, resmî mevkiimi, üniformamı attım ve bütün kâinata ilân ettim ki milletin sinesinde bir ferdim!" dedi.