400 sene önce bu günküne çok yakın dünya haritasını çizen büyük coğrafyacı Piri Reis; 80 yaşlarında Dünya Denizlerini arşınlıyordu.
Kristof Kolomb Amerika'yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmış durumdaydı.
Pasteur kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşındaydı.
Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye camisini tamamladığında ise 86 olmuştu.
Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.
Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hala işinin başındaydı.
Alvarlı Hâce Muhammed Lütfi Efe; bugün huşu içinde dinlediğimiz ve okuduğumuz ölümsüz eserlerini ürettiğinde çoktan 80 li yaşlarındaydı.
Goethe, en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti.
Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu.
Ressam Titian 98 yaşında; "Lepanto Savaşı" adlı ünlü tablosunu tamamladı.
74 yaşında bir suikasta kurban giden Kanuni Sultan Süleyman’ın ünlü sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa öldürüldüğü ana kadar seferden sefere koşmaya devam etti.
İngiltere’nin en ünlü başbakanı Sir Winston Churchill son kez görevi bıraktığında yaşı 81'di.
Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir. İnsan: kendine olan güveni, ümitleri ve cesareti derecesinde genç; şüphesi, ümitsizliği ve korkuları derecesinde yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin kaybolmasıdır. Lütfen yaşınız ne olursa olsun idealleriniz yok olmasın!