Nasıl adlandırıyorsanız bilmiyorum; Hiçbir darbe veya
ihtilal halkın yararına olmamıştır, her zaman bölünmeler olmuş. Mağdurlar, mazlumlar ve zalimler yaratmıştır.
27 Mayısta 12 yaşında ve ortaokul öğrencisi olarak Erzurum’daydım.
3ncü Ordu ve başındaki komutan olan
Ragıp Gümüşpala’nın ilk haftalar Ankara’ya biat etmemesi nedeniyle ve Cemal
Aga’ya rağmen! Erzurum semalarında tehditkar bir şekilde savaş uçaklarının
uçurulduğuna tanık oldum ve o korkuyu büyüklerimle birlikte tattım. Daha
sonrasında Karskapı Askeri Hapishanesine doldurulan ve muhalif oldukları
düşünülen sivilleri dinledim.
1970lerdeki muhtıralarda! Hem de Genel Kurmay Karargahında vatani
görevimi yapmaktaydım. Ayni üniformayı giyen askerin nasıl birbirine kuşku ile
baktığını gördüm ve o günkü rezilliklere; komutanların kendi menfaat hesapları
doğrulusunda karargahta askere
nasıl fitne ve fesat bulaştırdıklarına tanık oldum.
12 Eylül denen rezaleti Türk Hava Yollarında çalışırken İzmir'de yaşadım ve sonuçlarını birlikte gördük.
Yakın günlerde yaşadığımız girişimin mağduru ise kesinlikle
emir kulu rütbesiz askerler ve Türk Ordusunun itibarı olmuştur.
Askeri kariyerinde yeteneği, cesareti ve bilgisi olmadığı için ilerleyemeyeceğini düşünen bütün silik askerler, ihtilal yapmak yoluyla bir şey olmaya çalışmışlardır. Vatan ve Millet onların umurunda bile olmamıştır. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk Türk Askerini siyasetten uzak tutmaya çalışmıştır.
Askeri kariyerinde yeteneği, cesareti ve bilgisi olmadığı için ilerleyemeyeceğini düşünen bütün silik askerler, ihtilal yapmak yoluyla bir şey olmaya çalışmışlardır. Vatan ve Millet onların umurunda bile olmamıştır. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk Türk Askerini siyasetten uzak tutmaya çalışmıştır.
Naci Püskülcü