Toprağıyla ürküyor,
İçi içine sığmıyor,
Düşmana edercesine, hücum...
Çünkü akan yaşa, dökülen kana,
Şahit olmuş,
Şehit olmuş, ERZURUM.
Palandöken’i, ince bir duman sarar,
Aziziye, kan ağlar,
Mecidiye, feryatlar eder,
O, tarihteki katliamın sesi,
Dört bir yana, yankı eder.
Her yılın on iki Mart'ın da,
ERZURUM; derdini tazeler.
Ocakta, tandırda yakılmış,
Genç, yaşlı, ufacık bebeler,
Süngülenmiş, beşikte çocuklar
Hem de, hamile anneler.
Bunu yazıyor tarihler,
Çilekeşmiş, çilekeş; ERZURUMlular.
Ne namus kalmış,
Ne de; ev bark,
Gelinler, kızlar direklere çakılmış,
Vicdan değil, düşmanın taşıdığı,
Sanki kabak,
Yarası; hala taptaze,
Katliamların;
Gezde bak, sokak, sokak...
Sanki yanıyor hala o, ateş;
Erzurum’da; köşe, bucak..
Savaşmış; soğukla,
__________Yoklukla,
__________Düşmanla...
Kadın, erkek, çocuk,
Olmuş tek yürek tek yumruk,
Cumhuriyetin temel taşı olmuş, ERZURUM;
Gazi Paşa'yı kendisine vekili seçerek…
Dadaş'tır;
Erkeği, kadını, çocuğu...
Sırtında Palandöken,
Yanı, öresi tarihi anıyla dolu,
Anadolu'nun anahtarı; dadaşın ERZURUM'U
Dadaş; bir semboldür,
Aziziye; kahramanlık simgesi,
Dünya'da çınlamış,
Hançerin gür sesi...
Milli karakterini kıskanır,
Centilmen cüssesi,
Yiğitmiş, erkeği kadar kadını,
Nam salmış, tabyalarından,
Erzurum'un Nene Hatunu…
Bak şu kadere, başa getirir neler,
Soy kırımı görenler,
Soykırım yapmakla suçlanır,
Hani derler ya!
“Suçlu bağırır, suçsuzun ödünü koparır”
İşte benim insanım;
Suçsuzken; bir anda suçlu oluverir.
Doğuyu, Güney doğuyu, gez bak; var neler…
Her il taşıyor, katliamdan izler,
Ne yazık ki; hapis etmiş tarihi, arşivler.
Anlatamıyoruz kendimizi,
Zaten; dünya bizimi dinler.
Tarihçi ehliyeti olmayan kişiler,
İftira ile yalakalık, dalkavukluk eder.
Kendi evladımız da bize çekerse hançer,
Demoğlu’nun; mısraları neye yarar,
Kime neyler, ya da ne hükmü var.
Haydar Demoğlu-Erzurum
www.haydardemoglu.com