Yusuf Arslan, 31 Mayıs 1990 senesinde Erzurum’da doğdu, anne ve babası arasındaki kan uyuşmazlığı ve uygulanan yanlış tedavi nedeni ile felçli kaldı.
Aile yılmayarak kısıtlı ekonomik durumlarına rağmen tedavisine devam edildi. Çok sık Ankara’ya önemli sağlık merkezlerine tedavi amacıyla gidildi.
Ankara’ya 8 yaşında gittiği bir tedavi seyahatinden sonra artık ayaklarını yere basabiliyordu. Bu noktadan sonra hayata bakış açısı değişmiş, karamsarlık yerini yaşama ve üretme azmine bırakmıştı.
Kullanamadığı ellerinin yerini, adeta kendisine içten duaları karşısında; bahşedilen ayakları almıştı. Artık yürüyebiliyordu, kimsenin acıyarak değil imrenerek baktığı biri olmalıydı.
Kardeşi yardımıyla okuma yazma öğrenen Yusuf Arslan sol ayağının baş parmağı ile önce kara kalem resim yapmaya başladı, sonra duygularını, iç dünyasını ve gördüklerini tuvallere döktü. Çokta başarılı oldu. O artık acınarak bakılan değil imrenilen bir insandı.
