11 Aralık 2008 Perşembe

Mücahit AKSAKALLI (1964----)


05.07.1964 yılında Erzurum’da doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini Erzurum’da tamamladı. Lise öğrenimi sırasında “Milletin Sesi” ve “Hür Söz” gazetelerinde muhabirlik ve yazarlık yaptı. Ermeni Mezalimi ve Meselesi konulu araştırma yazısı dizi olarak Milletin Gazetesinde yayınlandı. 1987 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Eğitim bilimleri Fakültesi Yönetim ve Planlama bölümünü 1991 yılında bitirdi. 

Üniversite Öğrenciliği sırasında bir grup arkadaşıyla Ortak Çizgi adlı derginin çıkarılmasında yer aldı. 1991 yılında Çevre Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesinde çalıştı. Bakanlığın resmi yayın organı olan Çevre Ve İnsan dergisinin yönetim kadrosunda yer aldı. Bu dergide çeşitli makale ve şiirleri yayınlandı. Bakanlığın yayınlarından YÜRÜYEN KÖŞK isimli çevre kitabına 2 arkadaşıyla imza attı. 2000 yılında İller Bankası Genel Müdürlüğüne naklen geçti. Genel Müdürlüğün Basın bürosunu kurarak Basın sorumlusu olarak çalıştı. İller Bankasının yayın organı olan İller Bankası adlı derginin yönetiminde yer aldı. 2002 yılında Gümrük Müsteşarlığına naklen geçiş yaptı. 

Halen Bandırma Gümrük Müdürlüğünde çalışmaktadır. Bandırma Erzurumlular Derneğinin kurucularından olan Mücahit Aksakallı Evli olup, iki çocuk babasıdır.


Aşağıdaki şiir Mücahit Aksakallı’ya aittir.


Erzurum'da Ramazan


Yine bir iftar topu patladı gurbet elde
Ararım Erzurum’u, ararım esen yelde


Dabağana suyundan çay suları koyulur
Lalapaşa’da okunan ezan, Karskapı'da duyulur.


Ayran aşi sofrada sanki selama durmuş,
Soharıç kokuları taki dışarı vurmuş.


Koca koca pideler kıymaya lokma olmuş,
Daha yemek bitmeden çaylar bardağa dolmuş.


Dadaşımın ramazanda her şeyidir demli çay,
Teraviye doping olur Erzurum’da demli çay


Kadayıf dolmaları elden ağıza getmez,
Bir cigara içmeden dadaş gendine gelmez.


Adettendir, çorbadan sonra kıyma kadayıf yenir,
Baban rehmet gari, elen sağlık denilir.


İftardan hemen sonra camiler dolar taşar,
Naim hoca nerdeyse muzipler orya koşar.


Kahvelerde sohbet başlar çaylar bir bir içilir,
Muhabbete doyum olmaz, konu konu seçilir.


Davulcu Farığ heç durmaz, kuvvet verir tokmağa,
Zöhörün geldiğini duyurur her kulağa.


Zöhör gelmiştir artık, her evde lamba yanar,
Yamağta tereyaği, erişte suyi kaynar.


Zöhörlerde açma çörek, bohça kete yenilir,
Yenildikçe daha var mi? Doldur çayi denilir.


Ramazanın on beşinde başlar, sıra sıra devetler,
Gürcü kapıda, kasap kurbandan alınır kıymalık etler.


Doyum olmaz tadına Erzurum’da lavaşın,
Mukaddestir ramazan, gönlünde her dadaşın.


Bayramlarda adettir küs dadaşlar barışır,
Yoksula hürmet eder, yardımlarda yarışır.


Gurbetteki dadaşı sarar durur heyecan,
Burnumuzda tütüyor Erzurum’da ramazan.