Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği yerleri her zaman
ibadet edercesine, huşu içerisinde gezer dolaşırım. Ağustos 2014 deki Erzurum gezimde ayni kutsiyet içerisinde
başladı ve doyamadan bitti. Erzurum muhakkak ki gelişmişti, hatta başkalarına
göre güzelleşmişti, ancak bana yabancılaşmıştı, eski mahalleleri ve
hatıralarımı boşuna aradım durdum.
Her seferinde uğrak mekanlarımdan biri olan; okuduğum
dönemde “Erzurum Erkek Sanat Enstitüsü” şimdilerde Atatürk Endüstri ve Meslek
Lisesi’ne uğramayı da tabii ihmal etmedim.
Dönemimden kalan eski taş binayı dolaştım. Yaz tatili nedeni ile öğrenim
olmayan okulda yalnızca staj yapan öğrencilerin hummalı faaliyetleri vardı. Ağaç İşleri Atölyesi stajyerleri, bir
yerlere mobilya yetiştirmeye çalışıyordu. Kendi staj dönemimi ve Torna Tesviye
Atölyesinde Erzurum ve çevre illerinin değişen araç plaka kalıplarını
hazırladığımızı hatırladım. Şehir isimleri yazılan araç plakalarından kod
numaralı plakalara geçildiğinde; 24, 25, 29 ve 36 kodlu plaka kalıplarını biz
imal etmiş ve staj sonunda döner
sermayeden 362 Lira pirim almıştım.
Kapısı kapalı olan Torna Tesviye Atölyesine giremeyince; dışarıdan ve pencerelerinden bakmak için yan
bahçeye geçtiğimde, dönemimde atölye komşumuz olan Demir İşleri Atölyesinin kapısını açık görüp içeri dalıverdim. Önceki
ziyaretlerimde, hatta mezuniyetimden beri girmediğim atölye belli ki önemini
yitirmiş ve depo olarak kullanılıyordu, içerisindeki öğretmen ve şef odaları
terk edilmiş boştu.
Ama oda ne! Orada bir tanıdık vardı! 12-17 yaşlarımızdayken, çalıştığı anda yanına
yaklaşmaktan ürktüğümüz bir tanıdık işte orada terk edilmiş ve yalnız başına
masum masum duruyordu. Sanki demir
döverken; duvarları sarsan, ta yan
atölyede biz tesviyecilerin bile kulaklarını sağır eden o değildi. Hem sanki
küçülmüştü! Bu muydu çocukluğumuzun o heybetli, hayallerimizdeki adeta tavana değen heyula şahmerdanı! Faal miydi bugünde kullanılıyor muydu bilmiyorum ama işte karşımda duruyordu!
Aradan tamı tamına 54 yıl geçmiş, ben çocukluk yıllarımı ta
gerilerde bırakmış, adeta bir pirifani olmuştum, o ise yıllara inat! Gencecik, taptaze buradaydı.
*ŞAHMERDAN=Demir dövmek için metal sanayinde kullanılan
tezgah.